Rusya ile ABD Riyad'da görüştü: Üst düzey ekip kurulacak

Rusya Dışişleri Bakan Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio liderliğindeki Rusya ile ABD arasında Riyad'da gerçekleştirilen yüksek düzeydeki görüşmeler, 4.5 saatin ardından sona erdi.

İHA

Rusya Dışişleri Bakan Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio liderliğindeki Rusya ile ABD arasında Riyad'da gerçekleştirilen yüksek düzeydeki görüşmeler, 4.5 saatin ardından sona erdi.

Görüşmelerde Rus heyetinde Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kiril Dmitriyev, ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff yer aldı.

Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov, basın mensuplarına toplantının sona erdiğini belirterek, iki ülke heyetlerinin Ukrayna konusunda ilerleyen zamanda görüşmeye devam edeceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Putin ile ABD Başkanı Trump arasında gelecek hafta bir görüşme yapılma ihtimalinin düşük olduğuna işaret eden Uşakov, "İki ülke heyetleri arasında yakın çalışmalar yapılması gerekiyor. Biz buna hazırız ancak liderlerin görüşmesine ilişkin bir tarih vermek henüz zor." dedi.

Uşakov, Ukrayna konusunda müzakerelere katılacak Rus yetkililerin Putin tarafından belirleneceğinin altını çizdi.

ÜST DÜZEY EKİP OLUŞTURULACAK

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce, Suudi Arabistan'da bir araya gelen ABD'li ve Rus yetkililerin Ukrayna'daki savaşın mümkün olan en kısa sürede, tüm taraflarca kabul edilebilir bir şekilde sona erdirilmesine yönelik çalışmalara başlamak üzere üst düzey ekipler oluşturulmasına karar verildiğini söyledi.

ABD'li heyet yaptığı basın açıklamasında, Trump-Putin görüşmesi için henüz net bir tarih belirlenmediğini bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio toplantının ardından yaptığı açıklamada, ABD-Rusya görüşmelerine Avrupa Birliği'nin de dahil edilmesi gerektiğini söyledi.

Rubio'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Çatışmanın sona ermesi Ukrayna, Avrupa ve Rusya dahil tüm taraflarca kabul edilebilir olmalı.

Ruslar ciddi bir süreçte yer almak konusunda istekli. Amaç, Rusya-Ukrayna Savaşı için adil kalıcı ve sürdürülebilir bir son.

Bir sonraki adımlar ABD ve Rusya arasında canlı diplomatik misyonlar kurmayı içeriyor.

RUSYA, İSTANBUL MÜZAKERELERİNİ TEMEL ALMAK İSTİYOR

Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya yönelik başlattığı savaşta ateşkesin ve barışın sağlanması için önce Belarus'ta ardından Türkiye'de Rus ve Ukraynalı heyetler müzakereler yaptı.

İstanbul müzakerelerinde, taraflar bir anlaşma taslağı metni üzerinde mutabakata ulaşsa da bir sonuç alınamadı ve çatışmalar devam etti.

Ukrayna ile yapılacak müzakerelerde İstanbul'da yapılan bu müzakerelerden çıkan metnin prensip olarak temel alınmasını isteyen Rus tarafı, daha sonra sahadaki "yeni gerçeklikler" olarak adlandırdığı yasa dışı ilhak ettiği bölgeleri de şartları arasına koydu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yıl haziran ayında Rus diplomatlarla yaptığı toplantıda Moskova'nın Kiev ile müzakere ve barış şartlarını açık ve net bir şekilde ilan etti.

Buna göre, çatışmaların dondurulmasını değil nihai olarak sonlanması niyetini vurgulayan Moskova, yasa dışı ilhak ettiği Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'un idari sınırlarından Ukrayna askerlerinin çekilmesini Kiev ile müzakerelere başlamak için şart koşuyor.

MOSKOVA "TARAFSIZ VE BAĞLANTISIZ BİR UKRAYNA" İSTİYOR

Ukrayna'nın tarafsız, bağlantısız ve nükleer silahlardan arındırılmış bir statüye kavuşturulması, silahsızlandırılması, Nazilerden arındırılması, Ukrayna'daki Rusça konuşan vatandaşların hak, özgürlük ve çıkarlarının tam olarak güvenceye alınması, ilhak ettiği Kırım, Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinin Rusya'nın toprakları olarak tanınması, Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımların kaldırılması Moskova'nın en temel şartları arasında bulunuyor.

Krizin çözülmesinden sonra Ukrayna ve Avrupa ile iyi komşuluk ilişkilerini kademeli olarak adım adım kurmaya başlamayı öneren Moskova, bunun ardından Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü, Şanghay İşbirliği Örgütü üye ülkeleri ile Batılı ve Avrupalı devletlerle birlikte kıtadaki tüm devletlerin çıkarlarını dikkate alan bir "Avrasya güvenlik sisteminin yaratılmasını" öneriyor.

Diğer yandan Moskova, hem Rusya ile müzakere etmeyi yasaklayan bir kararname imzaladığı hem de görev süresi bittiği gerekçesiyle Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i barış anlaşmasına imza atacak meşru bir yetkili olarak tanımıyor.

RUSYA: AVRUPA'DAKİ GÜVENLİK KONULARI DİKKATE ALINMADAN UKRAYNA KRİZİNİN ÇÖZÜMÜ İMKANSIZ

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Avrupa'daki güvenlik konuları dikkate alınmadan Ukrayna krizinin çözülmesinin imkansız olduğunu belirterek, "Bizim için önemli olan hedeflerimize ulaşmak." dedi.

Peskov, başkent Moskova'da gazetecilere gündemdeki konuları değerlendirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ABD Başkanı Donald Trump ile görüşme ihtimalini değerlendiren Peskov, ABD ve Rus heyetlerinin, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ta görüşmeye başladıklarına dikkati çekerek, "Şimdilik bu konuda anlayış yok. Bugünkü müzakerelerin sonucunda bir şeyler çıkabilir." ifadesini kullandı.

Rusya'nın baştan beri barıştan yana olduğunu ve Ukrayna ile müzakerelere hazır olduğunu dile getiren Peskov, ancak Ukrayna ve Avrupa'nın bunu istemediğini belirtti.

Peskov, "Bizim için önemli olan hedeflerimize ulaşmak. Elbette hedeflerimize ulaşmak için barışçıl araçları tercih ediyoruz. Avrupa kıtasındaki güvenlikle ilgili konular ele alınmadan Ukrayna meselesine kapsamlı, uzun vadeli, sürdürülebilir çözümün bulunması imkansız." diye konuştu.

UKRAYNA TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ VE GÜVENLİK GARANTİLERİNİ ŞART KOŞUYOR

Kiev'in Moskova ile olası müzakerelerinde ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin tam olarak sağlanmasının yanı sıra güvenlik garantileri taleplerinin ön plana çıkması bekleniyor.

Ukrayna, Rusya ile müzakerelere "güçlü pozisyonda" girmek istiyor. Kiev, müzakerelerin başında şart olarak, ABD Başkanı Trump ve Avrupa ülkelerinin çatışmaları durdurmak için ortak bir plan hazırlaması ve net güvenlik garantilerinin sağlanmasını talep ediyor.

GÜVENLİK GARANTİLERİ ÇERÇEVESİNDE ASKERİ DESTEK İSTEĞİ

Güvenlik garantileri çerçevesinde, Ukrayna'nın NATO'ya davet edilmesini ya da NATO koruması altına alınmayı bekleyen Kiev, Avrupa'dan da 100 bin kişilik bir barış gücünün ülkesine yerleştirilmesini istiyor. Bununla birlikte Ukrayna'ya nükleer silah verilmesi ve bir tür caydırıcılık paketinin sağlanması da Kiev'in şartları arasında yer alıyor.

Kiev, ayrıca Kırım, Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson'un Rus kontrolünden çıkması ve Ukrayna'nın uluslararası alanda tanınan sınırlarına dönmesi şartını öne sürüyor.

Ancak bir süre önce yeni ABD yönetimi önce bunun "mümkün olmayacağı" yönünde açıklamalar yaptı.

Savaşın sona ermesinden sonra ülke ekonomisinin yeniden ayağa kaldırılması, ordunun silahlandırılması için ABD ve Avrupa'nın desteğini talep eden Ukrayna, Kursk bölgesinin Rusların kontrolündeki Ukrayna'nın bir bölgesi ile takas edilmesini gündeme getirmeyi planlıyor. Ancak Zelenskiy, hangi bölgenin takas edileceği konusunda net bir bilgi vermedi.

AVRUPA ÜLKELERİ, ABD'DEN UKRAYNA İÇİN GÜVENLİK GARANTİSİ İSTEDİ

Avrupalı devletler Paris'te katıldıkları olağanüstü zirvede barışın kıta ülkeleri olmadan sağlanamayacağını vurgulayarak, ABD'den Ukrayna için güvenlik garantisi istedi.

Zirveye katılan NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Avrupa'nın Ukrayna için güvenlik garantileri sağlamaya öncülük etmeye "hazır ve istekli" olduğunu belirtti.

Trump yönetimi, Ukrayna'nın NATO üyesi olmamasını ve savaş sona erdikten sonra güvenlik garantilerinin NATO tarafından değil, Avrupa ülkelerince verilmesi gerektiğini savunurken, zirveye katılan Rutte ise Avrupalı devletlerin kolektif güvenliğe yatırımları artırmaya hazır olduklarını gözlemlediğini aktardı.

UKRAYNA'YA GÜVENLİK GARANTİLERİ VERİLMESİNDE NATO VE AVRUPA ARASINDA "SORUMLULUK" PAYLAŞIMI

ABD yönetiminin, Ukrayna'nın güvenlik garantilerini Avrupa'nın üstlenmesi ve bu konuda savunma harcamalarını artırması gerektiğini sıkça dile getirdiği bir dönemde zirveye katılan İngiltere Başbakanı Keir Starmer, bu söylemin sürpriz olmadığını belirterek, Avrupa'nın kendi güvenliğine yatırım konusunda adım atması gerektiğini kaydetti.

Ukrayna güvenliğinin Avrupa kıtasının geneli için "varoluşsal bir sorun" teşkil ettiğini söyleyen Starmer, İngiltere ve Avrupalı devletlerin de savunmaya yatırım yapma ihtiyacını kabul ettiğini ifade etti.

Starmer, Rusya'yı Ukrayna'ya yeniden saldırmaktan etkili şekilde caydırmanın tek yolunun, ABD'nin "güvenlik garantisi" olduğunun altını çizdi.

Zirveye katılan Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise Avrupa ile ABD arasında güvenlik ve sorumluluk paylaşımında bölünme olmaması gerektiği konusunda ilgili tüm siyasi liderlerin büyük ölçüde hemfikir olduğunu dile getirdi.

Scholz, "Başka bir deyişle NATO, her zaman birlikte hareket etmemiz ve riski paylaşmamız dolayısıyla güvenliğimizi sağlamamız üzerine kuruludur. Bunun sorgulanmaması gerekir." ifadelerini kullandı.