Tarihçi Yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu: Gerçek bir aydın toplumun değerlerinden kopuk olamaz

24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtlayan Tarihçi Yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu açıklamalarda bulunarak, ‘'Türkiye'de topluma hakaret etmek moda oldu. Gerçek bir aydın toplumun değerlerinden kopuk olamaz. Türkiye'de aydın diye nitelendiren 2 tip var. Birinci toplumun değerlerine karşı çık, ikincisi yöneticilerden nefret et.'' ifadelerine yer verdi.

Özge Çelikbaşlı

Tarihçi Yazar Prof. Dr. Erhan Afyoncu, 24 TV Arafta Sorular programında Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü'nün sorularını yanıtladı.

''Türkiye'de topluma hakaret etmek moda oldu. Gerçek bir aydın toplumun değerlerinden kopuk olamaz. Türkiye'de aydın diye nitelendiren 2 tip var. Birinci toplumun değerlerine karşı çık, ikincisi yöneticilerden nefret et.''

''Türkiye'de topluma hakaret etmek moda oldu. Gerçek bir aydın toplumun değerlerinden kopuk olamaz. Halk kendinin değerlerine hakaret edilmesin istiyor.

Türkiye'de aydın dediğimiz kişiler entelektüel, gerçek manada aydınlanmış kişiler değil. Gerçek bir aydın kendi toplumundan, değerlerinden kopuk olamaz.

Türkiye'de aydın diye nitelendiren 2 tip var. Birinci toplumun değerlerine karşı çık, ikincisi yöneticilerden nefret et. İktidar düşmanı olacak. Bizim toplumda genelde bu öyle. Ne kadar küfredersen, o kadar entel oluyorsun. Her şeye ideolojik olarak yakınlaşıldığı için böyle oluyor. Gerçek bir aydının yöneticilere, iktidara yanlış yaptığını söyleyebilmesi lazım. Ama bunu nefret ögeleriyle yapmamalı. Bizde nefret ögesi var.

''Şu anda ateşkes yapılsa o bölgelerde insanların eski yaşantılarına dönmesi çok uzun yıllar alır. Bütün altyapı, şehirler, hastaneler gitti. Bu korku yaratma metodudur. İnsanların mezarlara kadar tahrip ederdesiniz ve insanları orada yaşayamayacağı havası verdirmeye çalışırsınız. İsrail'in de yaptığı budur.''

''O bitecek noktayı bilemeyiz. Fakat bizim eskilerimiz ne derler hep; 'Zulümle iktidar olamazsın.' Bir yere kadar gider ve bir yerde kendi aleyhlerine döner. Tabi İslam dünyası zayıf. 20. yüzyılın tek bir İslam devleti vardı. Türkiye Cumhuriyeti. Başka yoktu. Yani başka devlet yoktu ve hepsi esaret altındaydı. 1950'lerden beri bunlar arttı. Fakat devlet kurulmayla devlet olmuyor. Bunların kendi iktidarlarını kurmalarını sağlamalar kolay bir hadise değil. Sömürge altında yaşamışlar. İsrail bu zulmü, katliamı o bölgedeki demokratik yapıyı değiştirmek için kullanıyor. Bu kadar tepkinin olduğu bir yerde Amerikan seçimlerinin olduğu bir dönemde bu kadar pervasızca hareket etmeleri, fırsatı bulduk diyerek demokrafik yapıya müdahale edebildiği kadar edecek. Sadece burada insanları öldürmeyle kalmıyor. Şu anda ateşkes yapılsa o bölgelerde insanların eski yaşantılarına dönmesi çok uzun yıllar alır. Bütün altyapı, şehirler, hastaneler gitti. Bu korku yaratma metodudur. İnsanların mezarlara kadar tahrip ederdesiniz ve insanları orada yaşayamayacağı havası verdirmeye çalışırsınız. İsrail'in de yaptığı budur.''