AKŞAM
MELİK YİĞİTEL
Milli Savunma Bakanı Akar, TürkMedya Temsilcisi Melik Yiğitel'in de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, üçlü zirve için Moskova'ya giderken uçakta, Suriye sahasındaki son gelişmelere dair bilgi aldı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, aralarında TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel'in de olduğu bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Moskova'da yapılan Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanları toplantısıyla ilgili bazı detayları paylaşan Bakan Akar, masada tarafların görüşlerini açık bir şekilde dile getirdiklerini söyledi.
Bakan, "Bizim toplantıda dile getirdiğimiz en önemli hususlardan biri terörle mücadele oldu. Başta Suriye ve Irak olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, tek amacımızın terörle mücadele olduğunu, başka bir amacımızın bulunmadığını vurguladık" diye konuştu. Akar özetle şunları söyledi:
SURİYE'NİN 1/3'ÜNDELER: "Suriye için de tehdit oluşturan PKK/YPG, DEAŞ gibi tüm terör örgütü üyelerini etkisiz hale getirmeyi amaçladığımızı ifade ettik. PKK'nın YPG'den farkı olmadığını vurguladık. Ayrıca terör örgütlerinin neredeyse Suriye'nin üçte birini kontrol ettiğini de dile getirdik."
TEMASLAR SÜRECEK: "Suriye sorununun BMGK 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm unsurları kapsayıcı ve bütüncül şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladık. Temasların sürdürülmesi konusunda da mutabık kaldık."
BİR ANDA ÇÖZÜM OLMAZ: "11 yıl sonra yapılan ilk karşılaşma. Bu toplantıda her şeyin bir anda çözülmesi beklenemez. Taraflar orada görüşlerini söylediler. Açık ve net şekilde bizim toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, işgal gibi niyetimizin olmadığını fakat 2011'den sonraki gelişmeler çerçevesinde sınırdaki yerleşim yerlerinde sıkıntıların olduğunu, insanların sokağa çıkamaz hale geldiğini belirttik."
SURİYE'NİN BÜTÜNLÜĞÜNE KATKI: "Afrin teröristler için kurtarılmış bölge oldu. DEAŞ her yeri işgal etti. 'Biz terör koridorunu engelleyerek bir anlamda sizin savunmanıza ve toprak bütünlüğünüze katkı sağladık' dedik. Bunu anladıklarını değerlendiriyorum."
MÜLTECİLER KONUSUNDA GÖRÜŞME MUTABAKATI: "Suriyelilerin evlerine dönmelerinde en önemli konu güven. Biz şeffaf, net bir şekilde pozisyonumuzu ortaya koyduk. Sonunda gelinen noktada görüşelim, konuşalım, devam edelim, yol ve yöntemler bulalım konusunda mutabık kalındı."
KARA OPERASYONUNU BAĞLAMAZ: "Operasyon planımızla ilgili Cumhurbaşkanımız da biz de kendimizi bağlayıcı bir ifade kullanmıyoruz. Hak ve menfaatlerimizi korumak ve kollamak, güvenliğimizi ve savunmamızı sağlamak için ne gerekirse yaptık, yaparız, biz bunu diyoruz."
ORTAK OPERASYON: "Bu görüşmeler sonunda savunma ve güvenlik ile ilgili sorunlarımızı giderebilirsek, ihtiyaçlarımızı karşılayabilirsek gayet tabii..."
Üst düzey güvenlik kaynaklarıyla üç gün boyunca yaptığım görüşmelerde, Ankara- Şam arasında açılan yeni bir sayfayla iletişim kanallarının da sonuna kadar açık kalacağı ve tüm sorunların bu açık kanalda en ince ayrıntısıyla konuşulacağı bilgisini aldım.
Ankara- Şam hattında iletişim kanalının altyapısını Türk ve Suriye istihbaratları hazırladı. Milli Savunma Bakanlarının Moskova'daki görüşmesinde de ilk önemli safhaya geçildi. İkinci safhada Dışişleri Bakanları görüşecek. Üçüncü ve önemli safha ise liderler düzeyinde gerçekleşecek olan Erdoğan- Beşar Esad görüşmesi olacak.
İstihbarat ve Milli Savunma Bakanlarının gerçekleştirdiği ilk temasta, sorun alanlarının tanımı yapıldı ve karşılıklı olarak bu sorun alanları iletildi. Ankara, Şam yönetimine üç başlık iletti:
1- Suriye'nin neredeyse üçte birini kontrol eden PKK- YPG terörü temizlenmeli.
2- YPG'nin özellikle Fırat'ın doğusundaki petrol kaynaklarını işletmesi ve ekonomiyi kontrol etmesi çok büyük bir sorun.
3- Türkiye'de bulunan yaklaşık 4 milyon sığınmacının gönüllü olarak geri dönüşlerinin sağlanması gerekiyor.
Şam yönetiminden bu sorun alanlarının çözümü konusunda samimi, şeffaf ve inandırıcılık temelinde çözüm bulunması konusunda net bir yaklaşım istendi.
Şam yönetimi de Ankara tarafına üç başlıkta taleplerini iletti:
1- Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye'den çıkmalı
2- Özgür Suriye Ordusuna destek kesilmeli
3- Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacılar iade edilsin.
Ancak Ankara Türk silahlı kuvvetlerinin PKK- YPG terörü ve DEAŞ'la mücadele için Suriye topraklarında bulunduğunu, bu tehlikelerin bertaraf edilmesi ve Suriye'de normalleşme sağlanması durumunda Suriye topraklarından zaten çıkılacağını ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün de her zeminde dile getirildiğinin altı özenli çizildi. Özgür Suriye Ordusu'nun (MSO) Suriyeli vatandaşları zora sokacak bir girişim olmadığı, tamamen istikrarın sağlanması için çalışıldığı ifade edildi.
Ankara, Şam yönetimine mülteciler konusunda da gönüllü geriye dönüşten yana olduklarını, can güvenliklerinin sağlanması ve garanti verilmesi durumunda bu dönüşlerin olabileceğini, ancak onları zorla göndermenin uluslararası hukuka tümüyle aykırı olduğunu net bir şekilde iletti.