AA
Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Birlemiş Milletlerin (BM) Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nde icra ettiği harekat ve misyonlara katılımına ilişkin verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Tezkere üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz alan Aydın Milletvekili Adnan Sezgin, yaşanan insani ve siyasi krizler nedeniyle Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti başta olmak üzere kıtadaki pek çok ülkenin çeşitli dini ve etnik örgütlerin, terör gruplarının, cinayet ve çıkar şebekelerinin tasallutu altında olduğunu belirtti.
Uluslararası camianın ekonomi, güvenlik ve hukuk alanlarındaki katkılarının son derece yetersiz kaldığını söyleyen Sezgin, Mısır ve Libya başta olmak üzere Kuzey Afrika ülkelerinin, Türkiye'nin sadece Doğu Akdeniz politikası açısından değil, Afrika politikası açısından da çok önemli olduğunu dile getirdi. Sezgin, "Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin görev süresinin uzatılmasına ilişkin tezkereye İYİ Parti olarak evet diyoruz." ifadesini kullandı.
"ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİ AÇISINDAN DA ÖNEM ARZ EDİYOR"
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, terörün artık sadece doğduğu coğrafyayla sınırlı kalmadığına işaret ederek, bu bakımından Afrika'nın güvenlik ve istikrarının sağlanmasının sadece bu bölgenin değil, dünyanın geri kalanının da üstlenmesi gereken bir sorumluluk olduğunu kaydetti.
Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bölgede yaşanan insani ve siyasi krizin, başta yakın coğrafya olmak üzere dünyanın genelini etkileyebilecek bir potansiyele sahip olduğunu anlatan Özdemir, "Afrika ülkelerini sömürme düşüncesini taşıyanların var olduğu bir ortamda, Türkiye'nin insanı esas alan, eşitlikçi ve adil yaklaşım çerçevesinde Afrika'daki etkinliğini artırması ve barış misyonlarına katkı sağlaması tercih değil, zorunluluk haline gelmiştir." diye konuştu.
FETÖ'nün etkisini artırma çabası içerisinde olduğu yerlerin başında Afrika kıtasının geldiğine dikkati çeken Özdemir, "Ülkemizin FETÖ ile uluslararası mücadelesinde Afrika'nın yok sayılamayacağı gerçeği karşımıza çıkıyor. Türkiye'nin Afrika'da bulunması, bölgenin güvenliği için önemli olduğu kadar ülkemizin güvenliği açısından da önem arz ediyor." dedi.
MHP'li Özdemir, Türkiye'nin, Afrika ülkeleriyle sürdürdüğü ilişkinin, ekonomiden altyapıya, kültürel ilişkilerden savunma sanayisine varıncaya kadar çok geniş bir ölçekte karşılıklı güven ilkesiyle ilerlediğini vurguladı.
"BU BİR İFTİRADIR"
HDP Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, Türkiye'nin, Mali ve Afrika Cumhuriyeti'ne asker göndermemesi, sınır dışında bulunan bütün askerlerini Türkiye'ye geri çağırması gerektiğini savunarak, partisinin, yurt dışına asker gönderilmesine baştan beri karşı çıktığını ve bu yöndeki tezkerelere "hayır" oyu kullandığını anlattı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın "Envanterimizde kimyasal silah yok." açıklamasını anımsatan Oruç, "Hakikaten sizler bunu kullanmamışsanız bu komisyonun oluşturulması için buna öncülük etmesi gereken Milli Savunma Bakanıdır, AKP iktidarıdır. Aksi takdirde, uluslararası sözleşmelere ve hukuka göre bir suç işleniyor ve bu suçun bedeli ağırdır. Bizler bu suçun ortağı olmak istemiyoruz." sözlerini sarf etti.
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Oruç'un sözlerine işaret ederek, "TSK'nin envanterinde olmadığı gibi en ufak bir kullanımının da söz konusu olmadığını herkes çok iyi biliyor. Bu bir iddia değil, iftiradır. Dolayısıyla bu bir beşinci kol faaliyetidir; bu emperyalistlerin ağzıyla Türkiye'yi uluslararası hukuk nezdinde gündeme getirmenin bir altlığı, planlı bir kurgusu olarak karşımıza çıkıyor." diye konuştu.
"AMBARGO FIRSATÇILIĞI"
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, "Uluslararası terörizmle mücadele amaçlı ve üyesi olduğumuz BM'den çıkan bir karar olduğu; Türkiye bu misyonlara katılmaya davet edildiği için bu tezkereye olumlu oy kullanacağız." dedi.
Tezkerede Cumhurbaşkanı'na yetki veren ifadeleri eleştiren Çakırözer, "Hiçbir demokraside meclisler, hudut, şümul, miktar ve zamanı tek kişiye bırakacak yetkiyi vermezler, veremezler. Çünkü hesap veren yönetim anlayışında bu kabul edilemez." ifadelerini kullandı.
TBMM'nin ilgili komisyonlarında bu kararların önceden tartışılmasında büyük yarar gördüklerini ve ilgili bakanların TBMM'yi bilgilendirmesi gerektiğini belirten Çakırözer, "Gönderilen birliklerimiz faydalı olmuş mu, ulusal çıkarlarımıza hizmet eden bir görevlendirme olmuş mu yoksa 'Artık asker göndermeye gerek kalmadı' diyebileceğimiz bir aşamaya ulaşılmış mı? Bunların tartışılması gerekir. Böyle bir karar alma sürecine Meclisimiz ve ülkemizin mutlak ihtiyacı var. Hele, hele tüm yetkilerin tek kişide toplandığı bu ucube tek adam yönetiminde buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç var." sözlerini sarf etti.
Çakırözer, Türkiye kıyılarına demirleyen Rus yatlarına ait olduğunu söylediği fotoğrafları göstererek, "Biz burada savaşı kınayan bildiriler yayımlayalım, Sayın Şentop gitsin Kırım Zirvesi'nde konuşsun, sarayın umurunda değil. Onlar Putin'in destekçilerine kol kanat açıyor. Bir de bunun adına 'tarafsızlık' diyerek bizi ve dünyayı kandırmaya çalışıyorlar. Evet, tahıl güvenliği için yürütülen diplomasi tarafsızlıktır, önemlidir, değerlidir; barış için çaba göstermek, ara buluculuk girişimlerinde bulunmak doğrudur ama bu fotoğrafın adı 'tarafsızlık' değildir, düpedüz ambargo fırsatçılığıdır; yaptırım fırsatçılığıdır." görüşlerini savundu.
"TEZGAHLARINI BOŞA ÇIKARACAĞIZ"
AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar, Batılı ülkelerin barış, kardeşlik, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, ekonomik kalkınma sözleriyle gittiği hiçbir coğrafyada huzur ve refahın olmadığını aksine o coğrafyaların insanlarının ve zenginliklerinin sömürüldüğünü söyledi.
Batı'nın belli başlı ülkelerindeki maddi refahın arkasında zulüm, kan ve gözyaşının bulunduğunu kaydeden Çonkar, bu zulmü geçmişte de bugün de en ağır şekilde yaşayan coğrafyanın Afrika olduğunu belirtti. Çonkar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mali-Orta Afrika Tezkeresi'nde de Irak-Suriye Tezkeresi'nde de Afganistan Tezkeresi'nde de karşımıza çıkan ve ele alınan sorunların çıkış noktasında aynı durumları görüyoruz. Libya, Suriye, Yemen, Somali ve daha birçok ülke egemen güçlerin mücadele alanı olmaya devam ediyor. Kendi çıkarları gerektirdiği zaman 10 bin kilometre ötedeki bir ülkeye müdahale etmeyi kendine hak görenler Türkiye'nin kendi sınır güvenliğine yönelik yaptığı operasyonlara itiraz edebiliyor; işlerine geldiği zaman, tutarsız ve kimsenin inanmadığı gerekçelerle terör örgütlerini destekleyebiliyor; ikiyüzlü bir tavırla sözde 'müttefikimiz' dedikleri NATO müttefiki olan ülkemize vermedikleri silah, mühimmat ve teçhizatı PYD/YPG gibi terör örgütlerine verebiliyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar amaçlarına ulaşamayacaklar, taşeron terör örgütlerine yaptıkları tüm yatırımlar boşa gidecek."
Türkiye'nin kendi güvenliğini sadece sınırlarının içinde değil, sınırlarının ötesinde de sağlama hakkı ve zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan Çonkar, "Bu hakkı gerektiği zaman hiç çekinmeden kullandık, bundan sonra da gerek sınırlarımıza yakın bölgelerde gerekse de uzak bölgelerde kullanacağız. Bizi hedef alan terörün ve teröristin imhasını sağlayacak, vekalet mücadelesi veren arka plandaki organizasyonların ve devletlerin tezgahlarını boşa çıkaracağız." dedi.
Türkiye'nin menfaatlerini her şeyin üzerinde tuttuklarını ancak eleştirdiği ülkelerden farklı olarak Türkiye'nin ahlaki ve insani değerlerine sahip olduğunu dile getiren Çonkar, "Ne geçmişte ecdadımız ne de bugün bizler Afrika'ya da başka coğrafyalara da sömürgeci bir gözle bakıyoruz. Her türlü zulme ve haksızlığa karşı çıkıyoruz, dostluklara önem veriyoruz. Ülke ve millet olarak zor zamanlarda yanımızda olanları ve sergiledikleri dostça yaklaşımları hiçbir zaman unutamayız. Zor zamanlarında ülke ve millet olarak biz de onların yanında oluruz. Bizim dostluğumuz kıymetlidir, Türkiye'nin dostluğu paha biçilmezdir." değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmelerin ardından yapılan oylamada tezkere kabul edildi.
Genel Kurulda daha sonra partilerin grup önerilerinin görüşmelerine geçildi.