Sen misin Erdoğan'la görüşen

İskoçya Başbakanı Yusuf'un, Başkan Erdoğan ile yaptığı görüşme ve sonrasındaki ‘ateşkes' çağrısı İngiliz yönetimini rahatsız etti.

BMGK'da çekimser kalarak Gazze'deki katliama susan İngiltere, İskoçya lideri Yusuf'un, Erdoğan'la görüşmesinden ve ateşkes çağrısından rahatsız oldu. Dışişleri Bakanı Cameron, görüşmeye İngiliz yetkililerin katılmamasını gerekçe göstererek, Yusuf'a "Desteğimizi geri çekeriz" tehdidinde bulundu.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf'un Dubai'deki görüşmesi İngiltere'de rahatsızlık yarattı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İskoçya hükümetine hitaben yazdığı mektupta, İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf'un Dubai'de Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la görüşmesinde İngiltere Dışişleri Bakanlığının bir yetkilisinin bulunmamasına yönelik rahatsızlığını ileterek olayı 'protokol ihlali' olarak değerlendirdi.

'İHLAL YAPTINIZ'

Mektubun ayrıntılarını yazan The Telegraph gazetesindeki habere göre, Cameron, Dubai'deki İskoç heyetinin yanında İngiliz Dışişleri yetkilisi bulunmasına rağmen Erdoğan-Yusuf görüşmesinin yerinin kendisine bildirilmediğini de ifade etti. Yusuf ve Erdoğan'ın ateşkes çağrısı yaparken İngiltere hükümetinin buna katılmaması da söz konusu. Bu konuda da Cameron mektubunda, İskoçya ve İngiltere için, "Uluslararası alanda tek ses olma" gerekliliğini dile getirdi. Cameron, daha fazla ihlal yaşanması halinde İskoç yetkililere sunulan yabancı devlet temsilcileriyle görüşmelerin ayarlanması ve lojistik desteklerin geri çekileceğini de kaydetti.

FARKLI DIŞ POLİTİKA

Cameron mektubunda "küçük elçilikler" olarak adlandırdığı İskoçya'da iktidardaki İskoçya Ulusal Partisi'nin (SNP) yurt dışı ofislerine de tepki gösterdi. Gazeteye konuşan kaynaklar, Cameron'ın İngiliz elçiliklerinin de bulunduğu Paris, Berlin ve Washington'da yer alan ofisleri kapatmakla tehdit ettiğini, Gazze gibi hassas konularda Yusuf'un farklı bir dış politika izlemesinin rahatsızlık yarattığını dile getirdi. Cameron'ın mektubuna yanıt veren bir İskoçya Bölgesel Başbakanlık sözcüsü ise Başkan Erdoğan'la yapılan görüşmeden İngiliz Dışişleri yetkililerinin davet edildiği ve diğer tüm görüşmelere yetkililerin katıldığı vurgulandı. Yalnızca Erdoğan'la yapılan görüşmenin son dakika değişiklikleri nedeniyle İngiliz yetkililer görüşme mekanına yakın değilken gerçekleştiği bildirildi.

ULUSAL GÜVENLİK VE DIŞ POLİTİKADA SÖZ SAHİBİ LONDRA

Birleşik Krallık, İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere 4 kurucu ülkeden oluşan bir devlet. Büyük Britanya ise İngiltere, İskoçya ve Galler'i kapsıyor.

Birleşik Krallık'ı oluşturan kurucu ülkelerden İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda yetki devrine dayalı bir siyasi yapılanma.

Egemen devletin sahip olduğu yasama ve yürütme yetkilerinin bir bölümü, Birleşik Krallık Parlamentosu tarafından farklı ölçülerde olmak üzere İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'daki parlamentolara devredilmiş.

Yetki devrindeki kurucu ülkelerin, kendi egemenlikleri bulunuyor.

Anayasa, savunma, ulusal güvenlik, dış politika, vatandaşlık ve göç gibi konular, Birleşik Krallık Parlamentosu'nun uhdesinde. İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'daki yerel parlamentolar, bu konuların dışında kalan ve yetki devrinde bulunulmuş alanlarda yasama faaliyeti yürütebiliyor.

BOŞA HARCANACAK BİR DAMLA SUYUMUZ YOK

369 DSİ tesisinin açılışında konuşan Başkan Erdoğan, suyun sınırsız bir kaynak olmadığına dikkat çekti. "Türkiye'nin boşa harcanacak 1 damla suyu yoktur. Su kaynağını kirletmek, ihanete eşdeğerdir" dedi.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tamamlanan 369 tesisin toplu açılış töreninde konuştu. "Biz meydanlarda verdiği sözleri unutanlardan değiliz. Biz seçim dönemi esip gürleyip sonra sesi soluğu çıkmayanlardan değiliz. Biz Türkiye'nin 81 ili ve 922 ilçesinin tamamında ayak izi olan bir iktidarız" diyen Başkan Erdoğan şöyle devam etti: "Dünyada en fazla olan kaynak sudur. Fakat bu suyun yüzde 97.5'luk kısmı deniz ve okyanuslardaki tarıma ve tüketime uygun olmayan sudan oluşuyor. Göllerde ve derelerde bulunan su miktarı denizde damla gibidir. Su meselesini en stratejik kaynaklardan biri yapan faktör budur. Dünyanın pek çok yerinde su sınırsız bir kaynak olarak görülüyor. Bu tamamen yanlış bir algıdır."

KİRLETMEK İHANETTİR

"Su giderek azalan bir kaynak. Kirliliğin etkisiyle temiz su kaynakları hızla azalıyor. İklim değişikliğine bağlı olarak afetlerin sıklığı ve şiddeti artmaktadır. 2053 itibarıyla net sıfır emisyon hedefine ulaşana kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. Türkiye'nin boşa harcanacak bir damla dahi suyu yoktur. Su kaynaklarımızı kirletmek ihanete eş değer bir gaflettir. Herkes bilmelidir ki başka ülkelere hak olan Türkiye'ye lüks değildir. Madenimiz varsa çıkaracağız, petrolümüz, doğalgazımız varsa keşfedeceğiz. Rüzgar ve güneş enerjisinden istifade edeceğiz. Tam bağımsız Türkiye hayalimize gölge düşürmeyeceğiz."

369 TESİSİN YATIRIM BEDELİ 53 MİLYAR LİRA

Aralarında baraj, içme suyu, toplulaştırma, atık su ve taşkın koruma tesislerinin yer aldığı 369 farklı tesis 66 ilde hizmete girdi. DSİ tarafından gerçekleştirilen bu yatırımların toplu bedeli ise 53 milyar lirayı aşıyor. Başkan Erdoğan tesislerden 135 metre yüksekliği sahip Mersin Pamukluk Barajı, 5 milyon metreküp su kapasitesine sahip Antalya Kapıçay Barajı ve yıllık 16 milyon metreküp içme suyu temin edecek olan Kocaeli İhsaniye Barajı'nın önemine işaret etti.

ENFLASYONUN ATEŞİ DÜŞÜYOR

Ekonomiye de değinen Başkan Erdoğan, "İşsizlik oranı yarım puan azalışla %8,5'a düştü. İstihdam ise 31 milyon 835 bin kişiye ulaştı. İşsizlik oranında Kasım 2012'den bu yana en düşük seviyeyi yakaladık. Büyüme ve ihracatta çok iyi bir yerdeyiz. Enflasyonun ateşi düşmeye başladı. Aldığımız tedbirlerin pozitif etkileri piyasada daha fazla hissediliyor. Önümüzdeki aylardan itibaren çok daha iyi oranlarla karşılaşacağız."