1
Menbiç’teki terör örgütü YPG/PKK, Afrin sendromu yaşamaya başladı. TSK’nın geçtiğimiz yıl 20 Ocak’ta Halep’in kuzeybatısındaki Afrin’e yönelik olarak başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı’nın bir benzeri süreç Menbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonda da yaşanıyor. Hatırlanacağı gibi Türkiye’nin Afrin’e operasyon yapamayacağı gündeme gelmiş, terör örgütü kazdığı tüneller ve batıdan aldığı destekle Türkiye’ye güya meydan okumuştu. Ancak ABD Merkez Komutanı General Joseph Votel’in, “Türkiye bizi bilgilendirdi. Afrin bizim için özel bir öneme sahip değil” açıklamasıyla, terör örgütü Rusya ve Esad’a yönelmiş Afrin’de kısa süreli boy gösteren rejim askerleri, Rusya’nın “Türkiye müttefikimiz” açıklaması sonrası çekilmişti.
ESAD MÜNBİÇ’TEN ÇEKİLİYOR
Afrin’de kazdıkları çukurlara gömülen teröristler Menbiç’te ve TSK’nın operasyon yapacağı alanlarda da benzer adımlar atıyor, tüneller kazıyor. Ancak süreç yine teröristleri adım adım benzer bir sona doğru götürüyor. ABD bu defa Suriye’den tamamen çekilme kararı aldı, Rusya “Türkiye ile tam ittifak sağladık” dedi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından da doğrulanan rapora göre Suriye ordusu törenlerle geldiği Menbiç’ten Afrin’de yaptığı gibi sessiz sedasız çekilmeye başladı. Operasyon her an kapıda.
ABD, REJİMİ İSTEMEDİ
ABD’nin çekilme kararının ardından Menbiç’te yalnız kalan terör örgütü YPG/PKK’nın TSK’dan kaçarken boşalttığı yerleri Suriye rejimine devretme çabalarının ABD tarafından kabul edilmediği ortaya çıktı. Örgüte yakın Kürt kaynaklar, ABD’nin Suriye kuvvetlerinin Menbiç’e konuşlandırılmasını reddettiğini doğruladı. Kaynaklar, ABD kuvvetlerinin ve DEAŞ karşıtı koalisyon güçlerinin hâlâ bölgede olduğunu belirterek, TSK ve ÖSO’ya karşı kendine koruma kalkanı oluşturmak isteyen terör örgütüne izin vermediğini duyurdu. ABD’nin hamlesi ve Türkiye ile Rusya arasında yapılan ikili görüşmeler sonrasında Esad güçlerinin Menbiç’ten çekilmeye başladığı görüldü.
MISIR İSTİHBARATI DA YAPAMADI
Terör örgütünün, Türkiye’nin operasyonundan kurtulmak için yaptığı hamleler tek tek boşa çıktı. Amerikan’ın çekilmesi sonrası varlığını sürdürmek isteyen örgüt; Paris, Şam ve Moskova üçgeninde yaptığı görüşmelerden istediğini alamadı. Kandil’den gelen PKK terör heyeti de Şam’da Esad ile Hmeymim üssünde de Rusya ile yaptığı görüşmelerden netice alamadı. Son olarak Mısır istihbaratı YPG/PKK ile Suriye rejimi arasında arabuluculuk görevine soyundu. Ancak rejim ile teröristler arasında bir anlaşma sağlayamadı.
ÖRGÜTTEN KAÇIŞ SÜRÜYOR
Bu arada Özgür Suriye Ordusu Medya Ofis Sözcüsü Ali Abu Naseem, Türkiye’nin operasyonu yaklaştıkça SDG içinde de çözülmeler yaşandığını, ABD’nin çekilme kararı sonrası PYD içinde kargaşa çıktığını söyledi. Abu Naseem, SDG’nin içindeki en büyük gruplardan biri olan Jaish Al-Thuwar’dan (Devrim Ordusu) bir grubun pazartesi günü Arap Hassan köyündeki mevzilerden kaçarak Menbiç’in kuzeyinde Baldak köyündeki Türk üssüne sığındıklarını anlattı. TSK’nın Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon kararı ile birlikte daha önce de çok sayıda militan kaçarak Türk askerine sığınmıştı.
SÖZDE GÖREVE DÖNÜŞ
DEAŞ’a karşı mücadele adı altında kurulup desteklenen terör örgütü YPG/PKK’nın önderliğindeki SDG, yaptığı pazarlıklardan sonuç elde edemeyince sözde görevini hatırladı. Yabancı istihbarat örgütlerinin devreye girmesiyle yine bir sinsi plan devreye sokuldu. DEAŞ’a operasyon yalanıyla binlerce militan Rakka ve Deyrizor’a yönlendirildi. Böylece hem TSK’dan kaçacak hem de örgüt içinde bulunan çok sayıda Avrupa kökenli teröristin ölü ya da diri olarak ele geçirilmesi hâlinde ortaya çıkacak diplomatik krizler önlenmiş olacak.
ABD, PKK’YI KULLANIP ATIYOR
Terör örgütü PKK, isim değiştirse de yaşamaya mahkûm olduğu kaderini değiştiremiyor. Son olarak Suriye’de ABD tarafından ortada bırakılan terör örgütü daha önce de elebaşı Öcalan’ın paketlenerek Türkiye’ye iadesinde, çekiç gücün verdiği desteği sonlandırmasında, Kandil’de Türkiye ile ABD arasındaki istihbarat paylaşımıyla 2012’de ağır darbe almasında, ABD’nin legalleşme vaadiyle PÇDK isimli bir parti kurarak kendi içinde bölünmesinde, üç elebaşının başına ödül konulmasında, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında ABD’ye güvenerek Türkiye’ye meydan okumanın ağır bedelini ödedi.
(Türkiye Gazetesi)