İstanbul’da devam eden TRT World Forum’un ikinci gününde 2 Ekim 2018’de vahşice öldürülen Cemal Kaşık cinayeti masaya yatırıldı, cinayetin bölgeye yansımaları konuşuldu.
TRT World Sunucusu Alican Ayanlar’ın moderatörlüğündeki “Cemal Kaşıkçı Cinayeti: Bölgesel Jeopolitiğin Bir Yansıması mı?” başlıklı oturuma AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Zincirleri Olmayan Kadın Gazeteciler Grubu Başkanı Tawakkol Karman, ALQST Kurucusu ve Direktörü Yahya Ibrahim Assiri, Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst, Ghad el-Thawrah Partisi Lideri ve Mısır Cumhurbaşkanlığı Eski Adayı Ayman Nour ile Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz katıldı.
Yaklaşık 2 saat süren oturum, gazeteciler ve katılımcılar tarafından ilgiyle dinlendi.
Nobel Barış Ödülü sahibi ve Zincirleri Olmayan Kadın Gazeteciler Grubu Başkanı Tawakkol Karman’dan Kaşıkçı cinayetine ilişkin çok ses getirecek açıklamalar geldi. Karman, “Cemal Kaşıkçı’yı öldüren rejim, benim ülkem olan Yemen’de de cinayetler işliyor. Biz biliyoruz ki, bu cinayeti yapan Suudi rejimidir,” dedi.
Karman: “Cinayetler halen devam ediyor. Batı’da olduğu için kimse bilmiyor”
Çıkarları peşinde koşanların Kaşıkçı cinayetine seslerini çıkarmadığını söyleyen Karman, “Batı bize; insan hakları, kadın hakları, aktivist tutuklamalarında batı hep nutuk çekti. Suudi Arabistan en önemli kadın aktivistleri cezaevine attığında kimsenin sesi çıkmadı. Türkiye’de darbe teşebbüsü oldu. Batı onların yanında oldu. Onların da hesabını soran olmadı. Batı çıkarları doğrultusunda hep onların arkalarında. Çok şükür ki bu cinayet burada oldu ve Türkiye sayesinde ortaya çıktı. Londra sokaklarında Arap aktivistlere suikast yapılıyor. Hiç haber yok. Türkiye bu işin arkasında kim vardı, bunu ortaya çıkarmak için çok çaba sarfettiler.”
Karman, Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’daki gelişmelerden dolayı çok umutlu olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Kadınların araba kullanması ile ilgili bir yazı yazdı. ‘Bu bizim en büyük kazancımızdır’ dedi. Kadınların araç kullanması çok sembolik bir şey. Bundan sonra, ifade özgürlüğü isteyeceğiz, demişti.”
“Suud yönetiminin yöntemi IŞID ile aynı”
Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesini Washington Post'da yazdığı için gündemde kaldığının altını çizen Karman, “Ama herkes Suud yönetiminin IŞİD gibi yaptığını gördü. Sadece IŞİD bunu yapıyordu. Petrolle bu gündemi satın aldılar. Yemen'deki katliamı da dünya böyle satın aldı. Ve hala sessizler.”
Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz ise, Suudi Prens’in suçu kabul ettiği ile ilgili ilk açıklamasından sonra neler hissettiği ile ilgili soruya “İlk düşündüğüm şey, siyasi kelime oyunu gibi geldi. Hem veliaht olarak ülkenin sorumluluğunu elde tutan bir kişi. Bunun anlamını kestiremedim. Öyle görünüyor ki, ülkenin sorumluluğunun kendisinde olanı işaret ederek sorumluluktan kaçıyor,” dedi.
Aktay: “Demokrasi diyenlerin Mısır’ı ve Ortadoğu’yu görmelerini bekliyoruz.”
Cemal Kaşıkçı’nın vizyonunun demokrasiyi elde ederek onuru bölgede daha yükseğe çekmek olduğunun altını çizen AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, “İnsanlar demokrasinin eksikliğini konuşuyor. Türkiye'ye Avrupa'dan bakıp demokrasi diyenleri Mısır'ı, Ortadoğu'yu görmeyi bekliyoruz. Diktatörlüğün singeleri hakkında konuşmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Aktay, Suudi Arabistan’da tutuklu bulunan Selman Ali Alda ve diğer ulemalar radikal olduğu için değil, daha ılımlı daha demokratik ve daha insani oldukları için hapishanede olduğunu söyledi.
Assiri: “Suudi Arabistan hiç insan haklarına saygılı olmadı”
ALQST Kurucu ve Direktörü Yahya İbrahim Assiri, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, "Cinayetin sorumluluğunu alıyorum." yönündeki açıklamasını "Demokratik ülkelerde bu söz çok önemli ama Suudi Arabistan'da hukuk ve demokrasi olmadığı için bunun bir karşılığı olmadı." şeklinde değerlendirdi.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, "Cinayetin sorumluluğunu alıyorum." açıklamasına dair konuşan Assiri, şunları söyledi:
"Muhammed bin Selman 'Cinayetin sorumluluğunu alıyorum.' dediğinde, demokratik ülkelerde bu söz çok önemli ama Suudi Arabistan'da hukuk ve demokrasi olmadığı için bunun bir karşılığı olmadı. Demokratik bir ülkede biri sorumluluğu üstlenirse hukuk ve parlamento devreye girer, o kişi yargılanır ve görevden alınır. Ama bu Suudi Arabistan'da mümkün değil."
Kaşıkçı öldürülmeden önce aralarında geçen diyaloğu da aktaran Assiri, Kaşıkçı'nın Muhammed bin Selman'a bir mektup yazacağını ve demokratik-yumuşak bir geçişin sağlanması için reform talebini ileteceğini kendisine bildirdiğini anlattı.
Bu konuşmadan 10 gün sonra Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü belirten Assiri, "Muhammed bin Selman bunun sorumluluğunu üstlenecek ve ceza alacak. Bunun sözünü verebilirim." ifadelerini kullandı.
Yahya İbrahim Assiri, Suudi Arabistan'ın hiçbir zaman demokratik bir ülke olmadığını ama şu an her zamankinden daha kötü olduğunu anlatarak, "Cemal Kaşıkçı cinayetini de düşünürsek bu suç zinciri içerisinde daha kötü bir ülke haline geldi. Yemen'i yerle bir ettiler. Lübnan Başbakanı'nı kaçırdılar ve istifaya zorladılar. Bu olacak şey değil. Rejime karşı olan, sorgulayan herkes hapishaneye atıldı. Hapishanelerde yaşanan işkenceleri duyduk. Özellikle insan hakları savunucuları işkence gördü. Kadınlara yönelik daha ağır işkenceler yapıldı. İşkencenin hala devam ettiğini geçen günlerde gelen bilgiyle öğrendim. İnsan hakları ihlalleri devam ediyor." diye konuştu.
Hearst: “En çok kaydı tutulmuş cinayet”
Middle East Eye Genel Yayın Yönetmeni David Hearst ise, cinayetinden 6 ay önce bile Cemal Kaşıkçı’nıın Suudi Arabistan’a dönme düşüncesi olduğunu belirterek, herkesin sahip çıkmasıyla cinayetin “En çok kaydı tutulmuş cinayet” olduğunu ifade etti.
Ghad el-Thawrah Partisi Lideri ve Mısır Cumhurbaşkanlığı Eski Adayı Ayman Nour, 31 yıllık arkadaşım dediği Cemal Kaşıkçı için şu soruyu sordu: “Yemen, Cezayir özgürleştiğinde, Mısır'da devrim yeniden geri geldiğinde Cemal'i nasıl bulabiliriz?”