'Rejim üniformasına gizlenemezler'

Başkan Erdoğan, tarihi Soçi mutabakatı dönüşü konuştu: “Teröristlerin rejim elbisesi giyerek gizlenmesine müsaade etmeyeceğiz.”

Soçi dönüşü uçakta soruları yanıtlayan Başkan Erdoğan, Putin’in YPG’li töreristlerin rejim üniforması giyerek sınırda kalmasına izin vermeyeceğini söyledi.

Mutabakata Kamışlı’nın dâhil edilmemesi ne anlama geliyor?  

Kamışlı şu an itibarıyla Rus askerleri ile rejim güçlerinin bulunduğu bir yer. Dolayısıyla orada bizimle karşı karşıya gelmek gibi bir şeyi arzu etmiyorlar. Biz de zaten böyle bir şeyi arzu etmedik ve başından itibaren Kamışlı tarafında böyle bir şeye girmedik. 

Rusya’yla anlaşmada bir süre var; 150 saat… PKK-YPG çıkmayı reddederse Türkiye kalan yerlere askeri harekât seçeneğini masada tutuyor mu?  

Gerek ABD gerekse Rusya ile olan bu anlaşmalarımızda eğer verilen sözler yerine gelmezse bizim için atılması gereken adımlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Amerika ile yapılan anlaşma kısmında yine aynı operasyonumuzu kararlılıkla devam ettiririz. Rusya ile ilgili olarak da Sayın Putin çok kararlı konuştu, ‘Biz bunları buralardan kesinlikle atarız’ dedi. Şimdi tabii bu sözü verdiğine göre atılmayınca bizim görev başlar. O da aynen diğerleriyle neyse bunlarla da o olacaktır. Değişen bir şey olmaz. Süreci göreceğiz. 

30 kilometre alandan PKK-YPG nereye çekilecek? 

Güneye... 

YPG KILIK DEĞİŞTİREMEZ

Peki, isim değiştirerek Suriye’de rejim ordusunun içine girer mi? Tekrar Türkiye için tehdit olmaya devam eder mi? 

Bu konuyla ilgili olarak zaten biz Sayın Putin’e bir hatırlatma yaptık; sizin dediğinizin değişik bir versiyonuydu. Dedik ki ‘Bunlar icabında rejimin elbiselerini giymek suretiyle arazide kalırsa ne olur?’ ‘Müsaade etmeyiz’ dedi. Takipte olacağız. 

İLİŞKİ RUSYA ÜZERİNDEN 

Adana Mutabakatı sık sık gündeme getirildi. Bu mutabakatta da ‘Rusya Federasyonu Adana Mutabakatı’nın uygulamasını kolaylaştırır’ deniliyor. Bu ne anlama geliyor? 

Adana Mutabakatı’na yönelik herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Rejimin Adana Mutabakatı ile ilgili zaman zaman değiştirme yaklaşımları oldu. Lavrov’un söylediği de yumuşatmaya, kolaylaştırmaya yöneliktir aslında. Adana Mutabakatı’nı ilk defa gündeme getiren de Rusya tarafı olmuştur. O günden bugüne kadar zaten Adana Mutabakatı özellikle bizim Suriye’ye girişimizin en önemli dayanağıdır. 

Bu mutabakatta biz Suriye rejimine ilişkin bir ifade okumadık ancak bundan sonra Türkiye ve Suriye rejimi arasında farklı bir ilişki modeli geliştirilmesi söz olabilir mi? 

Bundan sonraki süreçle ilgili olarak biz başta Rusya-Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu çok daha isabetli bir yol olarak görüyoruz ve bugünkü görüşmelerde de bunun bu süreci çok daha kolay kılacağını gördük ve buna inandık. Temennim odur ki bundan sonraki süreçte de biz bu münasebetleri kolaylaştıracak adımları Dışişleri Bakanlığı olsun, Savunma Bakanlığı olsun, istihbarat olsun, devreye sokarak Rusya tarafından bu işi sürekli gündeme aldık. Bunlar zaman zaman bize olumlu neticeler de verdi. Bundan sonraki süreçte de biz bunları tabii yine kullanacağız, bundan istifade de edeceğiz. 

ARTIK KİMSE YPG BAŞKA PKK BAŞKA DİYEMEZ 

Başkan Erdoğan, “ABD ve Rusya’yla yaptığımız anlaşmaları takip edeceğiz. Artık eskisi gibi büyük bir aymazlıkla ‘YPG ayrıdır, PKK ayrıdır’ diyemezler” dedi. 

Sonuç itibarıyla ABD ve Rusya açısından PKK-YPG konusunda Türkiye’nin bunların terör örgütü olduğu tezinin kabul edildiğini düşünüyor musunuz? 

ABD ile yaptığımız anlaşmadaki hususları bundan sonra da yakından takip edeceğiz. Rusya ile yaptığımız bu 150 saatlik olay da 23 Ekim’de 12.00 itibarıyla başlayacak. Onun neticesi ne olur onu da göreceğiz. Eğer orada olumlu ve hayırlı bir netice alırsak o zaman da zaten mesele kalmaz. 

Hiç olmazsa algı açısından bir yere geldiklerini düşünmüyor musunuz? 

ALGILAR DEĞİŞTİ

Şu anda bize göre gelinen bir yer yok. Çünkü ortada Suriye Milli Ordusu’nda şehitlerimiz var. Aynı şekilde bizim sivil ve asker şehitlerimiz var, yaralılarımız var. Buna bir yere geldik diyemeyiz. Bunların durması lazım. Algı itibarıyla elbette artık eskisi gibi büyük bir aymazlıkla, kolay kolay ‘YPG ayrıdır, PKK ayrıdır’ diyemezler! 

TRUMP’LA GÖRÜŞEBİLİRİZ

ABD’ye gidecek misiniz? 13 Kasım’da Sayın Trump ile görüşme olacak mı? 

Şu an öyle gözüküyor. 

Süreç içerisinde Avrupa’yı nerede görüyorsunuz? 

İki gün önce Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson aradı ve ‘Merkel, Macron, ben ve siz dörtlü olarak bir araya gelsek’ dedi. Onlar Londra’yı teklif ettiler. Ben de Gaziantep veya Şanlıurfa dedim. Bunlar da olmazsa 3-4 Aralık NATO zirvesinde yapabiliriz.

SURİYELİLER ARTIK EVİNE DÖNECEK

PKK’nın sözde kanton ilan ettiği Ayn el-Arap ele alındı mı? PKK-YPG’den nasıl temizlenecek? Bununla birlikte Sayın Putin’in ‘çok uluslu Suriye’ tanımı içinde Kürtler vurgusu vardı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Aslında Rusya’nın bizim Ayn el-Arap’a girmemiz konusunda her zaman bazı davetleri olmuştur. Fakat ABD’nin de tam tersine oraya girmememiz istikametinde yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşım aslında Obama döneminde de böyleydi. Ki biliyorsunuz Obama uçaklarla Kobani’ye silah, mühimmat, her türlü şeyi indirdi ve oradan adeta ülkemize onlar bir huruç harekâtı başlattılar. 

350 BİN KOBANİLİ VAR

Bugün eğer 350 bin Kobanili ülkemizdeyse bunun müsebbibi birinci derecede Obama’dır ve şu anda bunlar bizde. ‘Türkiye’de Suriye’nin kuzeyinden hiç Kürt yok’ diyenler yalan söylüyor. Israrla bir şey kullanılıyor; devamlı ‘Kürtler aşağı Kürtler yukarı.’ Bizim oradaki Kürtlerle bir sorunumuz yok. Bizim derdimiz buradaki teröristlerdir. Hazırlamış olduğumuz plan, proje var. Uluslararası donörler toplantısı yapmak kaydıyla belli imkânlar sağlanırsa konutlar, sağlık tesisleri, okullar vesaire ile gelsin Suriyeliler yerleşsin. Kobani de aynı şekilde bunların içerisinde. 

HİÇ KİMSE ELİNİ CEBİNE ATMADI 

Mutabakat başarılı olursa Barış Pınarı Harekatı’ndan sonra teşkil edilen yerde hemen imar çalışmasına başlama arzusunda mısınız? 

Biz o arzudayız da fakat şu anda kime teklif ettiysek hepsi ‘gayet güzel gerçekten çok hoş’ dese de ‘hadi maddi kaynak’ dediğiniz zaman ‘işte biz o kaynağı Lübnan’a verdik, işte biz onu Ürdün’e verdik’ deyip hep topu taca atıyorlar. Hiçbirisinden şu anda olumlu bir cevap alamadık. Olumlu cevap gelmeyince de geriye tek bir şey kalıyor. O da BM’yi devreye sokmak.  

HEMEN BİR GİRİŞİM BAŞLATILACAK MI? 

Şimdi biz bu yaptığımız mutabakatları da, gerek ABD gerek Rusya gerekse koalisyon güçleri, bunu şimdiden BM’ye ileteceğiz ve BM eli ile bu işi yaygınlaştıralım istiyoruz.