Türk düşmanlığını öğrendik

Afrin’de yakalanan DEAŞ’lı Rus terörist, proje örgütünü AKŞAM’a anlattı: Dinimi yaşamak için DEAŞ’a katıldım ama onların İslamiyetle hiçbir alakası yok! DEAŞ, Batılı güçler tarafından Müslüman ülke olan Türkiye’ye karşı kurulan bir örgüt. İnfaz ve bomba eğitimlerinde bize hep Türkiye düşmanlığını öğrettiler.

LEVENT ALBAYRAK

DEAŞ’lı Rus 27 yaşındaki Said Saidov, arkadaşımız Levent Albayrak’a örgütün gerçek yüzünü anlattı. 

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı sonrası sınır hattımızda proje terör örgütleri PKK/PYD/YPG ve DEAŞ’tan temizlenen topraklar gerçek sahiplerine teslim edildi. Operasyonların ardından hayatın normale döndüğü Azez’deki YPG ve DEAŞ’lıların bulunduğu cezaevine girip militanlarla görüşen AKŞAM, bu örgütlerin Türkiye’ye karşı nasıl bir proje olduğunu kanıtladı. İşte Rus vatandaşı 27 yaşındaki Said Saidov’un anlattıkları:

TECAVÜZ, YAĞMALAMA… 

Müslümanlığı rahat yaşamak için katıldığım örgütte ilk gördüklerim karşısında şoke oldum. Emir dedikleri üst düzey komutanlar kadınların ırzına geçiyor insanların malını yağmalıyordu. O anda bu örgütü din düşmanı münafıkların kurduğu anladım. O günden sonra kaçmak için çok yol denedim ama başaramadım.

‘GÜNAHLA YAŞIYORLAR’ DİYORLARDI

DEAŞ saflarında İslamiyet ile ilgili hiç bir şey görmedim. Halep bölgesinde özellikle militanlara ve canlı bomba olarak yetiştirilecek kişilere Türkiye düşmanlığı empoze ediliyordu. Burada en büyük düşman herkesin sandığı gibi Batılı ülkeler değil Türkiye’ydi.  Canlı bomba yapılacak kişilerin beynini rahat yıkamak için uzak köylerdeki evlerde tutuyorlar, gün boyu Türkiye hakkında yalan yanlış bilgilerle beyinlerini yıkıyorlardı. Türkiye’ deki lüks yaşamları bu kişilere izlettirerek ‘Türkiye İslam düşmanı, bunlar sizin hakkınız. Günahla yaşayan Türklere sizler tarafından gereken ceza verilecek” diyerek sürekli psikolojik eğitim ve baskı veriyorlardı.   

DİNİMİ YAŞAMAK İÇİN KATILDIM

2015 yılında Rusya’dan kaçarak DEAŞ saflarına katıldım. Rusya’da Müslümanlığı yaşamak biraz zor. Sakalım ve inancım nedeniyle birçok baskı görüyordum. Daha sonra DEAŞ’ın sitelerini incelediğimde, bunların Müslümanlık için çalışan bir topluluk olduğu, onlara katılırsam hem sakalımı korur hem de dinimi rahat yaşarım diye düşündüm. Her şeyi geride bırakıp Halep’e gittim.

İslam için öldürdük

DEAŞ ilk zamanlarında korku salmak için sokaklarda infazlar yapardı. Emir olarak adlandırdıkları kişiler infaz emrini verdikleri kişilerin İslam için öldürdüklerini söylüyordu. Ancak İslam dini öldürmeyi kesin bir dille reddetmişti. Bu neyin İslam’ı hangi İslam için insan öldürebilirlerdi. Kendilerine karşı çıkanları ise münafık olarak adlandırıp yine infaz ediyorlardı. 

Fırat Kalkanı bitirdi!

Fırat Kalkanı sonrası bölgede DEAŞ’tan kopmalar hızlandı. Ben de bunu fırsat bilip ölümü göze alarak kaçtım. Geceleri yürüyüp gündüzleri boş evlerde saklandım. Sonunda ÖSO’ya teslim oldum. DEAŞ, Batılı güçler tarafından Türkiye’ye karşı kurulan bir örgüt. Çünkü örgütü yöneten komutan düzeyindeki kişilerin İslamiyet’le hiçbir alakası yok.”