AKŞAM TV
EDA CABUL
Suriye'de Esad rejimi karşıtı muhalifler, çok sayıda yerleşim yerini kontrolü altına almaya devam ediyor. Son gelişmelere göre muhalif gruplar Halep'e yaklaştı. Yeni haritada, Halep'e yalnızca 10 dakika mesafe kaldığı görülüyor. İşte detaylar...
Suriyeli muhalif kuvvetler koordineli olarak Halep'in batısı ve kuzeyinden şehre girmeye başladı. Haritan ve Kafr Hamra'da çatışmalar sürüyor. Halep'in batısındaki Halep Cedit Mahallesi Esad güçlerinden alındı.
Esad'a bağlı milisler ve İran yanlısı Hizbullah milisleri Halep'in doğusuna doğru çekiliyor. Şehir merkezine çatışmaların sıçraması an meselesi. Diğer yandan muhalifler İdlib'in doğusundan Serakip yönüne doğru ilerliyor.
AŞİRETLER DE DESTEK VERİYOR
Harekata 30 bin kadar muhalif savaşçı katılırken, aşiretler de muhaliflere destek veriyor.
PKK PANİK HALDE!
Tel Rıfat'taki PKK terör örgütü mensuplarında panik havası var. Çok sayıda örgüt mensubu Rakka'ya doğru gitmeye çalışıyor.
"BU HALEP'E YÖNELİK BAŞLATILMIŞ BİR HAREKAT DEĞİL"
İdlib bölgesindeki sığınmacılara yönelik yapılan saldırılara değinen SAVTEK Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Alabarda, "Bu Halep'e yönelik başlatılmış bir harekat değil. 2019 yılında Türkiye Astana süreçleri kapsamında İran, Rusya ve Suriye rejimi ile belli sınır noktalarında bir takım anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar doğrultusunda da geçici sınırlar belirlendi fakat daha sonra İran Hizbullah'ı ve İranlı milisler Rusya'nın da desteğiyle bu sınırları muhaliflerin aleyhine olacak şekilde genişletti. Astana sürecinde alınmış bu kararlara rağmen bu sınırlar muhaliflerin aleyhine olacak şekilde küçüldü. Fakat 2020 ve 2024 arasında yine de muhalifler ile Suriye rejimi arasında kayda değer bir gerilim ve çatışma olmadı. Fakat 1 aydan buyana yine Suriye rejimi İran'ın da desteğiyle topçu atışlarıyla İdlib bölgesindeki sığınmacıların kamplarını ve çadırlarını, yaşadıkları evlerini vurmaya başladı. Konu sadece Suriye rejiminin muhaliflerin silahlı unsurlarına değil sığınmacıların olduğu yaşam alanlarına da saldırılar gerçekleştirmesi. Bu kapsamda da 100'ün üzerinde sivil Suriyeli kendi devletleri tarafından yani Esad rejimi tarafından açılan ateş sonucu yaşamlarını kaybetti." ifadelerini kullandı.
KONU HALEP'İN KURTARILMASINA KADAR GİDER Mİ?
Saldırının ilk etapta rejimi cezalandırmaya yönelik başlatıldığını söyleyen Alabarda, "Türkiye bu konuyu ısrarlı bir şekilde gündeme getirdi. İran'a iletti, Rusya'ya iletti fakat bir sonuç alınamadı. HTŞ üzerinde Türkiye'nin uzun bir süreden bu yana uyguladığı baskı sonuç vermedi ve HTŞ kendisi bir inisiyatif alarak Suriye rejimine yönelik bu saldırıyı başlattı. Saldırı ilk etapta rejimi cezalandırmaya yönelik bir saldırı olsa da 3 gün içerisinde ani bir şekilde gelişmesi sonucu yaklaşık bir çok yerleşim yeri muhaliflerin eline geçti. Bu şartlarda konu Halep'in kurtarılmasına kadar gider mi? Bunu pek mümkün görmüyorum ama mümkün görmemek ileride bu harekatın bu noktaya tedbil olmayacağı anlamına gelmez. Şartların nereye varacağını bizde hep beraber izliyoruz. Türkiye'nin Halep konusundaki tavrı ne olur? Türkiye'deki 3 milyon sığınmacının % 55'ine yakının Halep civarından ve Halep şehir merkezinden olduğu düşünülürse hem sığınmacı krizinin çözülmesi hem terör probleminin bu bölgede sona erdirilmesi Halep'in mutlak sürede sahiplerine geri iadesiyle mümkün olabilir. Haleplinin Halep'teki kendi evine dönmesinden daha meşru hiçbir konu olamaz. Halep'in kurtarılması ile ilgili hususu ise önümüzdeki süreçteki şartlar belirleyecektir." dedi.
REJİM, 2019'DA İMZALANAN ANLAŞMAYA UYMADI
Akşam Gazetesi Yazarı ASAM Başkanı Dr. Eray Güçlüer 2019 yılından beri sürekli rejimin saldırılarının devam ettiğini belirterek, "Güvenli bölge oluşma noktasında Türkiye ile bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma 2019'da imzalandı ancak o tarihten beri sürekli saldırılar yapılıp oradaki muhalifler dışarıya atılmak istendi. Özellikle Türkiye'ye gönderilip yeni bir göç dalgası da oluşturulmak istendi." dedi.
'TÜRKİYE'YE YENİ GÖÇ DALGASI' PLANI PATLADI
Rejim tarafından Türkiye'ye yönelik bir göç dalgası oluşturulmak istendiğini söyleyen Güçlüer, "2019 yılında Türkiye ve Rusya arasında imzalanan İdlib gerginliği azaltma bölgesi anlaşmasına uygun olarak belirlenen alanlara daha sonra rejim ve Rusya'nın saldırısıyla bu alanlara girmeler yapılmaya başlandı. 2019 yılından beri sürekli rejimin saldırıları devam etti. Aslında 2016 yılında Halep'in boşaltılmasıyla Halep'teki vatandaşlar İdlib'e gönderildi. İdlib'de Esad rejimi ile diğer bileşenleri İran ve Rusya muhalifleri topladılar, orada bir güvenli bölge oluşma noktasında Türkiye ile bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma 2019'da imzalandı ancak o tarihten beri sürekli saldırılar yapılıp oradaki muhalifler dışarıya atılmak istendi. Özellikle Türkiye'ye gönderilip yeni bir göç dalgası da oluşturulmak istendi." ifadelerini kullandı.
"HALEP REJİM GÜÇLERİNDEN TEMİZLENİRSE YENİ BİR POLİTİK DENKLEM OLUŞACAK"
Rus güçlerinin Halep'e operasyon gerçekleştiren rejim karşıtı muhalif güçlere etkili bir karşılık vermediğini söyleyen Güçlüer sözlerine şöyle devam etti:
Rusya'nın rejime tam destek vermediği görülüyor. Halep ile birlikte Tel Rıfat'taki Minnag Hava Üssü'nü de Rusların boşalttığı haberi var. Halep'e operasyon yapan muhalif güçlere karşı Rusya'nın etkili bir karşılık vermediği görülüyor. Diğer önemli hususta PKK'nın rejime destek vermek için üç grup teröristi Halep'e göndermiş olması. Bununla paralel olarak ABD güçlerinin Fırat'ın batısından Fırat'ın doğusuna çekilmiş olması. Rusya le İran arasında Suriye'deki rekabet Rusların İran'a karşı mesafeli duruş göstermesiyle sonuçlanmış görünüyor. Şayet muhalif güçlerin operasyonu başarılı olur Halep rejim güçlerinden temizlenirse bunun sonucun da yeni bir politik denklem oluşacak gibi görünüyor. Tabi Türkiye'yi suçluyorlar ama doğru değil. Bugüne kadar Türkiye sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde uzattığı bir normalleşme isteği söz konusu. Ama buna Esad cevap vermedi.
"REJİMİN İŞGAL ETTİĞİ YERLERİ ALMAK MAKSADIYLA KARŞI SALDIRI BAŞLATTILAR"
Suriye'de saldırı bölgesinin bir anda genişlediğini belirten Star Gazetesi Yazarı Coşkun Başbuğ, "Halep'te rejime muhalif gruplar rejimin haftalardır İdlib'e yönelik saldırılarına isyan ederek aynı zamanda gerginliği azaltma bölgesinden, işgal ettiği yerleri geri almak maksadıyla bir karşı saldırı başlattı. Fakat bu saldırıda rejim ve onunla birlikte hareket eden İran milislerinin hemen bölgeyi terk etmesiyle saldırı bölgesi bir anda genişledi ve 50'den fazla köy ele geçti." ifadelerini kullandı.