Türk mühendislerden 'bor' hamlesi

Bor madeninin saflaştırılmasıyla elde edilen bir madde, radyasyona karşı yalıtım malzemesi olarak uygulanıyor.

1

Rezervinin büyük bölümü Türkiye'de bulunan bor madeninin saflaştırılmasıyla elde edilen bir madde, radyasyona karşı yalıtım malzemesi olarak uygulanıyor.

Bor madeninin saflaştırılmasıyla ortaya çıkan 9 su molekül yapısına sahip sodyumpentaborat maddesini, 7 su moleküle düşürmeyi başaran ve bu buluşunu Türk Patent ve Marka Kurumuna tescil ettiren Balıkesir'de kurulu Ar-Ge şirketi ve bir mühendislik firması, söz konusu maddeyi hastanelerdeki radyoterapi odalarına uygulamaya başladı.

İstanbul'da 2 özel hastanenin radyoterapi merkezlerinin yalıtımını yapan, Ankara ve İstanbul'daki 2 hastaneden sipariş alan mühendislik firması, iddialı yatırımlarla nükleer santrallerin radyasyon sızıntılarına karşı zırhlanmasına da talip.

Radyasyondan korunmayı sağlayan ürünler imal etmeye başlayan "Radkosis" adlı mühendislik firmasının ortağı mühendis Başaran Paşaalioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, firma olarak radyasyondan korunma sistemleri ürettiklerini belirtti.

Paşaalioğlu, araştırmaları sonucunda önemli aşamalar katettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:

"Radyasyonun nötron ve gama ışınlarından korunmak için sodyumpentaborat maddesinin uygulama alanlarıyla ilgili araştırmalar yaptık. Dünyada hiçbir yerde durdurulamayan nötron ışınlarını biz sodyumpentaborat ile yaptığımız karışımla durdurmayı başardık. Bunun uygulamalarını yapıyoruz. Türk bilim insanı Faruk Durukan'ın uzun zamandır yapmış olduğu çalışmalar neticesinde elde etmiş olduğu bu madde dünyada bir ilktir. Biz de bu ürünü, nükleer enerji santrallerinin korunmasında, hastanelerin nükleer tıp bölümlerinde ve radyasyon üreten kısımların zırhlanmasında kullanıyoruz. Biz bu üretimlerimize öncelikle hastanelerden başladık ama bu konuda bütün nükleer santrallere de talibiz."

Radyoterapi tedavi uygulamalarının yapıldığı bir odanın (linak) normal betonarme perde duvar kalınlığının 2,5 metre olduğunu, bu duvarı 20 santimlik bir zıhlama duvar şekline indirebildiklerini anlatan Paşaalioğlu, aynı zamanda, her birinin ağırlığı 8 ton olan kapıları 500 kilograma kadar düşürmeyi başardıklarını bildirdi.

"ZIRHLAMAYA BAKIŞ AÇILARINI DEĞİŞTİRECEK DEVRİM OLUŞTURDUK"

Paşaalioğlu, bunların testlerinde de çok büyük başarılar sağladıklarını ifade ederek şunları söyledi:

"Artık dünyadaki zırhlamaya bakış açılarını değiştirecek bir devrim oluşturduk. Sodyumpentaborat maddesinin bir özelliği de betonarme elemanlar gibi yansıtarak değil de içine emerek ışınları durdurmasıdır. Diğer yandan da gama ışınlarını durdurmak için barit çalışmasının saflaştırılması yapıldı. Bunlarla ilgili de dünya genelinde kurşun elementi kullanılmakta. Fakat ağır bir malzeme ortaya çıktığından dolayı dünyada kimse tarafından tercih edilmek istenmiyor. Biz bunun yerine barit kullanabilmekteyiz. Bu malzemenin de saflık derecesini yüzde 90'lara kadar çekebildik. Bu maddeyle ürettiğimiz ürünlerde kurşun kalınlığını 5 kata düşürdük ve hedefimiz 3 kata kadar düşürmektir. Yakın zamanda bunun sonucunu da alacağız."

"DÜNYADAKİ TÜM NÜKLEER SANTRALLERİN ZIRHLANMASINA TALİBİZ"

Bu ürünlere dünyadan çok talep geleceğini ve Türkiye için övünç kaynağı olacağını dile getiren Paşaalioğlu, "Biz dünyadaki tüm nükleer santrallerin zırhlanmasına talibiz. Şu anda nükleer santrallerde nötron ışınları, 6-8 metre kalınlığındaki perdelerle yapılmaktadır ve sızıntı durumunda güvensizdir. Biz bu kalınlığı 6 metre yerine 60 santimetreye, hatta 40 santimetrelik bir zırhlamaya dönüştürüyoruz ve daha güvenli bir hale getirebiliyoruz. Biz dünyada daha çok ilklere imza atacağımızı duyuruyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"BU MALZEME DÜNYADA BİR İLKTİR"

Firma ortaklarından Şenol Paşaalioğlu da nükleer santrallerle ilgili büyük sorunlar yaşandığını hatırlatarak şöyle devam etti:

"Çernobil'i, Japonya'yı biliyorsunuz. O ülkelerdeki santrallerde yaşanan radyasyon yayılmaları hala durdurulamıyor. Sodyumpentaborat içerikli üretmiş olduğumuz malzemeler ile çevreye radyasyon yayan mevcut santralleri zırhlayabilir ve sızıntıyı durdurabiliriz. Bu bizim için büyük bir atılım olacaktır. Bu malzeme dünyada bir ilktir ve umarız Türkiye için hayırlı bir malzeme olur."

"İLERİ BOR İŞLEME FABRİKAMIZI KURACAĞIZ"

Edremit'te kurulu Ar-Ge firmasının sahibi Faruk Durukan da dünyada faal olan 450 civarında nükleer santral bulunduğunu, bu santrallerin radyasyon açısından risk taşıdığını aktardı.

Durukan, projeyle nükleer santralleri zırhlama ve patlama sonrası radyasyonun yayılmasını durdurmaya çalıştıklarına işaret ederek şunları kaydetti:

"Dünyada iki ülkede nükleer santral patlaması yaşandı ve sızıntı konusunda hiç çözüm üretilemedi. Hala daha sızıntılar sürüyor. Bu arada, hastanelerin radyasyon yayan bölümlerinde de bu malzeme çok rahatlıkla kullanılabiliyor. Biz firmamızda bu teknolojinin var olmasını sağladık ve artık uygulamaya da geçebilmekteyiz. Mühendislik çalışmalarını verebilir duruma geldik. Yaklaşık bir yıl içerisinde Ar-Ge firmamızda ileri bor işleme fabrikamızı da kurmuş olacağız. Bu tesis dünyada bir ilk olacak. Dünya bilimi, 9 su moleküllü Sodyumpentaborat maddesi üretebilirken, biz 7 su moleküle düşürmüştük. Artık bu rakamı 1'e de düşürmeyi başardık. Bu sayede de ileri düzeyde bor işleme teknolojilerine sahip olan dünyanın tek ülkesi olacağız. Bu tip problemlerin dünyadaki çözümünü Türkiye'den sağlayacağız. Ülkemizde bu gururu yakın zamanda yaşayacağız."