Özgül Öztürk
Kasım 2002’de AK Parti iktidara geldiğinde, Türkiye tarihinin en büyük krizlerinden biriyle mücadele ediyordu. Esnaflar bir bir kepenklerini kapatırken, mecburi kemer sıkma politikaları her kesimi olumsuz etkiliyordu. AK Parti, 2001 kriziyle para birimi yüzde 100 değer kaybeden, enflasyonu üç basamaklı rakamlara yükselen, bankaların neredeyse yarısı iflas eden, gayrisafi hasılası yüzde 5’ten daha fazla düşen bir Türkiye’yi devraldı. O günlerden bugünlere ekonominin çehresi değişti. Faizler ve enflasyon geriledi. Büyümede dünyayı geride bırakan Türkiye, bütçe performansıyla ise parmak ısırttı. İzlenen başarılı mali ve ekonomik politikaların sayesinde Türk milleti küresel refahtan daha fazla pay almaya başladı.
KRİZLERDEN ETKİLENMEDİ
Son olarak 2018’in ilk çeyreğinde yüzde 7.4’le dünyanın en hızlı büyüyen ülkeleri arasına giren Türkiye geçtiğimiz yıl genelinde de aynı oranda ve AK parti döneminde yılda ortalama yüzde 5.8 büyüdü. Söz konusu dönemin içinde, 2008 yılında, tarihin en büyük krizlerinden birisinin yaşandığını da unutmamak gerekiyor. O dönem başbakanlık görevini yürüten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu krizin “Türkiye’yi teğet geçeceğini” açıkladığında muhalif kesim bu lafı sert bir biçimde eleştirmişti. İlerleyen zamanlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı haklı çıkardı. Türkiye krize girmedi ve bütün dünyada finansal sıkıntılar yaşanırken emin adımlarla büyük yürüyüşüne devam etti.
GELİRLERDE SIÇRAMA
Türkiye ekonomisi AK Parti göreve geldiğinde 273 milyar dolarlık büyüklüğe sahipti. Son açıklanan verilerle Türk ekonomisi 900 milyar dolarlık büyüklüğe yaklaşmış durumda. Söz konusu dönemde Türkiye nüfusu 63 milyondan 80 milyona yükselirken kişi başı gelirde de büyük bir sıçrama yaşandı. Kişibaşı gelir 2002 yılında 3 bin 492 dolarken bugün 11 bin doları aşmış durumda. Yani Türkiye’de vatandaşların geliri AK Parti döneminde dolar bazında 3 kattan fazla arttı.
REFAH TABANA YAYILIYOR
000’lerin başında ülkenin en zengin yüzde 10’luk kesimi toplam gelirden en yoksul yüzde 10’un 17.7 katı pay alıyordu. Başarılı sosyal ve ekonomik politikalar sonucu bugün söz konusu oran 13.3’e düşmüş, yani zengin ve fakir arasındaki makas daraltılmış durumda.
İHRACAT 4.5 KAT ARTTI
Türk ekonomisi hızla büyürken firmalarımız da dünyaya daha çok mal ve hizmet satmaya başladı. 2002 yılında Türkiye’nin yıllık ihracatı 36 milyar dolar seviyesindeydi. Mayıs ayında yıllık ihracat 161.7 milyar dolara ulaştı. Bu yıl sonunda ihracatın 170 milyarı aşması bekleniyor.
10 Yılda 8.8 Milyon Kişi İş Buldu
Türkiye nüfusu artarken vatandaşlara yaratılan iş imlanları da artıyor. Doğru istihdam politikalarıyla son 10 yılda tam 8.8 milyon vatandaş iş sahibi oldu. Sadece son 1 yılda iş bulanların sayısı 1.2 milyonu aştı. Bunun yanında AK Parti döneminde adeta bir kara deliğe dönüşen kamu maliyesi de dünyaya örnek olacak bir noktaya geldi. Net kamu borcunun toplam ekonomiye oranı yüzde 42’den yüzde 7.1’e geriledi. Bu oran dünya ortalamasının çok altında.
TURİZMDE 40 MİLYONA KOŞULUYOR
2002 yılında Türkiye’ye toplam 12.9 milyon yabancı turist gelmişti. Bu rakam 2014 yılında 36.8 milyona ulaştı. Bu tarihten sonra Rusya’yla yaşanan uçak krizinin de etkisiyle bir düşüş yaşansa da hızlı bir toparlanma yaşanıyor. 2017’de Türkiye’ye 32.1 milyon turist gelirken sayının bu yıl 40 milyonu aşması bekleniyor.