İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Albay Nurullah Zeki Atmaca, yarbaylar Birol Keskinkılıç, astsubaylar Muhammet Mustafa Çelik, Serdar Uzel ve Uzman Çavuş Murat Karataş SEGBİS aracılığıyla cezaevinden katıldı. Tutuksuz sanıklar Cem Doygun ile Başbakanlık makamı adına avukat Mustafa Doğan İnal, TBMM Başkanlığı adına avukat Faik Işık, Milli Savunma Bakanlığı adına avukat Cavit Tatlı katıldı.
Duruşmada söz alana avukat Faik Işık, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında TBMM binasının bombalandığını anımsatarak, o sırada Meclis'te çalışmaktan olan biri milletvekili 20 kişinin yaralandığını söyledi. Avukat Işık, TBMM Başkanlığının ''katılan'' sıfatıyla davaya katılma talebinde bulunduklarını belirterek, dilekçesini mahkemeye sundu.
Duruşmada, davaya ilişkin esas hakkındaki mütalaasının hazır olduğunu söyleyen Cumhuriyet Başsavcıvekili Ateş Hasan Sözen, mütalaasını duruşmada okudu.
Mütalaada, MEBS Alay komutanlığında görevli sanık erler İzzet Uğur Alp, Emre Aslan, Sinan Aslan, Fatih Özbek, Cengiz Taşhan ve Kadir Kars'ın FETÖ ile bir ilişki ve iltisaklarının bulunmadığı, askerlik görevlerini ifa ettikleri rütbesiz ve er olmaları nedeniyle darbe eylemini yönetme ve yönlendirme kabiliyetlerinin bulunmadığı belirtilerek, tüm suçlardan beraatleri yönünde karar verilmesi talep edildi.
Uzman Erbaş Murat Karataş ve Astsubay Uğur Alpay'ın da FETÖ ile bir iltisakının bulunmadığı belirtilen mütalaada, astsubay Alpay'ın kışlada mühimmat verme eylemini gerçekleştirdiği ancak tamamen idari yaptırıma tabi bir eylem olduğu, sanık Karataş'ın da alay komutanın şoförü olduğu, her ne kadar komutanıyla beraber olduğu sırada gözaltına alınsa da rütbe dolayısıyla komutanına itaatsizlik etmesinin beklenemeyeceğini kaydedildi. Mütalaada her iki sanık hakkında da tüm suçlardan beraat kararı verilmesi istendi.
Mütalaada, MEBS işletme Tabur Komutanı olan Cem Doygun'un da FETÖ ile herhangi bir iltisakının bulunmadığı, olay günü sanığın dışarıda olduğu, darbe girişimini öğrenince kendi imkanları ile alaya döndüğü ifade edilerek, ''Alaya geldiğinde komutandan somut bir bilgi alamadıkları, olayların devamı müddetince alaydan çıkmadıkları, komutanın dışarıya çıktığını sonradan öğrendiği anlaşıldığından sanığın atılı suçlardan beraatine karar verilmesi mütalaa olunur'' denildi.
Ceza istemleri
Mütalaada astsubaylar Serdar Uzel, Muhammed Mustafa Kılıç'ın ise sanıklarından darbe girişiminden haberlerinin olduğu, buna rağmen alay komutanı ile birlikte hareket ettikleri belirtilerek, sanıkların ''Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüği düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Sanıklardan eski yarbay Birol Keskinkılıç'ın ise darbe girişimini saat 21.00 sıralarında öğrendiği, alay komutanı sanık Nurullah Zeki Atmaca ile görüştüklerini, Atmaca'nın kendisine timi hazırlayıp beklemesini emrettiğinin belirtildiği mütalaada, ''Sanık, TV'ler de Başbakanın açıklamasını dinledikten sonra Ankara'da bulunan bir tugay komutanıyla görüştüğü, bu komutanın 'birliğin dışına çıkma, personeli de kışlaya çağırma' diye emir aldığını ifade etmiştir. Gece saat 03.00 civarlarında ise alay komutanı Atmaca ile birlikte hareket ederek Nizamiye'den çıkarak Türk Telekom yönüne doğru gittikleri güzergah üzerinde birlikte gözaltına alınmışlardır'' denildi.
Sanık Alay Komutanı Atmaca ile fikir birliği içinde oldukları yeterli kanaat oluştuğundan sanığın ''Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Alay komutanı
Davanın iddianamesinde darbeciler tarafından oluşturulan ''Atama listesinde, 'Genelkurmay İstihbarat Başkan Yardımcısı (MİT'te görevlendirilmek üzere)'' şeklinde ismi yer alan davanın sanıklarından ve eski MEBS Alay Komutanı Nurullah Zeki Atmaca hakkında mütalaada şu değerlendirme yer aldı:
''15 Temmuz 2016 tarihinde Halkalı'da bulunan 1. Orduya bağlı MEBS Alay Komutanı olan ve aynı gün buradaki hizmetinin sona ermesi nedeniyle alayda yapılan devir teslim töreni ile görevini kurmay albay Talay Köyük'e teslim eden sanık Nurullah Zeki Atmaca, görevini vekaleten yarbay Cem Doygun'a bırakarak alaydan ayrılmıştır. Aynı gece darbe girişimine ilişkin ilk bilgilerin ortaya çıkması sonrasında sanık 22.30 sıralarında alaya tekrar geri dönerek fiilen komutanlık görevini yürütmeye başlamıştır. İfadeler, whatsap yazışmaları dikkate alındığında darbe girişiminin olduğu ve hatta neredeyse bastırıldığı sırada sanığın, en dikkat edilmesi gereken husus olan kışlasını, yanına aldığı subay, astsubay ve erat ile terk etmesi ve kendisini durduran emniyet güçlerine Gayrettepe'deki Türk Telekom tesislerini korumak için emir aldığını beyan etmiştir.''
Mütalaada, bu nedenlerle sanığın ''Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.
Mütalaada, sanıklar hakkında ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' ve ''Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından da dava açıldığı ancak söz konusu maddelerin ikinci paragrafında yer alan düzenlemenin Türk Ceza Kanunun üçüncü kısım beşinci bölüm haricindeki suçlar için geçerli olacağı kanaatiyle bu suçlardan sanıklar hakkında ceza tertibine yer olmadığı belirtildi.
Mütalaanın ardından söz alan sanık avukatları, esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere süre talep etti. Müşteki sıfatıyla duruşmaya katılan avukatlar da söz alarak, mütaalaya kısmen katıldıklarını, yazılı beyanda bulunmak üzere süre istediklerini kaydetti.
Mahkeme heyeti, mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere taraflara süre verilmesine, tutuklu sanık Murat Karataş'ın tutuklu kaldığı süre, mevcut delil durumu ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağını dikkate alarak tahliyesine karar verdi.
Heyet, sanıklar Atmaca, Keskinkılıç, Çelik ve Uzel'in ise tutukluluk hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 19 Temmuz'a erteledi. (AA)