13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Kömür İşletmeri'ne ait maden ocağındaki faciada, Türkiye'de bugüne kadarki en büyük iş kazası meydana geldi. Ocak içerisinde kalan 301 madenci yaşamını yitirdi. Türkiye, kazadan sonra günlerce Soma'da yaşananlara kilitlendi, gözyaşı döktü, ailelerin acılarına ortak oldu. Soma, 301 madencinin hayatını kaybettiği facia ve sonrasında yaşananlarla sürekli gündemde kaldı, acının merkezi oldu.
Yüzde 8’i sonuçlandı
Yakınlarını kaybeden madenci aileleri, geçen iki yılda olayın sorumlularının bir an önce cezalandırılmasını bekledi, açtıkları yüzlerce tazminat davasından 8'i sonuçlandı.Faciadan sonra işsiz kalan 2 bin 832 madenci, 24 taksite bölünen tazminatlarının sadece 5'ini alabildi; büyük bir çoğunluğu madende iş bulamadığı için, farklı alanlarda çalışıp yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldı.
Yargılamalar sürüyor
Facia sonrası 6'sı tutuklu 46 sanık, 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmaya başladı. Yargılanmalar sürerken faciadan sonra bilirkişi heyetleri ve müfettişlerce ocakta 4 kez inceleme yapıldı.
Babasının vasiyetini tuttu
Soma'daki faciada hayatını kaybeden Yıldırım Güney'in "Kızım saz çalmayı öğrenecek bana da çalacak" sözlerinden esinlenen kızı Havvanur, Soma Çocuk Gelişim Merkezi'nde bağlama çalmayı öğrenerek babasının vasiyetini yerine getirdi. Aağabeyi Emirhan’la bağlama kursuna giden Havvanur babasının Soma Madenciler Şehitliği'ndeki kabri başına müzik aletiyle gelerek dua etti.
Siren seslerini unutamıyor
Manisa'nın Soma İlçesi'nde iki yıl önce yaşanan maden faciası sırasında kurtarma çalışmalarına katılan ve dumana maruz kaldığı için iki gün yoğun bakımda kalan eski madenci Ahmet Mutluer, olayın acısını hâlâ derinden hissediyor. Mutluer, hâlâ her siren sesinde faciayı hatırladığını söyledi.