Türkiye 125 ülkenin talebini karşıladı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye'nin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadelede bugüne kadar sağlık ekipmanı yardımı isteyen 125 ülkenin talebini karşıladığını belirterek ''Çabalarımızı birleştirmek için çok paydaşlı bir yaklaşım benimsemeliyiz. Ülkelere ek olarak, özel bağışçılar ve şirketler de bu sürece katılmalıdır.'' dedi.

AA

"Dijital Diplomasi" temasıyla düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu kapsamında, Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) iş birliğinde "Salgın Sırasında Mültecilerin ve Yerlerinden Edilen Diğer İnsanların Durumu: Uluslararası İşbirliği İhtiyacı" konulu video konferans yapıldı.

Burada konuşan Çavuşoğlu, salgının ülke ayırt etmeksizin herkesi etkilediğini söyleyerek "Bu süreçte, acı bir şekilde olsa da küresel krizler karşısında etkili uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha fark ettik. Salgının şiddeti ve küresel doğası göz önüne alındığında, Türkiye, başkalarına yardım ulaştırma konusunda erken harekete geçti. Şimdiye kadar 125 ülkenin yardım talebini karşıladık. Yardım çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Krizler karşısında en kırılgan grup olan mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin korunması için iş birliğinin önemini vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin çabaları sayesinde bu kırılgan gruplara, G20, Meksika-Endonezya-Güney Kore-Türkiye-Avustralya (MIKTA), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) gibi çeşitli kuruluşların ortak açıklamalarında özel referanslar yapıldığını dile getirdi.

Çavuşoğlu, salgının yerinden edilmiş insanlar için özel zorluklar yarattığını belirterek şöyle devam etti:

"Öncelikle, sınırların kapatılması, küresel üretimin bozulması, küresel lojistik ve tedarik zincirlerinin bozulması, mültecilere yönelik yardım çabalarına engel oldu. İkincisi, sınırların kapanması iltica başvurularına da engel oldu. Henüz bu soruna birlikte bir çözüm bulamadık. Üçüncüsü, halihazırda sıkıntılı olan ulusal sağlık sistemlerine yerinden edilmiş kişilerin dahil edilmesi zorlaştı. Dördüncüsü, virüse daha fazla maruz kaldılar. Kriz, erken bilgilendirme kampanyalarının önemini de ortaya koydu. Son olarak, mülteciler Kovid-19'un ekonomik sonuçlarından derinden etkilenmektedir."

Bu çok boyutlu zorlukları ele alırken kapsayıcı, sürdürülebilir ve daha güçlü bir uluslararası eyleme ihtiyaç olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Önce, etkiyi hafifletmek için nakit yardım programları da dahil olmak üzere kısa vadeli çözümlerle başlayabiliriz." şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, mültecilerin uzun vadeli ekonomik toparlanmaları için daha sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç olduğunun altını çizerek "Yaşlılar, kadınlar ve engelliler için özel önlemler alarak 'savunmasız olanların en savunmasızları"nın iyi olmasına özel dikkat göstermeliyiz." ifadelerini kullandı.

Salgının, bu hayati alandaki çabaları bozduğuna, bu yüzden eğitimin, yerinden edilmiş topluluklarla ilgilenirken kilit bir alan olduğuna ve mültecilerin eğitime sınırlı erişimi olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, bu grupların akranları gibi uzaktan öğrenme fırsatlarından yararlanmaları gerektiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, bu hedeflere etkili uluslararası iş birliği yoluyla ulaşabileceğine dikkati çekerek "Çabalarımızı birleştirmek için çok paydaşlı bir yaklaşım benimsemeliyiz. Ülkelere ek olarak, özel bağışçılar ve şirketler de katılmalıdır." şeklinde konuştu.

BM'nin Küresel İnsani Müdahale Planı'nın bu iş birliğinin başarılı bir örneği olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Küresel Sözleşme'nin aynı zamanda adil yük ve sorumluluk paylaşımını teşvik ederek mültecilerin korunmasında güçlü rehberlik sunduğu değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Kovid-19 salgınının da bundan ayrı olarak düşünülemeyeceğini söyleyerek "Mülteci barındıran ülkelere destek şimdi her zamankinden daha fazla gerekli. Özellikle bağış yorgunluğuna yer yoktur." ifadesini kullandı.

- "Dayanışmaya ihtiyacımız var"

En çok mülteci barındıran ülkeler olarak Ürdün, Lübnan, Irak ve Pakistan'dan mevkidaşlarının kendisiyle aynı fikirde olacağından emin olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bunu tek başına taşıyamayız. Dayanışmaya ihtiyacımız var." dedi.

Çavuşoğlu, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yardımıyla, salgın sırasında ve sonrasında mültecilerin korunması konusunda en iyi uygulamaları üretebileceklerini anlatarak "Uluslararası toplum zorla yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşünü desteklemelidir." diye konuştu.

Bu amaçla, Suriyelilerin dönüşünde Lübnan, Ürdün ve Irak ile çalışmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, şimdiye kadar bu bağlamda iki toplantı yaptıklarını ve iş birliğini sürdürmeyi umduklarını dile getirdi.

Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği ile aynı konuda üst düzey toplantılar düzenlediklerine işaret ederek, bu değerli iş birliğini de sürdürmek istediklerini vurguladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Edros Adhanom Ghebreyesus'un çabalarını takdir ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Genel Sekreter tarafından belirtildiği gibi 'Dünya sadece en zayıf kadar güçlüdür.' Gerçekten de en güçsüzler için elimizden gelenin en iyisini yapma zamanı." ifadesini kullandı.

Video konferansa Çavuşoğlu'nun yanı sıra Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi, Lübnan Dışişleri Bakanı Nasif Hitti, Pakistan Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, Avrupa Birliği (AB) Komisyonun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Avusturya'nın eski Dışişleri Bakanı Karin Kneissi ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Direktör Yardımcısı Zsuzsanna Jakab da katıldı.