Sağlıkçılar en çok bunları özledi

Ailelerinden uzakta ‘bilinmeyen düşman' adını verdikleri virüsle mücadele eden sağlıkçılara TRT Haber özledikleri şeyleri sordu. Hepsi, gündelik hayatta sıradan gördüğü şeylere hasret kaldı.

Büşra Yüce (Hemşire): Bir aydır buradayız, çalışma şartlarımız zor, üç yaşında yeğenim var ‘teyze koyunlar ne zaman bitecek’ diyor ona sarılmayı özledim, insanlara dokunmayı özledim. En çok da halıya basmayı özledim.

Muhammet Arıkaslan (Hemşire): Pandemi ekibi kurulacağı açıklandığında gönüllü olarak geldim. 2 aydır buradayım. En çok anneme sarılmayı ve mangalı özledim.

Şeyda Güçbey (Hemşire): Kovid yoğun bakımda görev yapıyorum. 4 çocuğum var 15 gündür onlardan uzağım. Ailemi, fincanda kahve içmeyi çok özledim. Çocuklarımı alıp yaylaya gitmeyi çok istiyorum.

Mehmet Gangal (Hemşire): 10 hemşire gönüllü olarak yoğun bakıma geldik. 1 yaşında bir kızım var doğum gününe katılamadım. 10 Mayıs’ta diğer kızımın doğum günü var. Süreç bittikten sonra yapacağım ilk şey pasta almak.

Temame Yüksekdağ (Hemşire): 30 gündür yoğun bakımda çalışıyorum. Bu hastalık olmasaydı düğünüm olacaktı. En çok anne babama, kardeşlerime, nişanlıma sarılmayı özledim.

Tuğba Çay (Hemşire): 15 gün buradayız, ailemi çok özledim. Engelli bir annem var, benim dışımda bakacak kimse yok ama yine de buraya geldim. Annemi, babamı, yatağımda uyumayı çok özledim.

ANNEME HASRETİM

Evin Yağan (Hemşire): Bir aydır hastalara bakıyoruz. Bir buçuk aydır ailemin yanına gidemiyorum. En çok da annemi özledim, görüntülü konuşuyoruz ama hiçbir şey anneye sarılmak gibi olmuyor, en çok sarılmayı özledim.