Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığında üslenen darbeciler, darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine üssü terk etmeye başladı. Güvenilir kaynaklar, darbe girişiminde bulunanların halkın arasına karışmaya çalıştığı uyarısında bulundu.
AKINCI HAVA ÜSSÜ MERKEZLERİ KONUMUNDAYDI
Gece boyunca Ankara semalarında görülen ve TBMM, MİT, İç İşleri Bakanlığı gibi yerleri bombalayan uçakların Akıncı Hava Üssü'nden kalktığı belirtiliyor. Darbecilerin özelli bu hava üssünde önemli bir örgütlenmeye gittikleri görülüyor.
Hulusi Akar, 1952 yılında Kayseri'de dünyaya geldi. Askeri lisede okumamış ender Genelkurmay başkanlarından biri. 1950 doğumlu 11. Cumhurbaşkanı ABDullah Gül'ün de okuduğu Kayseri Lisesi'nde eğitim gördü. Gül ile aralarında iki sınıf fark vardı. Liseden sonra Kara Harp Okulu'na girdi. 1972 yılında mezun olduktan sonra Piyade Okulu'na geçti. 1982 yılında Kara Harp Akademisi'nden mezuniyetiyle birlikte kurmay subay oldu. Kurmay subay olarak yaptığı önemli görevlerden biri Güney Avrupa Müttefik Kuvvetleri Karargâhı (Afsouth Napoli/ İtalya) istihbarat başkanlığında istihbarat subaylığı idi. Kara Kuvvetleri istihbarat başkanlığında istihbarat şube müdürlüğü, kara kuvvetleri komutanı özel kalem müdürlüğü, genelkurmay başkanı özel kalem müdürlüğü ve Bosna-Hersek’te Türk Görev Kuvveti Komutanlığı görevlerinde bulundu. Tuğgeneral rütbesi ile terörün yoğun olduğu 1998 - 1999 yıllarında Hozat'taki iç güvenlik tugayında komutanlık yaptı. Seyyar tugayın içindeki prefabrik tesislerin iç avluya bakan duvarlarına İstanbul Boğazı'nın resimleri çizilmişti. Komutan, terörle mücadele ettiği o günlerde, tugayın içinde çayını içerken bu resimlere bakarak İstanbul özlemi giderirdi. Emrindeki subay ve askerlere 3 şeyi sürekli yinelerdi: Atış, eğitim ve spor. Askeri kalıplara, bürokratik engellere takılmayan bir düşünce ve yönetme tarzı vardı. Bu nedenle adı generallik döneminde "Seri Paşa"ya çıktı. Tümgenerallik döneminde Kara Harp Okulu ile Kara Harp Akademizi Komutanlığı görevlerinde bulundu. Türk subaylarının modern ve özgür ve tartışmaya açık bir sistem içinde eğitilmesi gerektiğini dile getirirdi. Kara Harp Okulu Komutanlığı döneminde, düzenlediği konferanslara ordunun soğuk baktığı düşüncelere sahip aydınları da çağırmaktan kaçınmadı.