Siyasi analist Sement: Dövizdeki hareketlilikte Suudi ve BAE´nin parmağı var

Siyasi analist Serdar Sement, Türkiye - Suudi Arabistan ilişkileri ile ilgili çarpıcı yorumlarda bulundu.

Siyasi risk temasında dört yıl radarda tuttukları Suudi Arabistan´ı beşinci yıl Türk siyasi sisteminin riski olarak sınıflandırdıklarını dile getiren Sement, özellikle dövizdeki hareketle ilgili, "Hong Kong´da, Londra´da yapılan işlemlerin arkasında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri´nin (BAE) para koyarak yaptığı spekülasyonların varlığını Milli İstihbaratımız muhakkak çıkaracaktır. Suud-Körfez, elindeki yüksek döviz likiditesini izlediği politik hedeflemeler için araç olarak kullanmaktadır" dedi.

Siyasi analist Serdar Sement, 2 Ekim'de Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girip, bir daha çıkmayan gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının, Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkilerinin geleceğini nasıl etkileyeceği konusunu DHA´ya yorumladı. Türkiye´nin şu anda ABD ekonomik saldırısı ve yaptırımları altında olduğunu ifade eden Sement, "Filipinler, Mısır, Libya, Lübnan, Irak, Suriye, Pakistan, İran, Afganistan ve Türkiye Suud´un operatif devlet uygulamalarının yaşandığı yerler. Amerikan ekonomik saldırısının altında Suud bağlantısını unutmamalıyız. Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu son derece isabetli bir tespitle `yaşadığımız ekonomik saldırının arkasında Müslüman körfez ülkelerinin olduğu mevcudiyetini biliyoruz´ dedi. Buradan da kastı, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri´ydi. Ben Türk finans sistemindeki körleşmenin farkındayım; ama, bizim 3.70´den 7.20´ye gelen dolar kurunda, Hong Kong'da, Londra'da yapılan işlemlerin arkasında Suud´un ve Birleşik Arap Emirlikleri´nin para koyarak yaptığı spekülasyonların varlığını Milli İstihbaratımız muhakkak çıkaracaktır. Geçen gün, Suudi Prensi Amerika´ya kuruluş tarihiyle ilgili ayar veriyorsa, biz de kendisine Malazgirt 1071´i hatırlatmak isteriz"dedi.   

"5´inci yıl siyasi risk olarak sınıflandırdık"

Türkiye´nin Suudi operatif devlet mantığını iyi kavraması ve operatif devlet mantığının Suriye´de Türkiye için yol açtıklarını çok iyi görmesi gerektiğinin altını çizen Sement, şunları söyledi:

"Suudi Arabistan´ı 4 yıl radarda tuttuk ve beşinci yıl Suud´u Türk siyasi sisteminin riski olarak sınıflandırdık. Suud Türkiye´ye hasımdır. Suud Türkiye´ye karşı aktif halde tehdittir. Hem iktisadi tehdittir, hem de askeri tehdittir. Türkiye, Rus doğalgaz ihraç yeteneklerini gasp etmek için Katar´a el koymak isteyen Suud´a mukabeleyi Katar´a ve Sudan´a asker konuşlandırarak yapmıştır."

Raporda çarpıcı ifadeler dikkat çekti

S Bilişim Danışmanlık´ın 3 Siyasi Risk İzlekleri'nin son 29 Mayıs 2018 Ara Raporu´nda Suud-BAE´nin, giriştiği Rusya karşıtı hamlede başarısız oluşunun kaynağı olarak Türkiye´de Erdoğan iktidarını gördüğüne vurgu yapıldı. Küresel ölçekte varlık-gelirlerine göre en çok silah alım harcaması yapan ülkenin Suudi Arabistan olduğunun belirtildiği raporda yer alan çarpıcı ifadelerden bazıları şöyle: "Suud riskine dair hareketlilik önceki raporlamalarda ikaz edilmişti. Yanına bazı Körfez ülkelerini alan Suud'un Türk siyasi sistemi için ağırlık sırasıyla; risk, tehdit ve kuvvetle muhtemel tehlike teşkil ettirmesi, yakın dönem gelişmesindendir. Suud-Körfez, elindeki yüksek döviz likiditesini, döviz depolama ve türlü sahalara tahsis yeteneğini izlediği politik hedeflemeler için araç olarak kullanmaktadır. Suud-BAE, giriştiği Rusya karşıtı hamlede başarısız oluşu ve bunun kaynağı olarak Türkiye´de Erdoğan iktidarını görmektedir."

(DHA)