SONER KAN
Helikopter pilotu olmak için gittiği Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Havacılık Dairesi'ne, FETÖ'cü hainlerin gerçekleştirdiği hava saldırısında şehit olan, 24 yaşındaki polis memuru Yunus Uğur'un da hayalleri yarım kaldı. Kader birliği yaptığı çocukluk arkadaşları Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşlerle birlikte şahadete yürüyen Uğur, şehit olmadan 2 ay önce nişanlanmıştı. Şehidin babası Ramazan Uğur, AKŞAM'a konuştu.
Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşlerle birlikte şahadete yürüyen Uğur, şehit olmadan 2 ay önce nişanlanmıştı.
HER YIL ACIMIZ KATLANIYOR
Aradan 9 yıl geçmesine rağmen, oğlunu kaybetmenin acısını yaşadığını dile getiren Ramazan Uğur, "Her yıl acımız katlanıyor. O kara gecenin üzerinden 9 yıl geçti ama sanki dün olmuş gibi. Ve her 15 Temmuz'da acımız katmerleniyor. Bir türlü unutamıyoruz. Yürekteki acı, ilk günkü gibi taze. Ben o hainleri Allah'a havale ettim. Ettiklerini bulurlar inşallah. Daha kötüsünü yaşarlar. Acının en acısını yaşasınlar" ifadesini kullandı. Oğluyla en son, kalkışmadan 10 gün önce; 'Ramazan Bayramı'nda bir araya geldiklerini anlatan Uğur, "Bayramda hep birlikte salonda otururken, televizyonda şehit haberleri anonsu yapıldı. Yunus, bana dönüp; 'Baba, Allah şehitliği bana da nasip eder mi?' diye sordu. Ben de ona; 'Oğlum bu nasıl söz?' diye çıkıştım. Ama aradan 15 gün geçti; evladımın; sırdaşımın; dert ortağımın şehit haberini aldım" dedi.
DÜĞÜN HAZIRLIĞI YAPIYORDU
Ramazan Uğur, "Oğlum, sevdiği kızı bulmuştu. Kendisine yeni bir hayat kurmak istiyordu ama tüm hayalleri yarıda kaldı. Çok mutluydu. Düğün hazırlıkları yapıyordu. Her şey de hazırdı. Düğün salonunun kaporasını dahi vermiştik. Gün sayıyordu ama nasip olmadı. Eğer o uğursuz gece olmasaydı oğlumu evlendirecektim. Oğlumu evlendiremedim; mürüvvetini göremedim. Torunlarımı kucağıma alamadım" diye konuştu.
PİLOT OLMAYI İSTİYORDU
Acılı baba, "Oğlum, mesleğini çok seviyordu ve pilot olmak istiyordu. Kendisine yeni bir hayat kurarken, hayallerinin de peşinden koşuyordu. Ama olmadı; her şey yarıda kaldı. Kuzey Kıbrıs'a gitmek için havalimanından uğurlarken, bunun oğlumu son görüşüm olduğunu nereden bilebilirdim ki. Bana el sallıyordu ve o an hiç aklımdan çıkmıyor. Şu an karşımda olsa ona sıkı sıkıya sarılırım hiç bırakmamacasına. Onu öyle çok özledim ki" yorumunu yaptı.
O BENİM SIRDAŞIM; DERT ORTAĞIMDI
Oğlunun mezarını sürekli ziyaret edip, onunla sohbet ettiğini anlatan Ramazan Uğur, "Belki kendi kendime konuşuyorum ama oğlumun yattığı yerden beni duyduğunu biliyorum. Onunla ortak hayallerimiz vardı. Birlikte iş kurup, ortak olacaktık. Yunus, benim sadece oğlum değil, sırdaşım ve de yoldaşımdı. Dert ortağımdı. En son bayramda görüştüğümüzde bana sıkı sıkı sarılmıştı. Meğer o son sarılmamızmış" dedi.
Oğlunun, aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan; ikiz polis memurları Ahmet ve Mehmet Oruç ile aynı kaderi paylaştığını anlatan Ramazan Uğur, "Bunlar, ilkokuldan beri hiç birbirlerinden kopmadılar. Çocuklukları ve ilk gençlik yılları hep birlikte geçti. Polislik sınavını ilk Yunus, kazandı. Bir yıl sonra da Ahmet ve Mehmet Oruç kardeşler. Üçü de polis üniformasını giyip, silah arkadaşı olmuştu. Kaderleri de aynı oldu. Rabbim, onları öteki dünyada birleştirdi" dedi.
UCUNDA ÖLÜM OLSA DA ASLA VATANI BIRAKMAM
Uğur, "Bugün yine aynı şey olsa yine sokaklara çıkar, tankların önüne yatarız. Vatan, ev gibidir. İnsan evini terk edip gider mi? Ucunda ölüm de olsa yine de bırakmam o hainlere bu vatanı. Bir değil, bin oğlum da olsa uğruna şehit vermekten çekinmem. Allah, o hainleri bildiği gibi yapsın. Hiçbir zaman da hakkımı helal etmeyeceğim. Cumhurbaşkanımızdan istediğimiz tek şey, bu hainlerin ömür boyu dışarı çıkmamaları ve cezalarını çekmeleri. Cumhurbaşkanımızı çok seviyoruz. Bugün desin, yine sokaklara çıkarız" diye konuştu.