Tekirdağ’a gelen Başkan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ilk olarak beraberinde AK Parti Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, Ayşe Doğan, Metin Akgün, AK Parti Tekirdağ İl Başkanı Cüneyt Yüksel ile birlikte Tekirdağ Valiliği’ni ziyaret etti.
Burada Tekirdağ Vali Mehmet Ceylan, tarafından karşılanan Çavuşoğlu, daha sonra valilik şeref defterini imzalayarak Valilik makamına geçti.
Valilik ziyaretinde konuşma yapan Çavuşoğlu, "‘Arkadaşlar mağlumunuz olduğu üzere, Türkiye 16 Nisan referandumundan sonra yeni bir döneme girmiş oldu. Özellikle de 15 Temmuz’da ortaya çıkan Hain darbe girişimi ve Türkiye’yi teslim alma girişiminden sonra ve bugün bölgemizin içerisinde ki konjöktür, gerçekten de birlik beraberlik içerisinde ruhumuzu yüceltmek daha da ziyadesiyle pekiştirmek gerektiğini bize işaret ediyor. Nitekim Bahçeli’nin 15 Temmuz’dan sonra Yeni Kapı ruhunu devam ettirmek adına ortaya çıkışıyla beraber, Türkiye’de yerli ve milli kim varsa aynı cephede birlik olmak suretiyle bu süreci Türkiye’nin hiçbir şekilde yürüyüşüne halel getirmeden devam ettirmesini bize gösteriyor. O bakımdan biz MHP ile birlikte bir mutabakat zemininde buluştuk ve bunun adına ‘Milli Mutabakat’ dedik. Dolayısıyla biz her zaman şunu söylüyoruz. İçerisinden geçtiğimiz konjöktür ve bölgesel faktörler bize bugün içeride ki gücümüzü tahkim etmeyi, dışarıya dönüp bakmayı ve bu süreci sendelemeden götürmeyi gerektiriyor. Biz bu şekilde çağrımızı yaptık, bildiğiniz gibi hem MHP, son olarak BBP partimiz ile beraber mutabakat zemininde buluşmuş oldular” dedi.
“Kılıçdaroğlu bir projedir”
CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’na değinen Çavuşoğlu, “Tabii CHP ile ilgili sorunuza verebileceğim cevap. Ne yazık ki 2011 yılında ki Genel Başkan değişikliğinden sonra, bir farklı bir duruma dönüşmüştür. Sayın Kılıçdaroğlu’nun partinin başına geçmesinden itibaren Türkiye’nin içinden geçtiği her kritik aşamada ve eşikte ne yazık ki yerli ve milli noktadan uzak durarak adeta ülkemizi batı dünyasının istediği noktaya ispiyonlayarak hep tavır almıştır. Gezi sürecinde bu böyle olmuştur. 17-25 Aralık yargı susturucusu takılmış darbe sürecinde bu böyle olmuştur, Hendek çukur siyasetinin yaşandığı terörizminin yaşandığı dönemde sayın Kılıçdaroğlu ne yazık ki göndermiş olduğu milletvekilleri ile bölgede Türkiye Cumhuriyetini katliam yapmakla itham etmiş ve bunu web sayfasına koyma cüretini göstermiştir. Bana göre ben hep söylüyorum, Kılıçdaroğlu bir projedir. En önemli projesi de, Türkiye’nin yurt dışından maruz kaldığı saldırılarda ve ithamlarda yurt içinde onlara payanda olacak bir argüman olarak ortaya çıkmak olmuştur. Ne yazık ki görüntü ve fotoğraf bize Kılıçdaroğlu’nun durduğu yerin hiçte milli ve yerli olmadığını bize gösteriyor. Kaldı ki bu noktada milli ve yerli düşünen CHP seçmenini de buradan uzak tutmak gibi bir misyonunun olduğu da düşünülüyor. Kılıçdaroğlu en başta kendi seçmenini yerli ve milli olmaktan uzak tutacak bir görünüm sergiliyor. Bunu birçok vesile ile görüyoruz. Şimdi baktığımız zaman Kılıçdaroğlu’nun bugün bir araya gelebileceği siyasi partilere baktığımız zaman geriye kala kala HDP kalıyor. HDP ile Kılıçdaroğlu’nun yol yürümesi şaşırtmıyor. Nitekim adalet yürüyüşü dediklerinde birlikte yol yürüdüler. Birçok noktada birlikte yol yürüdüler. Dolayısıyla 7 Haziran seçim süreci yaşandığı sürede genel başkan yardımcılarının bir parti meclisi toplantısında ortaya çıkarak biz ailecek HDP’ye oy verdik demelerini de biz hatırlıyoruz. Onun ötesinde bir şey daha hatırlıyoruz, özellikle güney Afrika da gerçekleştirilen sosyalist enternasyonal kongresinde bir bildirinin altına imza atıldı ve o bildirinin maddelerinden bir tanesi PKK’yı bir özgürlükçü halk olarak tanımlayan bir metin vardı. Bunun altına da imza konuldu. Kaldı ki bugün baktığımız zaman SİHA’larımızın başarısı CHP içerisinde ki kimi milletvekillerini rahatsız ediyor. Terörist cenazesinde gözyaşı dökenlerin hangi partiden olduğuna baktığımızda bunlar CHP’li olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu noktada yani şaşırtıcı bir şey zaten değil bizim için onlarda bunu hiçbir zaman inkar etmiyorlar. Biz yerli ve Milli ittifak dedik, milli mutabakat dedik, dolayısıyla onlarda adını ne koyarlar kendileri bilir” açıklamasını yaptı.