Çavuşoğlu'ndan terör devleti İsrail'in açıklamalarına sert tepki: Alçakça bir girişimdir

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: “(Netanyahu’nun açıklaması) Bu utanç verici açıklama seçimlerde birkaç oy fazla kazanmaya yönelik alçakça bir girişimdir. Bazı ülkelerin desteğiyle cesaretlenen İsrail, ırkçı apartheid rejimine dönüşmeye başlayan saldırgan politikalarını sürdürmektedir. Ümmetin tümü birlikte tepki vermiş olsaydı ABD ve İsrail'in pervasız planları, politikaları ve davranışları bu noktaya hiç gelmeyecekti.'' dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Batı Şeria’daki Ürdün Vadisi ile yasa dışı yerleşimleri ilhak etme niyetine ilişkin açıklamalarını ele almak üzere Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nda konuşma yaptı.

Suudi Arabistan Kralı Selman'a olağanüstü toplantı çağrısı yaptığı için teşekkürlerini ileten Çavuşoğlu, "Bu vesileyle (Suudi Arabistan'ın petrol şirketi Saudi Aramco'ya ait) Abkayk petrol tesisine düzenlenen insansız hava aracı saldırısını güçlü şekilde kınadığımızı vurgulamak isterim." ifadesini kullandı.

Filistin'deki işgalin Filistinlilerin hayatlarını mahvettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Bazı ülkelerin verdiği açık destekle cesaret bulan İsrail, toplu cezalandırmaya, hatta giderek bir ırkçı apartheid rejimine dönüşmeye başlayan saldırgan politikalarına devam etmektedir." diye konuştu.


Netanyahu'nun Ürdün Vadisi, Ölü Deniz'in kuzeyi ve yasa dışı yerleşimleri ilhak edeceğine dair açıklamalarını "uluslararası hukukun ağır şekilde ihlali ve yasa dışı hareket" olarak değerlendiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu utanç verici açıklama, Orta Doğu'da kalıcı barış umutlarını yok etme pahasına yaklaşan genel seçimlerde birkaç oy daha fazla kazanmaya yönelik alçakça bir girişimdir. Bu yeni oldubitti, İsrail'e ihlallerinde ve provokasyonlarında açık çek verenler için bir uyarı işareti olmalıdır. Bu, aynı zamanda, sözde Yüzyılın Anlaşması amacına giden yolda gözleri açmalıdır. Ümmetin tüm üyeleri sesli ve birlikte tepki vermiş olsaydı ABD ve İsrail'in pervasız planları, politikaları ve davranışları bu noktaya hiç gelmeyecekti. İsrail sözde ve eylemde birlik olmayışımızı yakından izliyor ve not ediyor, bizim bu zayıflığımıza oynuyor. Daha ötesi, bazı üyelerimizin sessizliği 2017'den beri sözde Yüzyılın Anlaşması kisvesi altında yürütülen yasa dışı eylemlere rıza gösterme olarak kabul ediliyor. Bu hayati toplantıdaki bakan temsili sayısı da İsrail tarafından bir başka zayıflık olarak yorumlanacaktır. 

Ancak uluslararası toplumun Netanyahu'nun açıklamasına bu kez güçlü şekilde tepki vermesi bize umut vermektedir. Birçok ülke ve teşkilat böyle bir hareketin hükümsüz olacağını vurgulamıştır. Bu olumludur ama yeterli değildir. İsrail, uluslararası hukuku ihlal etmeyi sürdüremeyeceğini ve Filistinlilerin inkar edilemez haklarını gasbedemeyeceğini anlamalıdır. Bu mesaj ancak uluslararası toplum Filistin'e hukuki, diplomatik ve ekonomik destek vermek için anlamlı bir eyleme geçerse ve İsrail'in sahada gerçeklik oluşturmasına karşı çıkmasıyla etkili olabilir. Biz bunun en başta İİT üyelerinden gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Ümmet olarak bizlerin tutarlı ve sürekli hareket etme sorumluluğumuz bulunmaktadır. Yumuşak davranmamalıyız."

Çavuşoğlu, İİT'nin kuruluşunun 50. yılı olduğunu hatırlatarak teşkilatın "asıl varlık sebebinin Filistin olduğunu", bu sebebin devamının önemini vurguladı. 

İşgal altındaki Filistin'de, Harem-i Şerif'in içi ve çevresi dahil, yasa dışı yerleşimlerin genişletilmesinin Filistin Devleti'nin yaşamasını baltaladığını belirten Çavuşoğlu, bunun ayrıca iki devletli çözüme zarar vereceğini, gelecekteki ihlakların yapı taşlarını oluşturduğunu söyledi. 

Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Yerleşimlerin genişletilmesi ve sözde hac yolu gibi diğer projeler Kudüs'ün dokusu ile Müslüman, Hristiyan ve tarihi kimliğini tehdit etmektedir. Bunların hepsi BM kararlarının ve uluslararası hukukun alenen ihlalidir. İsrail'in bu kötü niyetli ve yıkıcı genişlemesini engellemek için uluslararası topluma baskı uygulamaya devam etmeliyiz.

Herhangi bir barış planı Filistin halkının haklı taleplerini ve beklentilerini karşılamalı ve tarihi adaletsizliği düzeltmelidir. Daha önce defalarca belirttiğimiz gibi Türkiye Filistin halkının onaylamadığı hiçbir planı kabul etmeyecektir. Filistin davasına olan sarsılmaz bağlılığımızı, Filistin halkı ve devletine olan desteğimizi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Türkiye'nin İsrail'in Başbakanının açıklamasını güçlü şekilde kınadığını da burada belirtmek isterim. Türkiye, bu oldubitti girişimini hiçbir zaman kabul etmeyecektir."

Çavuşoğlu, "Ümmetin temsilcileri olarak Filistinlilerin kendi topraklarında, kendi bağımsız ülkelerinde barış içinde, özgünce ve onurlarıyla yaşamalarını sağlamak bizim gelecek nesillere sorumluluğumuzdur." diye konuştu.

AA