Duruşmanın başlamasının ardından Mahkeme Başkanı, bir önceki celse istenen Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmanın dosyaya ulaştığını belirterek, “Gelen evrağa göre bu anlaşma, 9 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş” diiyerek, imzalanan anlaşmanın gönderilen Türkçe metnini okudu.

“Dava düşürülsün”

Görüşü sorulan duruşma savcısı Hüseyin Aslan, İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve Türkiye’nin yargılama hakkından vazgeçtiğini söyleyerek,  “Anlaşmanın 4. maddesi bizim için yargılama koşuludur. Bundan sonra davanın devam etmesi mümkün değildir. Davanın düşürülmesini talep ediyoruz” dedi.

“Anlaşma yok hükmünde sayılsın”

Savcı Aslan’ın talebinin ardından, mağdur avukatlarından Kaya Kartal söz aldı. Avukat Kartal, “Ortada bir anlaşma var. Bu anlaşma davayı tıkamakta. Bizce bu anlaşma yok sayılması gereken bir anlaşmadır. İşgalci İsrail ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki anlaşma bir ceza davasını düşürmemeli. Gerçek mağdurların hislerini yok sayarak imzalanan anlaşmalar devletler arasında önem arz etse de davayı etkilememeli, anlaşma yok hükmünde sayılmalıdır. Mahkemenizin bu anlaşmayı Anayasa Mahkemesi’ne göndermesi gerekir. Anlaşma evrensel hukuk ilkeleri ve temel hak ile özgürlükleri ihlal etmektedir. 2012’den bu yana mahkemenizde görülen bu davanın siyasi otorite ile ortadan kaldırılması yasara aykırı. Yargı bağımsızlığı ihlal edilmeye çalışılmaktadır” diyerek anlaşmanın yok sayılmasını ve yargılamaya devam edilmesini talep etti.

Başkan talebi reddetti

Tüm mağdur avukatları adına söz alan avukat Kartal’ın ardından ara karar oluşturan mahkeme, İsrail-Türkiye Cumhuriyeti arasındaki anlaşmanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi talebini reddederek duruşmaya ara verdi. Duruşmaya öğleden sonra devam edilecek.