Suriye'de adil bir barış mümkün... ABD ve İran sürece destek vermeli

Başkan Erdoğan, Suriye'de inşa edilecek hakkaniyetli bir barışın, en çok Türkiye'ye fayda sağlayacağını belirterek “Bu süreç, Suriye ile yeni bir dönem başlatmaktan geçiyor. ABD ve İran da süreci desteklemeli'' dedi.

AKŞAM

MURAT ÇİÇEK

Erdoğan, "Irak'ta, PKK ile arasına mesafe koymadıkça Süleymaniye yönetimine karşı tavrımızda bir değişiklik olmayacak" uyarısını tekrarladı.

Başkan Erdoğan, ABD'de düzenlenen NATO'nun 75. kuruluş yıldönümü törenleri dönüşü uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

SÖZLERİNİ TUTMADILAR

İcra ettiğimiz bu zirve, ittifakın birlik ve insicamının sergilenmesi noktasında faydalı oldu. Müttefiklerimizden teröre karşı verdiğimiz mücadelede samimi dayanışma beklediğimizi burada bir kez daha vurguladım. Ayrıca savunma sanayi ticaretinin önündeki kısıtlamaların süratle kaldırılması gerektiğini ifade ettim. Bildiğiniz gibi NATO'nun Vilnius Zirvesi'nde bütün müttefikler bu yönde taahhüt vermişlerdi. Aradan geçen sürede taahhütleri doğrultusunda gerekli adımları atan müttefiklerimiz de çoğunluktaydı. Ancak bazı NATO üyeleri verdikleri sözlere rağmen, menfi tutumlarını değiştirmedi. Bu duruma hem ilk oturumda hem de zirve esnasında gerçekleştirdiğim ikili görüşmelerde özellikle temas ederek, görüştüğüm liderlere bunları anlattım. "NATO müttefikleri arasında artık kısıtlamaları konuşmak istemiyoruz" dedim.

UKRAYNA SAVAŞI

Ukrayna-Rusya savaşında ilk günden bu yana sürdürdüğümüz dengeli tavrımız zaten bütün liderlerce malum. Her iki ülkeyle de çok boyutlu ilişkilerimiz mevcuttur. Savaşa rağmen bunların korunmasına da önem veriyoruz. Müzakere zemini hazırlanması gerektiğine dikkat çektim. İstanbul sürecini devam ettirmeye hazır olduğumuzu vurguladım.

GÜÇLÜ OLAN CİRİT ATIYOR

Dünya süratle bir değişim yaşıyor. Bu hızlı değişim içerisinde güçler özellikle büyük rol oynuyor. Güçlü olanların cirit attığı bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Mesela Rusya, Çin ile dayanışma içinde. Bu durum Batı'yı ciddi manada rahatsız ediyor. Batı, Ukrayna'ya gerek parasal, gerekse ayni noktada bütün imkanlarıyla, silah, mühimmat dahil her türlü desteği veriyor. Bütün bu desteklere rağmen şu anda Ukrayna'da bekledikleri neticeyi henüz alabilmiş değiller. Bu noktada en büyük güvenceleri NATO'nun varlığı. NATO büyük bir güç ve onları biraz rahatlatıyor.

NATO İLE İLİŞKİLER

Sadece terörle mücadelede NATO'yu duruma müdahale etme noktasında henüz netice alabilmiş değiliz. Bundan rahatsız olduğumuzu da Sayın Stoltenberg'e de defalarca ifade ettim. Batı'ya bu rahatsızlığımızı hep anlattık. Birinci derecede Almanya, Fransa, İngiltere, malum terörün belli ölçüde destek alanı buldukları yerler. Özellikle Almanya'ya bunları etraflıca anlattık. Terörle mücadelede ülkemizin, dolayısıyla NATO'nun sınırlarının korunması ve tehditlerin bertaraf edilmesi noktasında çoğu zaman yalnız bırakıldık. Bununla da kalınmadı, NATO'nun sınırlarını tehdit eden teröristlere tehditlerini güçlendirici yardımlar yapıldı, destekler verildi.

ALMANYA İLE SIKINTI VAR

Diğer taraftan Almanya'yla bizim şu anda Akkuyu Nükleer Santrali için gelmesi gereken türbinlerin Alman gümrüğünde bekliyor olması gibi bir sıkıntımız var. Bu, bizi ciddi manada rahatsız etmiştir. Bunu Almanya Başbakanı Olaf Scholz'a ikili görüşmemde tekrar hatırlattım. Gerek Eurofighter Typhoon uçak alım talebimizin karşılanmaması, gerek türbin konusu, gerekse bizim firkateynlerimizde kullanılan bazı makinelerin alınması hususunda ortaya çıkan sıkıntıları aşmamız gerekiyor. .

SURİYE

Suriye'de inşa edilecek hakkaniyetli bir barış, en çok bize fayda sağlayacak. Bu inşa sürecinin en önemli adımı da Suriye ile yeni bir dönem başlatmaktan geçtiğini söylüyoruz. Şu ana kadar bu süreç olumlu istikamette gelişti. Temenni ediyorum ki yakın bir zamanda somut adımları da atarız. Görevi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a verdim, muhataplarıyla görüşerek bütün yol haritasını belirleyecekler. ABD ve İran'ın da bu müspet gelişmelerden memnuniyet duyması ve süreci desteklemesi gerekir. Bu süreci terör örgütleri zehirlemek için elinden geleni yapacaklardır. Provokasyonlar tertipleyip oyunlar kuracaklardır. Tüm bunların farkındayız ve hazırlıklıyız. Biz Suriye'de barış istiyoruz ve barışın yanında olan herkesi de bu tarihi çağrımıza desteğe bekliyoruz.

Başkan Erdoğan, ABD dönüşü uçakta Türk Medya İcra Kurulu Başkanı Murat Çiçek'in de aralarında olduğu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

FRANSA'NIN O HAMLESİ BİZİ MEMNUN EDER

SORU: Fransa'da seçimlerde birinci çıkan solcu Yeni Halk Cephesi ittifakının başlıca seçim vaatleri arasında Filistin devletinin tanınması yer alıyor. Bu konudaki yorumunuz nedir?

Cumhurbaşkanı olarak şu anda kim hükümeti kiminle kuracak bunun kararını Fransa Cumhurbaşkanı Macron verecek. Tarihin doğru tarafında durmak isteyenlerin yapması gereken, Filistin'i devlet olarak tanımaktır. En son İspanya'nın, Norveç'in, İrlanda'nın, Slovenya'nın aldıkları isabetli kararlar o kapıyı aralamıştır. Fransa'nın böylesi bir karar alması bizi memnun eder, barışa huzura katkı sağlar.

ZENGEZUR İLE İRAN DA RAHATLAYACAK

SORU: Ermenistan-Azerbaycan barışı ve İran'ın Zengezur Koridoru'na bakışı konusunda neler söylersiniz?

Biz bu konuda Paşinyan'a her şeyi söyledik. Artık bütün yelkenleri barışa açmamız lazım. Barışı Türkiye olarak yürekten destekliyoruz. Zengezur Koridoru'nun açılması da bu barış anlaşmasını taçlandıracak ve tamamlayacak adımdır. Azerbaycan'ın da Ermenistan'ın da Türkiye'nin de bölgedeki diğer ülkelerin de refah ve huzuruna bu adımlar olumlu katkı sağlar. İran Cumhurbaşkanıyla yaptığımız görüşmede Zengezur Koridoru konusunu konuşmadık. Biz sadece bu seçimi nasıl kazandığı konusunda değerlendirmeler yaptık. Zengezur Koridoru devreye girdiği anda İran da rahatlayacak, Azerbaycan da rahatlayacak.

SAVAŞTAN ÇOK BARIŞI KONUŞMALIYIZ

SORU: 3. Dünya Savaşı riski çok sık belirtilmeye başlandı, siz de bu riski yüksek olarak mı görüyorsunuz?

Doğrusu ben görmüyorum, görmek de istemiyorum. Dünyayı bundan önce savaşa sürükleyen gerekçeleri ve alınmayan önlemleri düşündüğümüzde bugün o hatalara düşmemeye özen göstermenin gerektiği ortadadır. Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız. Attığımız her adımı gerilim değil barış için atmalı, planlarımızı barışı sağlamak ve kalıcı hale getirmek üzere yapmalıyız. Bütün ülkelerin gerilim değil, barış ve huzur iklimini inşa edecek çabaları hayata geçirmesi gerekiyor.

ZARAR VERMEK İÇİN EKTİĞİNİZ FETÖ, PKK GİBİ TOHUMLAR GÜN GELİR SİZE ZARAR VERİR

SORU: Amerika Birleşik Devletleri'yle özellikle PKK, PYD ve FETÖ'ye olan yaklaşımlarından dolayı güvenilmez bir müttefiklik ilişkisi yürütmeye çalışıyoruz. Sizce neyin hesabını yapıyor olabilir?

Bu konuları NATO Zirvesi'nde Sayın Biden ile konuşamadık. Şu anda zaten FETÖ ortada yok. Ne olduğu belli değil. Bir de üç buçuk ay sonra ABD'de bir seçim var. Bizim ajandamızda da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Biz de orada mesajlarımızı tekrar vereceğiz. İnşallah bu mesajlarla birlikte Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndan hayırlı neticeleri elde ederiz diye düşünüyorum. Terör örgütleri ile Türkiye gibi bir müttefiki terazinin iki kefesine koyma düşüncesi bile baştan sakat bir yaklaşımdır. FETÖ, PKK gibi kuklalara desteğin, onları öyle ya da böyle kullanmanın bir bahanesi olamaz. FETÖ de PKK da komşunun tarlasına zarar vermek için ekilen zararlı otlara benzer. Komşunuz onlarla mücadelenin bir yolunu muhakkak bulur, tarlasından o zararlı otları temizler, ama o tohumlar bir şekilde sizin arazinize de sıçrar ve emin olun size de zarar verir. Yıllardır terörün bumerang özelliğini vurguluyorum. Çeşitli vesilelerle haklılığımız zaman içerisinde ortaya çıktı.

ERDOĞAN, BİDEN VE MELONİ İLE DE ZİRVEDE SOHBET ETTİ.

SORU: Seçimde Trump'ın mı, Biden'ı mı kazanmasını istersiniz?

Biden zaten "çekilmiyorum" dedi. Amerikan halkı iki ismin de başkanlık dönemlerinde yaptıkları ya da yapamadıkları işleri tartıp bir karar verecek, bekleyip göreceğiz.

NATO'YA TÜRK GENEL SEKRETER YARDIMCISI

SORU: Yeni NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile görüşmede Türkiye'ye bir Genel Sekreter Yardımcılığı verilmesi talebiniz oldu diye biliyoruz. Bu gerçekleşirse bir isim var mı?

NATO Zirvesi sonrası düzenlediğim basın toplantısında da açık bir şekilde ifade ettim. Bunun kararına ne ben veriyorum ne Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan veriyor. Bu konudaki talebimizi kendilerine ilettik. Sayın Rutte devir teslimden önce Türkiye'ye geleceğini söylemişti. Bu ziyaret gerçekleşirse orada tekrar bu konuları kendisiyle görüşeceğiz. NATO'nun en önemli ülkelerinden biriyiz. Genel Sekreterlik yapılanmasında Türkiye'nin de böylesi bir makamda temsil edilmesi olağandır. Nitekim Sayın Rutte de böylesi bir makamın Türkiye'ye yakışacağını ifade etmişti. Biz ülkemizden bir ismin Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirilmesini, bu nazik dönemde NATO'ya büyük katkı sağlayacağını düşündüğümüz için de istiyoruz.

F-16'LARDA NETİCE ALMAK İSTİYORUZ

SORU: F-35 meselesinin nasıl çözüleceğini merak ediyoruz. Programa geri dönüş mü söz konusu ya da F-16'yla ilgili bir mahsuplaşma mı olacak?

Bizim burada önceliğimiz F-16 talebimizin karşılanması. Alt kümelerde farklı durumlar olabiliyor ama biz oradaki parasal ilişkileri pek gündeme almak istemiyoruz. Çünkü biz F-35 üzerinden zaten ödememizi yaptık. Hatta 5 tane F-35 hangara da alınmıştı ama ne yazık ki olay farklı gelişti ve daha sonra ABD, bizim F16'larımızı da vermeme noktasına dahi gelmişti. Son görüşmede ABD Başkanı Biden "3-4 hafta içerisinde F-16 sorununu çözeceğim" dedi. Bizim için bu noktada önemli olan F-16 konusudur. Bu uçakların ve parçalarının bize gelmesi halinde zaten bizim şu anda teknik kadrolarımız yeterlidir. Bu alanda bütün atölyelerimiz F-16 modernizasyonu konusunda çok çok başarılı. Bu süreci gerek biz, gerek ilgili bakanlarımız ve kurumlarımız yakından takip ediyor ve kısa sürede netice alabilmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

DAVET VAR, ÇİN'İ ZİYARET EDEBİLİRİM

Gerek Rusya, gerek Çin, hatta Belarus'la kırmadan, dökmeden münasebetlerimizi devam ettiriyoruz. Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile çok samimi bir havada görüştük. Sayın Putin'le de, Belarus Devlet Başkanı Sayın Lukaşenko ile de güzel görüşmelerimiz oldu. Bütün bu temasların getirisi er veya geç olacak. Bu arada bakan arkadaşlarımızın da görüşmeleri gerçekleşti. Partimizin üst düzey yönetimi Çin'deydi. Çin'de çok verimli görüşmeler yaptılar. İlgili arkadaşlarım bana brifing verdiklerinde "kendilerine çok üst düzey muamelesi yaptıkları"nı aktardılar. Bu denli güzel ve başarılı bir ziyareti arkadaşlarımız gerçekleştirdi. Arkasından da biz Sayın Şi Cinping ile Astana'da bir araya geldik. Onunla bu şekilde görüşmelerimizi yaptık. Kendisi bizi yeniden Çin'e davet etti. Ben de kendisini ülkemize davet ettim. "Önümüzdeki yıl iade i ziyaretimi yapayım" dedi. Bu şekilde de aramızdaki gerek siyasi, gerek ticari bütün bunları görüşme fırsatını da yakaladık. Şimdi büyük ihtimalle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısından sonra bizim bir Çin ziyaretimiz olabilir. Ama 2025'te de inanıyorum ki Sayın Şi Cinping, bize iade-i ziyaretini yapacaktır.