Cape Town Üniversitesi Afrika Çalışmaları Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Halim Gençoğlu, 21 Mayıs 1914’te Güney Afrika Johannesburg Başkonsolosluğu’na atanan son Osmanlı sefiri Mehmet Remzi Bey’in, Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz esareti altına girmesiyle başlayan çileli hayatını ve vefatından bir asır sonra mezarının FETÖ’nün kontrolündeki camiye taşınmasını anlattı. Mehmet Remzi Bey’in hayatının bir filme konu olabilecek kadar olağanüstü olduğunu belirten Gençoğlu, "Mehmet Remzi Bey’in 1916 yılında Johannesburg’da vefatından sonra hamile eşi Helene Hanım bir çocuğuyla sefaret konağından kapı dışarı edildi. Ailesinin ölene kadar Güney Afrika’da başka bir kimlik altında sessiz sedasız yaşamaları, her yönüyle hazin bir hayat mücadelesidir” dedi.
KURTARILMASI GEREKİYOR
Gençoğlu, sözlerine şöyle devam etti: 80 yaşındaki torunu Helene Remzi Bey, son görüşmemizde büyük babasının mezarını ziyaret etmek için bir örgütle muhatap olmak zorunda kaldığından şikâyet etti. Osmanlı diplomatı Mehmet Remzi Bey, cenazesinin yüz yılı aşkın süredir medfun olduğu Braamfontein kabristanından alınarak FETÖ’ye ait caminin bahçesine taşınmasıyla yeniden esaret altına girdi. Merhumun, düştüğü bu talihsiz durumdan kurtarılması gerekiyor. Bir Osmanlı diplomatı olarak Mehmet Remzi Bey’in mezarı için Güney Afrika’da yapılacak ilk iş, onun FETÖ’nün esaretinden kurtarılmasıdır.