Söğüt neresi? Diriliş'te geçen Söğüt hangi ile bağlı? Aybastı nedir? Beybolat bey kimdir?

Diriliş Ertuğrul hayranlarına müjde geldi! Diriliş Ertuğrul yeni bölümüyle kısa bir aranın ardından tekrar ekrana dönüyor. Diriliş Ertuğrul'un yeni bölümlerinde geçen Söğüt ise oldukça merak uyandırıyor. Biz de haberimizde bu konuya değindik. Söğüt, Osmanlı Devleti’nin ilk kurulduğu henüz bir beylik olduğu dönemler önemli bir merkez olmuştur. Ayrıca Diriliş Ertuğrul’da yer alan Albastı Beybolat gerçek tarihte yer almamaktadır. Albastı Türk mitolojisindeki en tanınmış karakterlerden birisidir. Kötü yapılı bir yaratıktır ve özellikle yeni doğum yapmış kadınlara musallat olması ile bilinir.

Diriliş Ertuğrul dizisinde geçen Söğüt izleyiciler tarafından merak ediliyor. Osmanlı Beyliği'nin ilk başkenti olan Söğüt neresi, hangi ilde, nerede gibi soruların yanıtları aranıyor. Peki Kurtuluş savaşında üç kez Yunan işgaline uğramış ve 6 Eylül 1922’de işgalden yanmış bir şekilde kurtulmuş olan Söğüt nerede? Ayrıca Diriliş Ertuğrul Albastı Beybolat aslında tarihte yer almıyor, ancak Albastı Beybolat’ı canlandıran Ali Ersan Duru’nun hayatı da merak ediliyor. İşte hayat hikayesi...

SÖĞÜT'ÜN TARİHİ

Osmanlı döneminde önce Sultanönü sancağının merkeziyken, sonra merkezin Eskişehir'e taşınmasıyla bu sancağa bağlı bucağa dönüşmüştür. 1648 yılında Anadolu vilayeti Bursa sancağının Lefke (bugün Osmaneli) kazasına bağlı bıcaktı. Daha sonra Anadolu eyaletine bağlı merkezi Bilecik olan Ertuğrul sancağının sınırlarına katıldı.

1231 yılında Thebasion adını taşırken Anadolu Selçuklu komutanı Ertuğrul Gazi tarafından İznik İmparatorluğu'ndan alınmıştır ve kendisine Anadolu Selçuklu hükümdarı III. Alaeddin Keykubad tarafından Domaniç ile birlikte verilmiştir.

En son Hüdavendigâr vilayetine bağlı Ertuğrul sancağına bağlı kaza idi. Kurtuluş savaşında üç kez Yunan işgaline uğramış ve 6 Eylül 1922'de işgalden yanmış bir şekilde kurtulmuştur. İlçeye bağlı Kızılsaray köyünün girişinde, hem Osmanlıca, hem de Rumca yazılar taşıyan bir Yunan karakolu bulunmaktadır ve bu karakol harap haldedir.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL'DA ALBASTI KARAKTERİ HAKKINDA

Albastı Beybolat Bey, sadece ismi ile bile çevresindekilere korku salmış bir karakterdir. Selçuklu devletinin Emir'i Bahattin'e çalışan, Umurbeylerinin yeni beyidir. Moğollara direnen Türk beylerini öldürerek direnci kırmak, obaları hizaya getirmek ve Moğol işgalinin sürmesi için görevlendirilmiştir.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL ALBASTI KİMDİR?

Diriliş Ertuğrul 128. bölümüyle bu akşam seyircinin karşısına gelecek. Yeni sezonda diziye birçok ünlü oyuncu katılmıştı. Son olarak ise yeni bölümde Ali Ersan Duru diziye dahil oluyor. Ünlü oyuncu projede Emir Bey'in adamı olan ve aynı zamanda İlbilge'nin abisi olan Albast'yı oynayacak.

Umur obasının beyi olan Umur Bey öldürülmüştü. Kayı boyu ile Umur obasının arasında savaş başlayacağını anlayan Umur Bey’in kızı buna engel olsa da kardeşlerinin Ertuğrul Bey’e düşman olmalarını engelleyemez. İlbilge’nin abisi Albastı ve kardeşi Sırma Ertuğrul Bey’den intikam almak için her şeyleri yapacaklardır.

Konya da çalışan Albastı bir Türk ajanıdır. Emir Bahattin kendi yapamayınca Albastı’dan yardım ister. Emir Bahattin Ertuğrul’un uç beyliğini elinden almak ister ancak bunu başaramaz. Bu yüzden de Albastı’yı çağırır ve onunla bir anlaşma imzalar. Albastı ve Emir Bahattin Ertuğrul Gazi’yi öldürmek için anlaşmışlardır.

Albastı adım adım intikam planını devreye sokar. Önce Ertuğrul’un bölgelerine baskın yaparak onun gücünü sarsacaktır. Ertuğrul Bey bunu yapanların Umur Bey’in oğlu olduğunu bilmese de onun adamlarından birisi diye düşünmektedir. Bilmez ki düşmanı daha gözü ve kara.

Albastı Umur obasına dönünce İlbilge hatun tüm yetkileri ve beyliği abisine devreder. İlbilge Hatun ile her şeyi konuşur abisi. Ertuğrul’u öldürmek istediğini öğrenince İlbilge Hatun ne yapacağını bilemez. Ya abisinin yanında olacaktır ya da Ertuğrul ile olup abisini ve obasını karşısına alacaktır.

ALİ ERSAN DURU KİMDİR?

Ali Ersan Duru, 19 Eylül 1984 tarihinde Ankara'da doğmuştur. 4 abisi vardır. Babası Ankaralı, annesi Karadenizlidir. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ankara'da okudu.

Eskişehir, Osmangazi Üniversitesi Maliye Bölümü'nden mezun oldu. Aynı dönem içinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu (Esogü Tiyatro Topluluğu) ile amatör tiyatro hayatına başladı. Öncelikle Osmangazi Üniversitesi Tiyatro Topluluğu ile çalışmaya başladı. Lisans eğitimi bittikten sonra oyunculuğu profesyonel anlamda yapmaya karar verdi ve İstanbul'a gelerek oyunculuk eğitimi almaya başladı. Önce 2008 yılında DİALOG anlatım ve iletişimde temel oyunculuk teknikleri dersleri aldı.

Daha sonra da Şahika Tekand Stüdyo Oyuncuları'nda iki yıllık bir tiyatro eğitimi aldı. Bununla paralel olarak aynı dönem içinde workshop'lara katılmaya, diksiyon ve şan dersleri almaya devam etti.

İlk olarak TRT 1 de ''Başrolde Aşk'' isimli sit-com'la profesyonel oyunculuk hayatına başladı.

2012 yazında Turgut Özakman'ın Diriliş adlı romanından beyaz perdeye uyarlanan ''Çanakkale 1915'' adlı sinema filminde roman kahramanlarından Mehmed Ali'ye hayat verdi.

2013 yılında "Yağmurdan Kaçarken" adlı dizide Carlos Martin, Ezgi Asaroğlu, Ayça Erturan, Ali Ersan Duru, Furkan Andıç, Ebru Şancı, Serkan Şenalp, Doğukan Polat ile beraber rol aldı.

Ali Ersan Duru, 2013 yılında Refik Halit Karay'ın eserinden esinlenerek yazılan ve Yönetmenliğini Kudret Sabancı'nın yaptığı "Bugünün Saraylısı" adlı dizide Selçuk Yöntem, Nazan Kesal, Serhat Teoman, Cansu Tosun ile birlikte başrol oyuncusu oldu.

ALBASTI NE DEMEK?

Albastı bir varlığın adından daha ziyade, neden olduğu hastalığı ifade eder. Alvastı veya Alpastı da denir. Sibiryada Albasta olarak da bilinir. Albasmak (bazı Türk dillerinde Alvasmak, Alpasmak) fiili ile de kullanılır. Bu fiil Albastı olmak anlamına gelir. Albastı olan kişiye Albıstar adı verilir. Boğucu sıkıntı. Sara hastalığı. Lohusahumması denilen ve yüksek ateşle ortaya çıkan, temizliğe dikkat edilmediği için meydana gelen hastalık. Bunlara bağlı baygınlık. Bir çeşit korku halidir. Gebe kadın kan kaybetmeye başladığında değişik varlıklar görmeye başlar. En çok korktuğu şey gözünün önüne gelir. Bunun sonucunda bazen bayılır. Alkarısı o esnada göğsüne dizleriyle çökerek soluğunu keser. Hatta ölüme bile neden olabilir.

Gebe kadın yiyemez, içemez, nefesi daralır. Bu durumdan kurtulması için “Al Ocağı”na götürülür. Bu yer genelde kutlu bir mekandır ve bir evliya mezarıdır. “Kulbastı” biçimiyle de Adıge diline geçmiştir. Albastı ve Kulbastı ayrıca isimleri farsça kökenli olan Aleybanı (Alyabani) ve Kuleybanı (Gulyabani) adlı varlıkları da akla getirmektedir. Aleybanı, Albastı'nın Fars kültürüyle etkileşiminin bir ürünüdür. Aynı şekilde Gulyabani de, Kulbastı (Gulbastı)'nın bir yansımasıdır. Ayrıca Udmurt ve Mari dillerinde de Alvasta ve Alvastı olarak yer almaktadır. Al Ana ile de bağlantılı görünmektedir.

DİRİLİŞ ERTUĞRUL KONUSU

Moğollarla zorlu bir mücadele veren Ertuğrul Bey, kutlu davasının peşinden gidebilmek için kardeşlerinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Ertuğrul Bey’e inanan Kayılar, bu ayrılığın ardından yollara düştüler. Çetin geçen koşullarda Karacadağ sınırlarına kadar ilerleyen Kayıları burada bambaşka bir dünya bekliyordu. Yeni yurtları onlara farklı bir iklim, farklı topraklar ve farklı insanlar sunacaktı. Ertuğrul Bey, kutlu davasına giden yolda daha güçlü ve daha acımasız düşmanları olacağının farkındaydı. Peki, yeni düşmanlarını alt edebilmek için kılıcının keskinliği yetecek miydi?

Ertuğrul Bey artık başka bir dünyadaydı. Ve bu dünya da at koşturmak daha çok akıl, cesaret ve sabır istiyordu. Karşısına daha güçlü ve daha acımasız olarak çıkan Tapınakçılar, Ertuğrul Bey’i zafer için yeni yöntemler bulmaya zorlayacaktı. Zira Tapınakçıların gizli eli olan Simon bir kılıç darbesiyle öldürülemeyecek kadar zeki ve güçlüydü. Üstelik Simon yalnız da olmayacaktı. Ertuğrul Bey, Simon’a destek olan Müslümanları öğrendiğinde ne yapacaktı? Ertuğrul Bey, kılıçların sustuğu, akıl oyunlarının konuştuğu bir cehennemin içindeydi. Peki, aklı onu bu cehennemin ateşinden koruyabilecek miydi?

Karacadağ etekleri birçok Türkmen Obasına yurt olmuştu. Fakat aslen Tatar olan Çavdaroğlu Obası, aralarında en güçlü olanlarıydı. Bu güçlerini ise başarısızlığa tahammülü olmayan ve obayı demir yumrukla yöneten Candar Bey’den alıyorlardı. İktidarını yıllarca koruyan Candar Bey, en büyük imtihanını evlatlarıyla verecekti. Candar Bey’in büyük oğlu Ural’ın ihtirası obanın kaderini belirleyecekti. Çavdaroğlu ve Kayı Obası arasında yaşanacak gerilimi Candar Bey’in hamleleri durdurabilecek miydi? Ertuğrul Bey, Çavdaroğlu Obasından hiç beklemediği teklifler ve tehditler alacaktı. Peki, Kayılar ve Çavdaroğulları’nın yolu nerede ve nasıl kesişecekti? Ertuğrul’un vereceği her karar hem obanın kadınları hem de beyleri için yeni sonuçlara gebeydi.

Ertuğrul artık obanın beyi olmuştu. Obada yeni sorunlar baş göstermişti. Göç yolunda yorgun düşen Kayılar ülküleri ve nefisleri arasında sıkışıp kalmıştı. Onlar için bu imtihan hiç kolay olmayacaktı. Dışarıda düşmanlarıyla mücadele veren Ertuğrul Bey’i içerde ise yeni sorunlar bekliyordu. Göç yolunda sevdiklerinden ayrı düşen ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kayılar birliklerini koruyabilecekler miydi?

İhanet, ihtiras ve akıl oyunlarıyla yüz yüze gelen Ertuğrul için tek hedef vardı. Bir milletin dirilişine vesile olmak