Savcı Kiraz'ın şehit edilmesine ilişkin iddianamenin detayları ortaya çıktı

İstanbul Adliyesi'nde görev yapan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.

İstanbul Adliyesi'nde görev yapan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin hazırlanan iddianamede, teröristlerin adliye girişi, savcı Kiraz'ın rehin alınmasının ardından şehit edilmesine kadar geçen sürece yer verildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan ve mahkemeye gönderilen iddianamenin ayrıntıları belli oldu.

İddianamede, DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨nu¨n toplumda korku ve kaos olus¸turmaya yo¨nelik eylemlerinden biri olarak; 31 Mart 2015'te Istanbul Adliyesinde go¨revli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın makam odasında tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensupları S¸afak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından rehin alındığı hatırlatılarak, yapılan mu¨zakerelere ragˆmen s¸ahısların teslim olmayıp, savcıya silahla ates¸ ettikleri kaydedildi.

Güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda "teslim ol" ikazlarına ragˆmen silahlı saldırıya devam eden şahısların o¨lu¨ olarak ele geçirildiği anlatılan iddianamede, savcı Kiraz'ın ise yaralı olarak kaldırıldığı hastanede s¸ehit olduğu ifade edildi.

Terör örgütü DHKP/C'nin yapısı ve örgütsel bilgilerin yanı sıra, olaya ilişkin güvenlik kamera görüntüleri, adli tıp raporları ve tanık ifadelerine yer verilen iddianamede, savcı Kiraz'ın rehin alınması ve kurtarma harekatı ayrıntılarıyla anlatıldı.

İddianamede, operasyon birimleri tarafından odaya bayıltıcı gaz sıkılması, 6'ncı kattaki odaya pencereden sarkılarak girilmesi, keskin nişancı gibi 8 ayrı harekat tarzından riskli veya yetersiz olduğu için vazgeçildiği, yandaki odanın duvarı patlatılarak müdahale edilmek zorunda kalındığı vurgulandı.

Rehin alma olayının ayrıntıları

İddianamede, rehin alma olayına şu şekilde verildi:

''Saat 12.28'de DHKP/C'nin propaganda ve eylem üstlenmelerinin yapıldığı halkinsesi.tv isimli internet sitesinde savcının rehin alındığı duyuruldu. Önce savcının odasına adliye polisi ile özel güvenlik görevlileri çıktı. Kilitli kapıdan ateş edilince odaya girilemedi. Özel harekat, terörle mücadele ve asayiş şube müdürlüğünden ekipler olay yerine intikal etti.

Saat 12.52'de söz konusu internet sitesinde yer alan 'DHKP/C savas¸çılarının gerc¸ekles¸tirilmesini istedikleri talepleri' bas¸lıklı yazıda, Berkin Elvan sorus¸turmasına bakan savcı Kiraz odasında rehin alındı. Saat 15.36'ya kadar talepleri yerine getirilmezse savcıyı o¨lu¨mle cezalandıracaklarını ac¸ıkladılar.

Saat 14.00'de Asayiş şube müdürlüğünde görevli bir komiser, bir baş polis memuru ile özel harekat şube müdürlüğünde görevli bir polis memuru müzakereci olarak geldi.

Saat 14.10 - Müzakereci polisler, savcının odasındaki telefonu arayıp, müzakere görevlisi olduklarını ve kendileriyle görüşmek istediklerini bildirdi. Adının Berkin olduğunu söyleyen telefondaki terörist, Berkin Elvan'ın katilinin polisler olduğunu, katil polislerin halk mahkemesi tarafından yargılanıp cezaya çarptırılacağını, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal, CHP milletvekili avukat Sezgin Tanrıkulu, Çağdaş Hukukçular Derneği avukatları ve gezi şehitleri aileleriyle görüşme yapmak istediklerini söyledi."

İddianamede, baro başkanı Kocasakal ile avukatlar Şükriye Erden ile Ebru Timtik'in müzakere için gelmeyi kabul ettiği ancak milletvekili Tanrıkulu ile sözde halk meclislerinde faaliyet yürüten şahısların ise gelmediği vurgulandı.

Müzakerelerde etkili olacağı düşüncesiyle Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan'ın da adliyeye getirildiği ve müzakerelere katılımı sağlandığı anlatılan iddianamede, Sami Elvan'ın, eylemin Türkiye'de ve dünyada duyulduğunu, mesajın herkes tarafından alındığını, kapıyı açtıkları takdirde odanın önüne gelerek kendilerini kucaklayarak odadan çıkacaklarını söyledi.

Teröristler bu söylenenlere önce olumlu baksa da sonra avukatlarla yaptıkları görüşmelerde "demagoji yapma", "ajitasyon yapma" diyerek teslim olmayı reddettiği belirtilen iddianamede, Ümit Kocasakal da baro olarak dosyanın her türlü zeminde peşini bırakmayacaklarını, yeter ki kimseye zarar gelmeden eylemin sona erdirilmesini telkin ettiği kaydedildi.

Mu¨zakerelerin devam ettigˆi su¨rec¸te rehin alma olayının vuku buldugˆu A-1 608 nolu odanın c¸evresinde Tero¨rle Mu¨cadele S¸ube Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ Acil Mu¨dahale Ekipleri ile O¨zel Harekat S¸ube Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ne bagˆlı personel bomba uzmanlarıyla birlikte olabilecek bir mu¨dahaleye kars¸ı gerekli c¸alıs¸malara bas¸ladığı hatırlatılan iddianamede, yetkililerle yapılan go¨ru¨s¸me neticesinde s¸u¨pheli s¸ahıs tekrar telefonla aranarak devam eden bir adli sorus¸turma oldugˆu, sorus¸turma sonucunda suc¸luların cezalandırılacagˆı, dolayısıyla isimlerin netles¸ecegˆi so¨ylenmesine ragˆmen s¸u¨pheli s¸ahıs konus¸ma esnasından 5 dakika sonrası su¨renin doldugˆunu savcıyı o¨ldu¨receklerini so¨yleyerek telefonu kapattığı kaydedildi.

Müdahale anı

İddianamede, saat 20.22'de avukat Ebru Timtik’in teröristle yaptığı telefon görüşmesi sırasında odadan silah sesleri duyulduğu belirtilerek, polisin teröristlere müdahalesi şu şekilde anlatıldı:

''Silah seslerinin duyulmasının ardından tero¨ristler tarafından rehineye zarar verildigˆi veya verilebilecegˆi go¨z o¨nu¨nde bulundurularak operasyon ekipleri A-1 608 nolu odanın kapısı o¨nu¨nde ilerlerken, o¨rgu¨t mensupları tarafından birkac¸ el daha ates¸ edildi ve 'Berkin Elvan ölümsüzdür' s¸eklinde slogan atıldı. Bunun u¨zerine gerekli koruma tec¸hizatlarıyla pozisyon alınarak kapı ac¸ma aleti A-1 608 nolu odanın kapısına yerles¸tirilirken ic¸eriden yogˆun ates¸ gelmesi u¨zerine daha o¨nceden hazırlanmıs¸, korteks A-1 607 nolu odanın giris¸e go¨re sagˆ tarafında bulunan A-1 608 nolu odanın ortak duvarına bomba uzmanlarınca yerles¸tirilerek patlatılmıs¸tır.

Patlamanın tam etkili olmaması u¨zerine operasyonel bir ekip ac¸ılan deligˆe dogˆru hareket ederken tero¨ristler tarafından go¨revlilere ates¸ edilmis¸, gerekli koruma tedbirleri alınarak delik bu¨yu¨tu¨lerek ates¸ eden s¸ahsa kontrollu¨ s¸ekilde kars¸ılık verilmis¸tir. Bu esnada A-1 608 nolu odanın kapısı kapı ac¸ma aletiyle arkasındaki barikatlar nedeniyle yaklas¸ık 10 santimetre kadar ac¸ılarak ic¸erideki s¸ahıslara kontrollu¨ bir s¸ekilde silahla kars¸ılık verilmis¸tir. Ac¸ılan duvar deligˆi gerekli gu¨venlik tedbirleri alınarak bir insanın gec¸ecegˆi s¸ekilde bu¨yu¨tu¨ldu¨gˆu¨ esnada A-1 608 nolu kapıya da korteks konularak patlatılmıs¸, yan duvardan ac¸ılan delikten ic¸eri girildigˆinde odayı suyun bastıgˆı ve elektrigˆin kesilmis¸ oldugˆu go¨ru¨lmu¨s¸tür. Rehine Cumhuriyet savcısının koltuk u¨zerinde yu¨zu¨ kapıya do¨nu¨k ayakları ve agˆzı bantlanmıs¸, elleri kelepc¸eli kendinden gec¸mis¸ vaziyette oldugˆu go¨ru¨lmu¨s¸, gerekli tec¸hizatlarla gu¨venlik c¸emberi olus¸turularak rehine acilen bulundugˆu pozisyonda, o¨n kapıdaki personelin barikatı ileri itip kapıyı tamamen ac¸ması neticesinde dıs¸arıya c¸ıkarılmıs¸tır. Bu esnada cam kenarında yerde hareketsiz yatan bir erkek s¸ahıs yanında tabancayla go¨ru¨lmu¨s¸, ona yakın vaziyette ikinci bir erkek s¸ahsın da oldugˆu go¨ru¨lmu¨s¸ ve bu s¸ahsın so¨z konusu tabancaya uzanması u¨zerine go¨revlilerce uyarılar yapılmıs¸, uyarılara ragˆmen go¨revlilere silahı dogˆrultması u¨zerine s¸ahsa kontrollu¨ bir s¸ekilde silah kullanılarak etkisiz hale getirilmis¸tir.''

Avukat süsü ile adliyeye giriş

Teröristlerin adliyeye giriş görüntülerinin bulunduğu iddianamede, adliye girişinde ve 6. katta görev yapan güvenlik görevlileri ile polislerin tanık sıfatıyla ifadesine yer verildi. İddianamede, olay günü adliye girişindeki güvenlik görevlisinin ifadesine göre Şafak Yayla'nın adliyeye girerken elindeki çantasını X-Ray'dan geçirmemek için güvenlikçiyle tartıştığı belirtildi.

İddianamede ifadesine yer verilen güvenlik görevlisi, olayla ilgili gu¨venlik kamera go¨ru¨ntu¨lerini inceledigˆinde s¸u¨pheli s¸ahsın, go¨revli oldugˆu noktada ve saatte giris¸ yaptıgˆını go¨rdu¨gˆu¨nu¨ belirterek, şöyle devam etti:

"Hatırladıgˆım kadarıyla saat 11.30 sıralarında sol elinde avukat cu¨bbesi ve omuzunda c¸antası asılı olan 25 yas¸larında 1.75 boylarında zayıf yapılı, koyu renkli takım elbiseli bir s¸ahsın turnikelerden avukat kimligˆini go¨stererek gec¸mek istedi. Şahıstan c¸antasını X-Ray'a bırakmasını so¨yledim, fakat s¸ahıs uymadı. Avukat kimligˆinde c¸ip olmamasından dolayı turnikelerin yan tarafındaki s¸eritli bariyeri ac¸ıp avukat kimligˆini go¨steren s¸ahıs ic¸eriye gec¸ti. Tekrar s¸ahsı uyararak elinde bulunan c¸antayı X- Ray'a bırakıp gec¸mesini so¨ylememe ragˆmen 'Hayır bırakmayacagˆım' diyerek beni dinlemeyerek ic¸eriye dogˆru yu¨ru¨yerek devam etti."

Özel gu¨venlik go¨revlileri olarak avukat turnikelerinden gec¸en avukatlara baro kartları c¸ipli ise turnikede bulunan cihaza okutmalarını, c¸antalarını da X-Ray'a bırakmalarını devamlı so¨ylediklerini dile getiren görevli, ancak avukatların yüzde 90'ının zorluk c¸ıkararak "Üzerimizi ve c¸antalarımızı arayamazsınız. Neden hakim ve savcılar c¸antalarını cihaza bırakmıyor da bizlerin bırakmasını istiyorsunuz" diyerek sadece kimlik kartlarını go¨sterdiklerini anlattı.

Güvenlik görevlisi, c¸ipli kimlik kartı olanların turnikeden okutarak, olmayanları da avukat kimliklerini go¨sterdikten sonra turnikelerin yanındaki s¸eritli bariyeri ac¸arak ic¸eriye aldıklarını, c¸alıs¸tıgˆı 3,5 yıl boyunca uygulamanın bu s¸ekilde oldugˆunu kaydetti.

Güvenlik görevlisinin ifadesinin bir bölümünde, ''Eylemi gerc¸ekles¸tiren s¸ahıstan o¨nce gelen bir avukat hanıma, c¸antasını X-Ray cihazına bırakmasını, kimligˆi c¸ipli ise gec¸is¸ turnikesinden okutmasını istedigˆini fakat Avukat hanım c¸antasını bırakmayacagˆını so¨yleyerek c¸ipli kimligˆini okutup ic¸eriye giris¸ yaptıgˆını'' söylediği belirtildi.

Örgüt adına eylemi düzenleyenler kitapçıkta

İddianamede, ele geçirilen "Fas¸izme kars¸ı mu¨cadelede gizli gruplar" isimli örgütsel kitapc¸ık ic¸erigˆinde, illegal alan ic¸erisinde faaliyet yu¨ru¨ten o¨rgu¨t mensuplarının nasıl davranmaları gerektigˆi hakkında bilgilerin oldugˆu anlatılarak, kitabın 20. sayfası 3. paragrafında "Su¨recimizin insan tipi Erdal, Muharrem, Alis¸an, Elif, S¸afak ve Bahtiyar'da somutlamıs¸tır. Onların pratikleri nasıl bir su¨recin ic¸inde oldugˆumuzu ve su¨recin bizden beklediklerini o¨zetliyor." yazdıgˆı kaydedildi.

Bu isimler ile ilgili iddianamede, şu değerlendirme yer aldı:

''İsmi gec¸en s¸ahıslardan; Erdal'ın: 12 Haziran 2012'de Sarıyer'deki Istinye S¸ehit Muhsin Bodur Polis Merkezi Amirligˆi'ne yo¨nelik silahlı ve bombalı saldırıda bulunulması ve gu¨venlik gu¨c¸lerinin kars¸ılık vermesi olayı sonucunda o¨len DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensubu Erdal Dalkılıç oldugˆu anlaşıldı.

Muharrem, 20 Eylül 2013'te DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨ SPB (Silahlı Propaganda Birlikleri) ic¸erisinde faaliyet go¨sterirken Ankara C¸ankaya'daki Dikmen Polis Evi'ne ve Emniyet Genel Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ Ek Hizmet Binası'na RPG 7 roketatarla gerc¸ekles¸tirilen saldırı sonrası o¨lu¨ ele gec¸irilen tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensubu Muharrem Karataş oldugˆu belirlendi.

Alis¸an'ın, 1 S¸ubat 2013'te ABD'nin Ankara Bu¨yu¨kelc¸iligˆine canlı bomba saldırısı du¨zenleyen ve o¨len DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensubu Ecevit S¸anlı (kod:Alis¸an) oldugˆu tespit edildi.

Elif'in, 30 Mart 2015'te Taksim Meydanı'nda bekleme go¨revi yapan polislere yo¨nelik uzun namlulu silahlı saldırıda bulunan, ardından 1 Nisan'da Istanbul Il Emniyet Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ Vatan Yerles¸kesine Kalas¸nikof marka uzun namlulu silahla ve bombalı saldırı gerc¸ekles¸tirerek 2 gu¨venlik go¨revlisini ve 1 vatandas¸ı yaralayarak gu¨venlik gu¨c¸leri ile girdigˆi c¸atıs¸mada o¨len DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨ militanı olan Elif Sultan Kalsen isimli s¸ahıs oldugˆu anlaşıldı.

S¸afak ve Bahtiyar'ın, 31 Mart 2015'te İstanbul Adliyesinde Memur Suc¸ları Sorus¸turma Bu¨rosu'nda go¨revli Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı odasında silahla rehin alan ve yapılan mu¨zakerelere ragˆmen teslim olmayarak, savcıyı silahla s¸ehit eden, du¨zenlenen operasyon neticesinde silahlı c¸atıs¸maya giren ve o¨lu¨ ele gec¸irilen DHKP/C tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensubu S¸afak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol oldugˆu tespit edilmiştir.''

İddianamede, şu değerlendirmede bulunuldu:

"Toplumda kaos ve korku oluşturmak, devletimizi istikrarsızlaştırmak amacıyla bu hususta diğer önde gelen terör örgütleri FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DEAŞ gibi taşeron rol üstlenen DHKP/C terör örgütü, 31 Mart 2015'te en kanlı ve acımasız eylemlerinden birini gerçekleştirmiş, ülkesi ve milleti için adalet ülküsüyle fedakarca çalışan, sorumlu olduğu Berkin Elvan isimli şahsın ölümü dosyasında yaptığı iş ve işlemlerle fail/faillerin tespiti yönünde ilerleme sağlayan yargı mensuplarından Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ı hedef almıştır. Hangi terör örgütü tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin hiçbir terör eylemi ülkemiz ve milletimizin birliğini bozamayacak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet var olacak ve terörle mücadele eden görevlilerimiz, şehitlerimizin gösterdiği yolda ve emanet ettiği değerler uğruna gerektiğinde şehit olmayı bir vatan borcu olarak bilip bu azimle çalışarak mücadelesine devam edecektir.”

(AA)