Yetiştiricilikle üretilen balıkların hijyen ve sağlık açısından denetlenen ve sertifikalandırılan ürünler olduğunu söyleyen Ege Üniversitesi (EÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Yetiştiricilik Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Halil Şen, "Dünya standartlarında balık üretimi yapıyoruz. Avrupalı hangi kalitede balığı tüketiyorsa bizim halkımız da aynı kalitede balığı tüketiyor, dolayısıyla yetiştiricilikle üretilen balıklar güvenle tüketilebilir" dedi.
Türkiye su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 17'nci, Avrupa Birliği ülkeleri arasında 1'inci sırada yer alıyor. Türkiye'de son verilere göre, toplam su ürünleri üretiminin 849 bin 808 ton olarak gerçekleştiğini dile getiren EÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Yetiştiricilik Bölüm Başkan Vekili Prof. Dr. Halil Şen, bu üretimin 514 bin 805 tonunun yetiştiricilikle elde edildiğini söyledi. Ege Bölgesi'nin su ürünleri yetiştiricilik üretim payının yüzde 61 ile Türkiye'de birinci sırada yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Şen, "İzmir, 584 kilometrekarelik kıyı şeridi ile ağ kafeslerde su ürünleri yetiştiriciliği üretiminde yüzde 30,1 pay ile üretimin yüzde 39'nun yapıldığı Muğla'dan sonra ikinci sırada yer almaktadır. İzmir'de belirlenen 8 potansiyel alanda yetiştiricilik yapılıyor. Bu yerler; Dikili'nin Denizköy Mahallesi, Karaburun'un Mordoğan ilçesi ve kuzeyi, Çeşme adalar, Gerence Körfezi, Mersin Koyu ve Ildır Mahallesi, Urla'nın Demircili Mahallesi. Bu bölgelerde en çok çipura, levrek, orkinos ve granyöz balıklarının yetiştiriciliği yapılıyor" ifadelerini kullandı.
'SU ÜRÜNLERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRILIRSA TÜKETİM MİKTARI DA YÜKSELECEKTİR'
Türkiye'de kişi başı yıllık su ürünleri tüketiminin ortalama 7,3 kilogram olduğunu belirten Prof. Dr. Şen, Türkiye'deki tüketimin, 22 kilogram olan dünya ortalamasının altında kaldığını dile getirdi. Denize kıyısı olan bölgelerimizde balık tüketiminin Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şen, "İzmir'de tüketimle ilgili sorunumuz yok, iç bölgelerde tüketimi artırmamız lazım. Su ürünlerinin çeşitliliği artırılırsa tüketim miktarı da yükselecektir. Ancak Türkiye'de balık tüketimini 1 kilogram dahi artırabilirsek şu an ki ürettiğimiz balık ülkemize yetmez. Üretimin 1 milyon tona çıkartılması gerekir" dedi.
'ÜLKEMİZDE YETİŞTİRİCİLİKLE ÜRETİLEN BALIKLARA ÖN YARGI AZALDI'
Türkiye'nin su ürünleri yetiştiriciliğinde dünyada 17'nci sırada yer aldığını belirten Prof. Dr. Şen, "Avrupa Birliği ülkeleri arasında 1'inci sırada yer almaktayız. Dünyada çipura ve levrek yetiştiriciliğinde 1'inci, gökkuşağı alabalığı türünde ise 2'nci sıradayız" dedi. Türkiye'de yetiştiricilikle üretilen balıklara ön yargıların azaldığını söyleyen Prof. Dr. Şen, "İnsanımız gerçekten yetiştiricilikle üretilen balıkların güvenli olduğunu anladı. Çünkü yetiştiricilikle ürettiğimiz balıkları yumurtasından, yavrusuna, yediği yeme kadar her şeyini titizlikle takip ediyor ve biliyoruz. Su ürünleri çiftliklerimiz hijyen ve sağlık açısından hem ilgili bakanlığımızın görevli birimleri tarafından düzenli aralıklarla hem de yurt dışı sertifikasyon firmaları tarafından habersiz olarak denetleniyor. Dünya standartlarında balık üretimi yapıyoruz. Avrupalı hangi kalitede balığı tüketiyorsa bizim halkımızda aynı kalitede balığı tüketiyor, dolayısıyla yetiştiricilikle üretilen balıklar güvenle tüketilebilir" diye konuştu.
Prof. Dr. Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürdürülebilir balıkçılık için var olan kaynaklarımızın kontrollü şekilde yönetilmesi çok önemli. Su ürünleri yetiştiriciliği sayesinde doğal stokların korunması ve sürdürülebilirliğinin desteklenmesi mümkün olmaktadır. Aksi takdirde su ürünleri ihtiyacını karşılamak için doğal stoklara yüklenilecek, bu durum da hem sürdürülebilir doğanın hem de balıkçılığımızın geleceğini olumsuz etkileyecektir. Kaynaklarımızı geleceğe dönük kullanmamız ve yönetmemiz, balık başta olmak üzere su ürünleri stoklarımızın korunması ve geliştirilmesi bakımından hayati öneme sahiptir."