Soykırım ittifakı

İsrail, Yunanistan ve Rum Kesimi, Akdeniz'de 2 bin 500 kişilik bir ‘hızlı müdahale gücü' kurmaya hazırlanıyor.

HABER MERKEZİ

Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRY) ve İsrail arasındaki son dönemde hızlanan askeri hareketlilikle ilgili tehlikeli bir plan açığa çıktı. Geçtiğimiz 3 Kasım'da Yunanistan ve İsrail hava kuvvetleri, Yunan hava sahasında ortak bir hava tatbikatı düzenledi. Tatbikat kapsamında uzun menzilli operasyon senaryoları ve hava-hava yakıt ikmali uygulamaları gerçekleştirildi. 12 Eylül'de de İsrail, GKRY'ye hava savunma sistemi teslimatı gerçekleştirdi. Yunanistan da Evros Adası'na İsrail menşeili SPIKE taşınabilir güdümlü tanksavar füzesi sistemini konuşlandırdı.

İSRAİL'E ALAN AÇIYOR

Tüm bu askeri hareketlilik yaşanırken Yunan TA NEA gazetesi İsrail, Yunanistan ve GKRY'nin ortak bir tugay kurma planını yazdı. "Son yıllarda Türk askeri gücünün artmasıyla birlikte Atina, GKRY'nin de dahil olacağı alternatif ve daha gelişmiş caydırıcılık çözümlerini değerlendirmeye başladı" ifadesinin kullanıldığı haberde, İsrail ile Yunanistan'ın, Tel Aviv'e ihtiyaç duyduğu stratejik derinliği, Atina'ya da Türk meydan okumalarına karşı kalkan sağlayacak daha yakın askeri işbirliği planları üzerinde çalışıldığı aktarıldı. Haberde plan şöyle anlatıldı: "Plan Rodos veya Karpatos, Kıbrıs ve İsrail'de gemi, uçak ve diğer altyapıya sahip olacak 2 bin 500 kişilik bir tugay seviyesinde ortak 'hızlı müdahale gücü' oluşturmayı içeriyor. Amaç, Yunanistan'dan bin, İsrail'den bin ve GKRY'den 500 askerden oluşan Yunan ve İsrail Hava Kuvvetleri'nden birer filoya sahip olacak bir güç oluşturmak."

HAVADAN KORUMA

Boru hatlarının ve ötesinin korunması için, Yunanistan'ın bu kuvvette bir fırkateyn ve bir denizaltıya, İsrail'in ise yeni korvetlerinden birine ve kendi denizaltılarından birinin dahil olacağının planlandığına yer verildi. Tüm bu gücün hava desteği ile birlikte devriye gezeceği ifade edildi.

ASKERİ KANATTAN ONAY

Haberde planın Yunanistan'daki üst düzey subaylar ve analistler tarafından da olumlu karşılandığı belirtilerek, "Yunanistan Genelkurmay Başkanı General Dimitris Houpis'in, İsrail'in zaman zaman uyguladığı önleyici hamlelere atıfta bulunması tesadüf değildir" denildi. İsrailli analist Shai Gal'in, "Yunanistan-İsrail hızlı müdahale gücü kimseye karşı bir ittifak değil. Stratejik bir boşluğu dolduruyor. Rodos'tan Kıbrıs'a ve İsrail'e kadar platformlar, boru hatları ve elektrik kabloları, bazı aktörlerin 'Mavi Vatan' olarak adlandırdığı bir denizde açıkta bulunuyor" şeklindeki raporuna da atıfta bulunulun.

RUM TARAFINDA GİZLİ TOPLANTI

İsrail basını da Akdeniz ve Ege'deki tehlikeli ortaklığa yer verdi. İsrail basına göre İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tomer Bar, 16 Aralık'ta Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hava kuvvetlerinden üst düzey yetkililerle olağandışı bir stratejik görüşme gerçekleştirdi. Kan News'te yer alan habere göre son günlerde yapılan toplantının ana gündemini İsrail, Yunanistan ve GKRY arasındaki askeri işbirliğinin geliştirilmesi oluşturdu. Görüşmelerin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki varlığını ve bölgesel rolünü yakından izleyen Tel Aviv yönetiminin, yeni denge arayışları çerçevesinde şekillendiği ifade edildi. İsrail medyası da geçtiğimiz günlerde Türkiye ile yaşanan bölgesel gerilimlerin ardından İsrail ile Yunanistan arasındaki askerî ve diplomatik ilişkilerin yeniden ivme kazandığını yazdı.

"TÜRKİYE VARKEN HER ŞEY İKİNCİ PLANDA"

Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias, 2026 bütçe görüşmelerinde Meclis'te yaptığı konuşmada, Türkiye'yi ülkesine yönelik 'birinci ve temel tehdit' olarak işaret etti. Bakan, Türkiye'nin savunma harcamalarının 28,7 milyar euro düzeyinde olduğunu, Yunanistan'ın ise yaklaşık 6–7 milyar euroluk bir bütçeyle bu tehdide yanıt vermeye çalıştığını aktardı. Bakan, diğer tüm güvenlik meselelerinin ikinci planda kaldığını, savunma harcamalarını ise 'özgürlüğün bedeli' olarak nitelendirdi ve bu bedelin Türkiye kaynaklı tehdit nedeniyle ödendiğine dikkat çekti. Dendias daha önce katıldığı etkinliklerde, 'Ege'yi sadece donanmamızla savunmak yeterli değil. Adalara yüzlerce seyyar füze sistemleri yerleştirilecek, kara tabanlı sistemlerle de denizi etkili biçimde kontrol edeceğiz' ifadelerini kullanmıştı.

SOYKIRIMIN ADINI MEDENİYET KOYDU

İsrail Başbakanı soykırımcı Binyamin Netanyahu, Yahudilerce M.Ö. 2'nci yüzyılda Makkabilerin Helenizm'e karşı başarısının kutlandığı Hanuka Bayramı dolayısıyla işgal altındaki Mescid-i Aksa'ya bitişik Ağlama Duvarı'nda mum yaktı.

AMERİKA OLMAZDI

Verdikleri savaşın Yahudi-Hıristiyan geleneğinin ortak savaşı olduğunu ileri süren Netanyahu konuşmasında, "Makabiler başarısız olsaydı, Yahudilik olmazdı. Yahudi-Hıristiyan medeniyeti olmazdı. ABD olmazdı" ifadelerini kullandı. Netanyahu, Yahudi-Hıristiyan medeniyetinin varlığını Yahudilerin başarılı olmasına bağlayarak, Gazze başta olmak üzere farklı ülkelere düzenlenen saldırıların bu medeniyet adına verilen bir savaş olduğunu savundu. İsrail'in katliamlarını meşrulaştırmaya çalışan Netanyahu, Gazze'de sivillerin hedef alınmasını "barbarlara karşı uygarlığın savunulması" olarak nitelendirdi. 7 Ekim'i gerekçe gösteren Netanyahu, İsrail güçlerinin dünyanın farklı bölgelerinde savaşmaya devam edeceğini söyledi.

ANKARA'NIN OLMADIĞI MASADAN KARAR ÇIKMAZ

Katar'ın başkenti Doha'da gerçekleştirilen Gazze toplantısıyla ilgili İsrail medyası itirafta bulundu. The Jerusalem Post, Türkiye'nin davet edilmediği toplantının bahsedildiği gibi kritik bir zirve olmadığını yazdı. İsrail basınına göre görüşmede herhangi bir karar alınmayacak. Gazeteye konuşan kaynaklar, "Erdoğan'ın olmadığı masada karar çıkmayacak" difadelerini kullandı. Kaynaklar, görüşmelerin yalnızca istişareyle sınırlı kalacağı, sahadaki dengeleri etkileyecek bir sonuç ortaya çıkmayacağını açıkladı. Toplantıya ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) dahil üst düzey askeri ve siyasi yetkililer de katılmadı.