Kurtulmuş, Yeni Zelanda'da camiye saldıran teröristlerin önemli bir hazırlık yaptığını, sadece bir kişinin işi olmadığını dile getirerek, bunun yeni bir saldırgan haçlı ideolojisinin diriltilmesi anlamında da vahim olduğunu anlattı.

Türk düşmanlığı ve Erdoğan karşıtlığı prim yaptığı için bu zehirli ırkçı dilin ana akım siyaseti de bir şekilde teslim aldığını belirten Kurtulmuş, buna karşı uyanık olunması gerektiğini, sonuçlarının Batı açısından da önemli olduğunu, Batıdaki akil ve mutedil siyasetçilerin yeni bir dil ve tarz oluşturması gerektiğini söyledi.

Olayın tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Yeni Zelanda hükümetinden beklentimiz ortaya koymuş oldukları bu dayanışma ruhunu bağımsız yargı süreçlerinde destekleyecek siyasi kararlığı göstermelidir. Ümit ederiz ki buradan sonuç alınır." dedi.

Golan Tepeleri

Numan Kurtulmuş, ABD Başkanı Donald Trump'ın Golan Tepelerini İsrail'e devretmesiyle ilgili karara değinerek, şöyle devam etti:

"İsterse elli bin kere imza atsın, attığı bu imzanın uluslararası hukuk bakımından Golan Tepelerinin statüsünü değiştirecek hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Öncelikle Trump aklına estiği zaman bir tweet atacak. Dünya bir adamın tweetleriyle yönetilebilecek bir yer değil. Bunu öğrenmesi lazım. Amerika'nın atacağı hukuk dışı bu adım tek başına aldığı bir karar anlamını taşır, uluslararası hukuk bakımından bir şey ifade etmez. Amerika'nın Başkanı İsrail hükümetinin sözcüsü gibi davranıyor. Bu karar ilk andan itibaren Trump'u ve Amerikan yönetimini yalnızlaştırmıştır. Daha önce büyükelçiliği taşıma kararında olduğu gibi. Belki siyasi bir sonuç, uluslararası hukuk bakımından bir sonuç ortaya çıkarmayacak ama bölgedeki dengeleri değiştirmesi bakımından etkisi olacağı aşikardır. Netanyahu döneminde oldukça saldırgan davranan İsrail'in son vuruşu yapmak isteyeceği, Orta Doğu'da dengeleri tamamen kendi lehine değiştirmek isteyeceği bir adımı atma noktasına doğru da gelebilir. İsraili olumsuz yönde cesaretlendiren vahim bir karardır. Türkiye olarak Golan meselesini uluslararası hukuk bakımından takip edeceğimizi, uluslararası hukukun bütün imkanları kullanarak, bu saldırganlığı, muhtemel atılması gereken adımlara karşı hem uyanık hem tedbirli olunmasını sağlayacak girişimlerin içerisinde olacağımızı ifade etmek isterim."

Yerel seçimlerdeki ittifaklar

Kurtulmuş, genel seçim havasına bürünmüş bir seçim yaşandığını belirterek, Millet İttifakı'nın ne çerçevesinin, ne de hangi konularda ittifak yaptığının belli olduğunu söyledi.

24 Haziran seçimlerinde CHP ve HDP arasındaki ittifakın örtülü bir ittifak olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu seçimdeki ittifakın örtülü değil bir açık bir şekilde olduğunu, karşılarındaki ittifakın tek amacının Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesi ve AK Parti'nin düşmesi olduğunu anlattı.

Döviz spekülasyonu

Toplantıda soruları da yanıtlayan Kurtulmuş, uzun zamandır Türkiye'de ekonominin geriletilmesi, bunun sonucunda da halkın nezdinde iktidarın itibarının kaybettirilmesi yönünde çalışmalar sürdürüldüğünü dile getiren Kurtulmuş, 24 Haziran seçimlerinden sonra da bir takım spekülasyonlarla Türk lirası üzerinde olağanüstü yüksek bir hareketliliğin yaşandığını, döviz üzerinde aşırı bir hareketlilik olduğunu anlattı.

Şimdi de tam seçim öncesinde böyle bir saldırının başlamış olmasının birilerinin hala niyetlerinin canlı olduğunu gösterdiğini belirten Kurtulmuş, şöyle konuştu.

"Seçim öncesinde eğer yapabilirlerse piyasalar altüst edecek ve buradan ortaya çıkacak hükümet karşıtı algı üzerinden sandığı etkilemeye çalışıyorlar. Bunu sadece bizim iktidarımıza yapılan bir operasyon olarak görmüyoruz. Bunun politik bir tarafı olduğu gibi milletin cebindeki parayı çalan hırsızlık, gasp olayıdır. Bu spekülasyonlara mani olmak vazifemizdir. Serbest piyasa kurulları içerisinde iş yapmak isteyen herkese, her finansal kuruluşa Türkiye kapılarını açmıştır. Ama bunları bahane ederek birilerinin Türkiye üzerinden manipülasyon yapmaya, bir takım siyasi saldırılar anlamına gelebilecek hareketler içerisinde olmasına da müsaade edilmeyecektir. Bir iki bu hafta içerisinde bu mücadele devam edecek. Endişe edece bir durum yok. Türkiye'nin bütün ekonomik kurum ve kuruluşları işinin başındadır. Saldırının nereden, ne şekilde geldiğini, nasıl planlanabileceğini tahmin edebilmektedir. Bana müsaade etmeyeceğiz."

Seçim anketleri

Seçimlerde karşılarında 4'lü bir ittifak olduğunu, "listelerde çok sayıda PKK iltisaklı isimlerin yer aldığının ortaya çıktığı, bunun da zaten gizlenmediği" ifadelerini kullanan Kurtulmuş, bu listelerdeki isimlerin hukuken seçilmesine engel varsa terör bağlantıları ortaya konulması durumunda bunun siyasi bir mesele değil, polisiye bir durum ve yargının meselesi olduğunu kaydetti.

Bu seçimdeki kararsız seçmenin diğer seçimlere göre biraz fazla olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Uzun bir kampanya dönemi oldu. Kampanya başında kararsızların fazla görülmesi normaldi. Bunun giderek azaldığını görüyoruz. Son haftada bunların marjinal noktaya geldiğini görüyoruz. Bu kararsızlar 'Seçime gideyim mi, gitmeyeyim mi' noktasındadır. Bunların son günlerde tamamen ortadan kalkacağını düşünüyorum. Bu seçimlerde çok yüksek katılım bekliyoruz. Millet sandığa gelsin, hangi adayı seçiyorsa seçsin, oyunu versin. Son marjinal grupların, gitmeyecek olan küçük oy miktarının da son 6 gün içerisinde değişeceğini ve sandığa yansıyacağını düşünüyorum." diye konuştu.

"Mitinglerdeki katılım oylamanın sonucunu ortaya çıkarmıştır"

Numan Kurtulmuş, seçim sonuçlarından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin etkilenmeyeceğini, bunun için yeni bir anayasa değişikliği gerektiğini ifade ederek, yerel seçimlerdeki sonucun ne sistemi etkileyeceğini ne de Türkiye'deki erken seçim tartışmasını gündeme getireceğini kaydetti.

Kurtulmuş, insanların gönüllü olarak mitinglere katıldığını, İstanbul ve Ankara'daki mitinglerdeki katılımın Cumhur İttifakı'na oy verecek seçmen kitlesinin ana gövdesini ortaya çıkardığını belirterek, "Aşağı yukarı oylamanın sonuçları ortaya çıkmıştır. Bunların pazar günü seçime yansımasını sağlayacağız." dedi.