1
Bakım elemanının kabiliyet ve farkındalığını en yüksek seviyede tutarak, arıza tespit süresini kısaltan, onarımı ilk seferde ve doğru yaparak rötar ve bekleme süresini minimize etmeyi mümkün kılan sistem, VR (Sanal Gerçeklik) ve AR teknolojilerini benzer maksatla kullanan diğer sistemlerden farklı olarak SAP sistemine entegrasyonu mümkün olan tüm 3 Boyutlu objeler için bu iş üzerine eğitimli bir yazılımcı müdahalesini gerektirmeden bizzat usta öğreticinin başına geçip yükleme yapabileceği, bilgisini ve tecrübesini kendi tarzıyla paylaşabileceği ilk ve tek sistem.
“BİR JETİN SONRAKİ GÖREVİ İÇİN GEREKLİ KONFİGÜRASYONUNU İLAVE ETMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Defenceturk.net’e açıklamada bulunan Kubilay Yıldırım, sistemin şuan prototip aşamasında olduğunu ve savunma bakanlığında bir kaç yerde birden denenmekte olduğunu ifade etti. “İlerleyen aşamada sistemi SAP entegrasyonu olarak görüyoruz ve yakın bir zamanda kurumsal veritabanlarından alınan bilgilerin otomatik projeksiyonuyla da karşılaşacağız. 3 boyulu nesnelerin SLAM algoritmalarıyla gerçek nesne ve modeli özdeşlerştirilip sadece bozuk olarak tanımlanan parça teknisyenin dikkatine sunulacak. Daha ileride göreve hazırlanmakta olan bir jetin bir sonraki görevi için gerekli konfigürasyonunu bile ilave etmeyi hedefliyoruz. Sistemin olgunlaştırılmasını İnovasyon Merkezinde değil ürün geliştirme konusunda daha deneyimli ekiplere bırakacak ve biz de fotogrametri ve 3 boyutta nesne geometrisini yakalama konusunu kolaylaştırmaya bakacağız”
Mühendis subay olan Kubilay Yıldırım, Hollanda Hava Kuvvetlerine bağlı İnovasyon Merkezinde yöneticilik yapıyor.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Savunma sanayii araştırmacısı Aybars Meriç söz konusu sistemi Twitter’da gündeme getirdi ve çalışma prensibini Defence Turk.net’e anlattı: “Kullanıcı personel şeffaf bir gözlük ile istediği yere bakıyor. Yani teknik açıdan onarmak istediği metaya diyelim. Hiç bilmiyor olsa bile bu metaya sadece akarak hakkındaki tüm onarım dökümanlarına, videolarına, adım adım ulaşabiliyor. Yani sisteme bir usta bir nesneyi değil yalnızca, video, ses ve dökümanları yüklüyor. Yeni başlayan personel ise bunları takip ederek tam tanımadığı sistemleri bile söküp, parçalayıp, toplayıp, onarabiliyor. Böylece tecrübesizlik faktörü ve birden fazla işlem yapma zaman kaybı önleniyor. Sistem sesle ve parmakla komut alabiliyor yani mouse yada başka bir nesne gerekmiyor. Bakılan yerdeki parçayı tanıyarak ilgili tüm medya ve verileri önünüze getirebiliyor. Bu veriler saklanıyor ve on yıl yirmi yıl sonra bile kullanılabiliyor. O zamanın gelecek çok daha modern sistemleri de olacak tabi o ayrı bir husus. Fakat önemli olan kurumsal hafızanın korunması.”
“HAYATİ ÖNEME HAİZ DURUMDA”
Meriç, söz konusu sisteminin önemini de vurguladı:
Bildiğiniz üzere teknik uzmanlık isteyen alanlarda insan yetiştirmek gerçekten uzun bir süreçtir. Uçak hat bakım teknisyenleri, branş teknisyenleri, bunların her uçak için alması gereken tip sertifikaları, tank ve zırhlı araç bakım teknisyenleri vb. birçok teknik alan insana açtır. Eğitim süresi oldukça uzun sürdüğü gibi, teknisyenlerin işin püf noktalarını öğrenerek iş başında pişerek uzmanlaşması, on yıllar almaktadır. Biliyorsunuz öğrenmenin ilk adımı öğretmeni taklit etmektir. Öğrenmenin etkinliği kaç duyu organınızı işe karıştırır iseniz o kadar artar. İş başında bizzat uygulayarak öğrenmek ise en güçlü ve akılda kalan bir yöntemdir. İşte bu nedenle Hollanda Ordusu da ilk uygulamalarını hava kuvvetlerinde başlattı ve sistemin verimliliğinden son derece memnun kaldı. Şimdi olgunlaşma ve özel sektöre de açılma aşamasında ve bizim bugünümüz şartları için de hayati öneme haiz durumda.
DEĞERLİ BİR USTANIN BİRİKİMİNİ, ON GENÇ TEKNİSYENE AKTARMAK MÜMKÜN
Gördüğünüz gibi artık en karmaşık sistemleri bile öğrenmek, hatta bilmediğiniz yanlarını da işin başında öğrenmek mümkün hale geliyor. Bu durum da son FETÖ girişimlerinde yıpranan ve personel ihtiyacı artan ve zamanı dar olan ordumuz için büyük bir nimet haline geliyor.
Türk Hava Yolları son derece genç bir filoya sahip ama bu filoyu besleyebilecek yetişmiş teknik eleman sayısı yetersiz. Uçaklar genç olduğu için az arıza yapsalar bile sürekli onarıma, bakıma, kontrole ihtiyaç duyuyorlar. Bu sistem sayesinde elinizdeki bir değerli ustanın yetenek ve bilgi birikimini, farklı işler üzerinde mesai harcayan on genç teknisyene aktarmak mümkün hale geliyor. Havacılık en hassas ve iş güvenliği açısından en sıkı alanlardan biri olduğu için örneklerimi buradan veriyorum. Yoksa bu sistem yeni evlendiğiniz eşinize, annenizin usulüyle börek açmayı öğretebileceğiniz kadar geniş kabiliyetli.
BU TİP BİR SİSTEMİN SAĞLAYACAĞI KATMA DEĞER O KADAR YÜKSEK Kİ
Bakınız bu işin en mühim noktası hassas teknik alanlarda, son derece kaliteli bir kurumsal hafıza oluşturması. Bu sefer deniz kuvvetlerinden bir örnek verelim. Bir fırkateyn, denizaltı yada başka platformda bazı sistemler vardır ki, ancak 5-10 yılda bir arıza yapar veya bakımı gelir. Dolayısıyla böyle bir durum hele ki seferde vaki olduğunda o işi daha önce yapmış hiçbir personel bulman mümkün olmuyor elinin altında. Kimi emekli, kimi başka bir yerde görevde… Uğraşıp orasını burasını karıştırmak, yazılı ama kısır talimatları okumak yeterli olmuyor.
TÜRK ASKERİ VE SİVİL SEKTÖRÜNÜN HİZMETİNE GİREBİLİR
Hollanda Savunma Bakanlığı Ar-Ge dairesinde görevli bulunan Sn. Kubilay Yıldırım’ın Beyin suyu akıtarak geliştirdiği ve olgunlaşma aşamasındaki bu sistem, çok çok hesaplı bir şekilde Türk Askeri ve Sivil sektörünün hizmetine girebilir. Bakınız ülkemizin Hollanda ve NATO görevlerindeki askeri personeli vasıtasıyla ordumuzda bu sistemi tanıdı ve çok çok beğendi. Fakat gündesm o kadar yoğun ki eğer bizler kamuoyu yaratmaz isek ağır işleyen bürokrasi çarkları arasında bu zaman hassasiyeti yüksek imkan kaybolacak. Star