TRTHaber
ABD meteoroloji servisi verilerine göre 3 Temmuz'da küresel ortalama sıcaklık 17,01 derece ölçülmüş ve bu tarih 'en sıcak gün' olarak kayıtlara geçmişti. Ancak bu rekorun varlığı uzun sürmedi. 4 Temmuz'da küresel ortalama sıcaklık bu kez 17,18 dereceye ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı. 6 Temmuz'da ise bu rekor 17,23 derece ile yenilendi. Küresel ortalama sıcaklık, daha önce Ağustos 2016'da 16,9 derece ölçülmüştü.
Rekor sıcaklıkların en büyük nedeni elbette ki iklim değişikliği. Ayrıca Dünya Meteoroloji Örgütü, El Nino hava sisteminin etkisini göstermeye başladığını ve sıcaklık artışlarının hızlanabileceğini de geçtiğimiz günlerde belirtmişti. Peki Türkiye özelinde durum ne? Bizi nasıl günler bekliyor? Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi, Meteoroloji Mühendisi ve İklim Bilimci Prof. Dr. Hasan Tatlı ile konuştuk.
İki gün üst üste kayıtlara geçen küresel ortalama sıcaklık rekorları tedirginliğe neden olsa da Prof. Dr. Hasan Tatlı'ya göre bu bir sürpriz değildi. "Beklenen bir durum diyoruz çünkü havadaki karbon emisyonu artıyor. Tabii bu da küresel iklim değişikliğinin bir sonucu" diyor Tatlı. Ancak ortaya çıkan tablonun korkutucu olmadığını da ekliyor sözlerine:
"Bu rekorların görülmesi de gayet normal. Özellikle haberlerde, sosyal medyada söylendiği gibi 'Sıcaklıklar 50 dereceyi geçecek' gibi bir durum söz konusu değil. Zaten bizler Akdeniz Bölgesi olarak tüm küresel sıcaklığı 1.8 daha fazla yaşıyoruz. Bu da Akdeniz ikliminin tipik özelliği yani korkulacak bir durum değil."
Küresel ortalama sıcaklık rekorlarının bir sebebinin de El Nino hava sistemi olduğu belirtiliyor. Akıllardaki soru ise şu; El Nino Türkiye'yi de etkiler mi? Prof. Dr. Tatlı bunun mümkün olmadığını söylüyor.
"El Nino dönemine girildi ama El Nino daha çok güney yarım küreyi, ekvator bölgesini etkiler. Türkiye'yi etkilemez. El Nino'nun Türkiye ve Akdeniz havzasını etkilediğine dair bilimsel bir kanıt da çalışma da yok."
Prof. Dr. Hasan Tatlı 'rekor' ifadesi nedeniyle sıcaklık haberlerinin daha çok dikkat çektiğini ancak bunun da manipüle edildiğini savunuyor. Bilimsel veriler ışığında yapılan değerlendirmelere itibar edilmesini istiyor. "Kavrulacağız diyorlar ama tam tersine bu sene yaz yağışlarını daha çok bekliyoruz" diyor Tatlı ve yakın zamanda ülkemizin karşı karşıya kalacağı yağışlı hava sistemini anlatıyor:
"8 Temmuz'da Bartın, Zonguldak tarafında bir yağışlı kütle etkili olacak görünüyor. Ayrıca Doğu Karadeniz'de Artvin, Samsun'un doğusu, Trabzon'da da etkili olacak. 9 Temmuz'da Kayseri civarında bir yağış var. Hatta Hatay civarında bile hafif bir yağış var. Ankara, Konya, Antalya'ya kadar inen bir yağış sistemi var. Ondan sonra tekrar kuzeye çekiliyor sistem. 9 Temmuz'da İstanbul'da da hafif bir yağış olabilir. 11 Temmuz'dan sonra tamamen kayboluyor."
Bir de uyarıda bulunuyor Tatlı. Yaz yağışlarının daha çok konvektif denilen yağışlar olduğunu söylüyor. "Yerin çok ısınması, yukarının soğumasıyla oluşan bu yaz yağışları kısa sürede yağıyor, aniden bastırıyor. Can ve mal kayıplarına sebep olabiliyor" diyor.
Bu yağışların mevsim normallerinde süren meteorolojik olaylar olduğunun altını çiziyor Prof. Dr. Tatlı. Yağışların getirdiği kısa süreli düşüşler olsa da genel itibarıyla sıcaklıkların mevsim normallerinde devam edeceğini belirtiyor. Ege ve Akdeniz'de ise nem, normallerin üzerinde olacak.
Prof. Dr. Tatlı, kuraklık uyarısında da bulunuyor. İklim değişikliğinin etkisiyle bu yaz Ege, İç Anadolu'nun güneyi, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'nun büyük kısmında kuraklığın etkili olduğunu ifade ediyor. Bu yaza dair asıl korkusunun ise orman yangınları olduğunu vurguluyor:
"Bu yaz Türkiye için güney illerimizde, Ege'de birkaç bölgede rekor sıcaklar bekliyoruz ama bu korkutacak vasıfta olmayacak. Asıl orman yangınlarından korkuyorum. Özellikle ormanların bol olduğu Ege, Akdeniz ve Marmara'da yağış az ve bitki örtüsü kuru, yanmaya hazır. Orman yangınları büyük tehlike arz ediyor. Çanakkale, İzmir, Muğla, Antalya... O bölgelerde büyük risk görünüyor."