Soma sanığı suçu FETÖ'ye yıktı

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 6'sı tutuklu 46 sanıklı davanın, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 9. duruşması ilk celsede ertelendi.

Soma maden şehidi ailelerinin de büyük ilgi gösterdiği 9. duruşma sabah saat 09:30 da başladı. Mahkeme Başkan Aytaç Ballı ilk olarak avukatların ve tutuklulukların taleplerini aldı. 

Saat 13:30 da yapılan son oturumda Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı yeni bilirkişi raporunun yetişmemesinden dolayı davayı 23 Ağustos 2016 tarihine erteledi. 


Davada 3 önemli gelişme oldu 
Soma davası 9. duruşmasında 3 çok önemli gelişme olduğuna vurgu yapan Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı (ÇHD), Avukat Selçuk Kozağaçlı, Can Gürkan ve avukatlarının artık mahkemenin bittiğini bildiği için başka kulvara geçtiğini ve olayın sabotaj olduğunu, bu yüzden maden kazasının FETÖ örgütüne atmak istediğini kaydetti. 

Avukat Selçuk Kozağaçlı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “3 çok önemli gelişme oldu. Evet bilirkişi raporu gelmedi ama duruşmanın bu celsesinde 3 çok önemli gelişme yaşadık. Bütün bu gelişmeler içerisinde bence en çarpıcı olan Alp Gürkan’ın iddianamesi ile ilgili olan değerlendirmeydi. Sanıklardan Can Gürkan’ın avukatı bugün duruşmada şöyle bir tanımlama yaptı. Alp Gürkan hakkında iddianame hazırlanmıştı, gittim savcıyla görüştüm, ne yapıyorsunuz siz dedim ve durdurdum. Burada sözü edilen şey, bir savunma avukatının bir Cumhuriyet savcısının odasına gidip bir sanık şüpheli hakkında hazırlanmış olan ki 'Alp Gürkan bu şirketin sahibi ve uzun yıllar yöneticisi' iddianameyi mahkemeye vermesini durdurmuş olmasından söz ediyoruz. Bunu akılla açıklayabilmek mümkün değildir, böyle bir şey duruşmada nasıl açıklayabiliyor, nasıl bir öz güvenle açıklayabiliyor bunu anlamak da mümkün değil. Yani bir Cumhuriyet savcısının şüpheli hakkında hazırladığı bir iddianamenin savunma avukatına giderek 'sen ne yapıyorsun' diyerek durdurması çok dikkat çekici bizim açımızdan. Bununla ilgili tartışmalarımız devam edecektir, bu Cumhuriyet savcısının adını öğrenmeliyiz, bu hazırlanan iddianameyi görmeliyiz, kim durdurdu sadece Kadir beyin gücü yetiyor mu böyle bir şeye yoksa başka devreye girip durduranlar da mı var, bunu tespit etmeliyiz. İleri de konuşacağımız konulardan birisi de bu olacaktır." 

İkincisi; Can Gürkan suçu FETÖ'ye yıktı 
Selçuk Kozağaçlı, ikinci bir gelişmenin; bir numaralı sanık, patron, anonim şirket yönetim kurulu başkanı Can Gürkan’ın maden faciasını FETÖ'ye yıktığını belirterek, şöyle devam etti: "Gürkan'ın, 'Paralel Devlet Yapılanması örgütü üyesi savcı, polis ve jandarmalar tarafından soruşturma yürütüldü. Örgüte üye bilirkişiler tarafından aleyhimize rapor hazırlandı ve tutuklandık. Bu madeni yakanlar ve hakkımızda davayı açanlar FETÖ/PDY örgütü üyesidir' açıklaması oldu. Bir süredir söyleyecek başka hiçbir şey bulamadıkları için sabotaj diye bir iddia ileri sürmeye başlamışlardı. Yaklaşık son 6 aydır sabotaj iddiasını sıkça duyuyorduk. Madeni işçilerin yaktığını iddia ediyorlardı, madeni birilerinin girip yakabileceğini iddia ediyorlardı. Zannediyorum 15 Temmuz fırsatını kaçırmamak için ilk defa bugün adını koydular. Böyle bir zavallılık, böyle bir çaresizlik aslında davanın geldiği durumu da gösteriyor. Dava bitti, bu anonim şirket patronunun üst düzey mühendislerin ve yönetici mühendislerin ağır suçları tespit edildi, bilir kişi raporunun gelmesine 10 gün var, artık sığınacak hiçbir yerleri kalmadığı için zavallı komplo teorisi iddiasına sarılmış durumdalar. Artık davanın da bittiği anlamında geliyor. Kendilerini savunacak bir sözleri kalmadığının anlamına geliyor. Açık ve net söylüyorum bu davanın sahibi Cumhuriyet savcıları değil, bu davanın sahibi hazırlık soruşturması yapan polisler değildir. Bu davanın sahibi biziz, burada bulunan aileler, barolar, Çağdaş Hukukçular Derneği’dir. Bizi suçlasınlar çok kolaysa. Savcı, polis suçlamak kolay. Çağdaş Hukukçular Derneği kurulduğundan buyana FETÖ gibi örgütlerle mücadele ediyor. Derneğimizin büroları basıldı, evlerimiz basıldı, basan hakim ve savcılar şimdi tutuklu ve basan polisler şimdi tutuklu. Bize de mi FETÖ’cü diyeceksiniz, bu davanın sahibi biziz. Bu dava haklıdır, bu dava doğrudur, bu dava düzgün bir rayda ilerlemektedir. İşte heyet içeride, kim suçlayabildi bu heyeti bir örgüte üye olmakla, hiç kimse. İşte davanın sahipleri burada aileler, kim onları suçlayabilir, hiç kimse. İşte cenazelerimiz orada, kim onları suçlayabilir, hiç kimse. Biz katledilmiş insanlarımızın para hırsıyla, zenginlik hırsıyla katledilmiş insanlarımızın ailelerin avukatlığını yapıyoruz. Halkın avukatlığını yapıyoruz, asla vazgeçmeyeceğiz böyle ucuz iddialarla, böyle zavallı iddialarla." 

"Sahte itirafçılar ortaya çıkaracaklar" 
Gelinen süreçte yaşanabileceklerle ilgili tahminlerde bulunan Kozağaçlı, "Savunma avukatlarının iddialarından şöyle anlaşılıyor. Önümüzdeki günlerde, ele geçirdikleri savcılar, polisler, jandarma personeli aracılığıyla bu dava hakkında itirafçı ifadeleri, düzmece ifadeler, bu davanın sanıklarını kurtaracak kurgular yapmaya çalışacakları anlaşılıyor. Peşin olarak söyleyelim, asla yemeyiz, asla kabul etmeyiz, asla hiçbir inandırıcılığı yok. İsterseniz o savcı ve polislere yeminli ifade hazırlatın, 'madeni biz yaktık' diye, biz madeni kimin yaktığını biliyoruz, biz madenin para, zenginlik ve sermaye hırsıyla patronları tarafından yanmasına izin verildiğini biliyoruz. Devletin paraleli de, orijinali de her neyse devletin denetlemeyerek izin verdiğini biliyoruz. Ne siyasal iktidar kendisini bundan kurtarabilir, ne bürokrasi bundan kendini kurtarabilir ne de bir başkan kurum. Biz sevgililerimizi, eşimizi ve çocuğumuzu kimlerin öldürdüğünü biliyoruz. Bunun hesabı sorulana kadar böyle hiçbir saçma sapan iddia bu davadan bizi uzaklaştıramaz" dedi. 

Son düzlüğe girdik 
Kozağaçlı sözlerini şöyle tamamladı: "Çok yakın bir duruşma günü verdi, ayın 23’üne. Çünkü bilirkişiye verilen süre 23’ünde doluyor. 23’ünde bu raporun burada olacağını ve okunmaya başlayacağını düşünüyoruz. Daha erken teslim edilirse biz de hazır geleceğiz. Artık son düzlüğe giriyoruz. Kim nasıl katledildi, kim hangi para hırsıyla hangi ihmallerle hangi göze almalarla katledildi, bu madende yaşamını yitiren 301 insanımızın ölümüne nasıl neden olundu, bunların anlaşılıp sorumlularının cezalandırılması için son düzlüğe giriyoruz. Artık bundan sonra değerlendirmeler ve karar yaklaşıyor. Lütfen bu davaya sahip çıkmaya bütün ülkeye bu davadan haber vermekten vazgeçmeyin. Türkiye’nin en büyük işçi katliamının davasındayız. Ağır ihmaller tespit ettik, sorumlular elimizde, bu davanın hiçbir şekilde kirletilmemesi gerekiyor,”