Sırlar enkaz altında kaldı: Türkiye'ye enerjide çağ atlatacaklardı

Türkiye’nin özellikle enerji alanında çok önemli bir projeye imza atacak bilim insanlarını taşıyan uçak, 30 Eylül 2007 tarihinde rotasından çıkarak düştü. En az FETÖ’nün “intihar” diye piyasaya sürdüğü “Aselsan cinayetleri” kadar karanlık olan bu olayın üzerinden geçen 12 yıla rağmen, aydınlatılmayı bekleyen pek çok soru işareti var.

TM Dijital Haber Merkezi

2021 yılında tam kapasiteyle hizmete alınması beklenen Türkiye’nin Hızlandırıcı Merkezi fikrinin gelişim sürecindeki en büyük kırılma, 30 Eylül 2007 tarihinde yaşandı.

Türkiye’nin enerji alanında hayatî öneme sahip bir proje üzerinden çalışan bilim insanlarını taşıyan uçak, Isparta’ya gittiği sırada rotasından çıkarak yere çakıldı. Kazanın üzerinden 12 yıl geçerken, dosyadaki bazı kurum ve kişiler için zaman aşımı süresi de böylece dolmuş olacak.

En az, Fetullahçı Terör Örgütü’nün “intihar” diye piyasaya sürdüğü “Aselsan cinayetleri” kadar karanlık olan bu “kaza”, aydınlatılamadan tarihe gömülmekle karşı karşıya bulunuyor.

FETÖ TUTUKLUSUNUN TELEFONUNDAN ÇIKAN SES KAYITLARI

Akşam gazetesi, 27 Aralık 2017 tarihinde “Atlasjet kazasında 5 dakikalık sır FETÖ kaydı” başlığıyla okuyucularına duyurduğu haberinde, şok bir ses kaydının dökümünü yayımlamıştı.

FETÖ’nün Isparta yapılanmasıyla ilgili hazırlanan iddianameye göre, FETÖ’nün şirketlerinden olan ve hakkında soruşturma yürütülen Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’nin Isparta temsilcisi tutuklu sanık Muammer Görgeç’in cep telefonundan çıkan telefon görüşmesi kaydından, uçak kazasıyla ilgili kritik bilgiler yer alıyordu.

Muammer Görgeç ile kimlikleri tespit edilemeyen iki erkek şahıs, Isparta kazasıyla ilgili konuşuyordu. Kimliği belirsiz iki kişi, şüpheli Görgeç’e “Uçağı İsrailliler düşürdü, ölen akademisyenler Toryum madeni üzerinde çalışıyordu, bu çalışmalarda görev alan 1 akademisyen uçakta yoktu, o akademisyeni bulup Toryum madeni bölgelerini tespit edelim.” diyordu.

“DÜNYANIN EN ZENGİN TORYUM YATAKLARI TÜRKİYE’DE”

Kazada yaşamını yitiren bilim insanları arasında bulunan Prof. Dr. Engin Arık, Türk Hızlandırıcı Projesi’nde toryumun öneminden bahsederken şunları kaydetmişti:

“Türkiye’nin toryum yatakları, hemen hemen dünyanın en zengin toryum yataklarıdır. Türkiye, enerji ihtiyacını senede 50 ton toryumla karşılayabilir. Bir ton toryumu enerjiye dönüştürüp elde edeceğiniz enerjiyle bir milyon ton petrolün enerjisi eş değerdir. İnşallah kuracağımız merkezde de bir proton hızlandırıcı düşünülüyor. Bu da ileride belki prototip toryum nükleer santral yapmamız için ön çalışmalara olanak sağlar.”

“ENGİN ARIK’I YİTİRMEK, HER ANLAMDA HIZIMIZI AZALTTI”

TRT Haber’e konuşan Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, “Engin Hoca’nın özellikle kaza ile birlikte aramızdan ayrışmış olması sadece Türk Hızlandırıcı Merkezi ile ilgili çalışmalarda değil; Türkiye’de deneysel parçacık fiziği, yüksek enerji fiziği çalışmalarında da kendisinin sayesinde edindiğimiz momentumu azalttı.” sözlerini kullandı.

Prof. Dr. Serkant Ali Çetin, ailevi nedenlerinden dolayı söz konusu uçağa binmekten son anda vazgeçmiş ve uçuşunu iki gün ertelemişti.

“DENETLEME RAPORLARINDA YANLIŞLAR VAR”

Türkiye tarihinin en karanlık “kazalarından” biri olan bu uçak kazasında hayatını kaybedenlerin avukatı Şehnaz Yüzer ise, “Denetleme raporlarının tümünde pek çok eksik ve yanlışlar var. Yargılamanın daha fazla delille ve bazı bulgularla devam edeceğini umuyorum.” diye konuştu.