Radyasyon, alzaymır hastalığında artışa neden olabilir

ABD'de alzaymır üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Martin L. Pall, cep telefonu ve kablosuz bağlantı Wi-Fi teknolojisinden kaynaklanan radyasyonun alzaymır vakalarında artışlara neden olabileceğini duyurdu. 24 TV'ye bağlanan Nöroloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Onultan araştırmayı değerlendirdi. Onultan, cep telefonlarının radyo frekans üzerinden tahrip edici bir etkisinin olduğunu dile getirdi.

Washington Eyalet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Martin L. Pall, "Current Alzheimer Research" dergisinde yazdığı makalede, cep telefonu ve benzeri kablosuz teknoloji ürünlerle alzaymır başlangıcı arasında yeni bir bağlantı bulduğunu açıkladı.

Pall, radyasyona maruz kalmanın beyindeki hücre içi kalsiyum seviyelerinde artışa yol açarak alzaymırı tetikleyebileceğini belirtti.

Radyasyonunun beyindeki kalsiyum seviyesini daha yukarı taşıdığını kaydeden Pall, bunun "oldukça erken yaşta oluşacak alzaymır hastalığı gibi bir kabusa neden olabileceğini" söyledi.

Pall, "Elektronik olarak oluşturulmuş elektromanyetik alanlar, insan vücudu üzerinde güçlü elektrik ve manyetik kuvvetler üretir. Spesifik olarak, bu kablosuz iletişim sinyalleri, hücre içi kalsiyum seviyelerini düzenleyen voltaj kapılı kalsiyum kanallarını aktive eder." ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar, her gün birkaç saat boyunca sürekli olarak cep telefonu ve Wi-Fi radyasyonuna maruz kalan gençlerin "dijital bunama" problemiyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunuyor.

StudyFinds isimli araştırma kurumu da, radyasyona maruz kalan çalışanların daha sık alzaymıra yakalandığı bilgisini paylaştı.

DR. ONULTAN: CEPTE ALZAYMIR TEHLİKESİNİ TAŞIYORUZ

24 TV'ye bağlanan Nöroloji Uzmanı Dr. Oğuzhan Onultan, Helin Aslan'ın ABD'de alzaymır üzerine yaptığı araştırmalarla ilgili ulaştığı sonuçlarla ilgili yönelttiği soruları cevapladı. Onultan, Wİ-Fİ teknolojisinden kaynaklanan radyasyonun alzaymır vakalarında artışlara neden olabileceğini söyledi.

Nöroloji Uzmanı Onultan, "Nöroloji uzmanı Dr. Oğuzhan Onultan ın açıklamasına göre; cep telefonlarının radyo frekans üzerinden tahrip edici bir etkisi var. Fakat Tek bir çalışma olduğu için kesinlik kazanmış değil." dedi.

"YATKINLIĞI HIZLANDIRIYOR"

Onultan, Alzamyıra bağlı beyinde ortaya çıkan bazı protein birikimleri var. Bunların tetiklediği söyleniyor. Cep telefonlarının beyin tümörü yapıp yapmadığına dair çalışmalarda var. Fakat cep telefonlarının yaygınlaşması yaklaşık 10-15 yıl olduğu için bu sürelerde araştırmalara yanıt verebilmesi için kısa bir süre. Çünkü kanserojenlerin uzun süreli toplumda yaygınlık gösterip ondan sonra insidans dediğimiz bir sıklık veya yaygınlığı rakamsal olarak çıkartabiliyoruz ortaya. Ama genelde tümörle ilgili çalımalar var. Bu alzaymırla ilgili çalışmayı bende okudum. Bunun sağladığı konu ise beyinde alzaymırı oluşturan protein birikimleri var. Bu birikimlerinin arttırdığını sağlıyor. Ama bunun dışında tümörle ilgili yapılmış çalışmalar var. Bunu hem destekleyen hem de bunun beyin tümörü olma sebebi yoktur diyenler var. Sonunda ise şöyle bir sağlama verilmiş. Avustralya'da yapılmış çalışmalar var ve yine 2001 ve 2011 'de İngiltere Oxford üniversitesinin yaptığı çalışmada 176 bin kişi üzerinde yaptığı çalışmalar var. Burada da bakmışlar ki cep telefonu kullananlar haftada 20 dakika her gün kullanan, haftada 20 bulanlarla diğer kullanmayanlara göre herhangi bir artış yok. 1000 de 4.2'lik bir tümör gelişimi var. Buda cep telefonu kullanan ile kullanmayan arasında çok büyük bir istatistiksel bir fark yaratmıyor. En çok bizim temporal ve parterallog dediğimiz kulağın arkasında beynin loblarında tümörler ortaya çıkıyor. Ama bu durum cep telefonu kullanmayanlar da var. Alzaymır açısından da bizim okanpüs dediğimiz bölgesi var beynin. İçindeki daha içerdeki bir çekirdek hafıza kısmımız da biriken ve iletişimi etkileyen patolojik proteinleri arttırdığı söyleniyor." ifadelerini kullandı.

En son da varılan çalışmalar sonunda ise diyorlar ki, cep telefonu alzaymıra ve beyin tümörüne neden olmaz. Ama beyin tümörüne sebep olması için ya genetik bir yatkınlık olacak veya eş zamanlı olarak bir kanserojene maruz kalıyor olacak. Alzaymır içinde aynı şekilde kişini genetik yatkınlığına bağlı olarak ortay çıkacağını düşünüyorum. Bu işi sıfırdan kendi başına var etmiyor. Ama olan yatkınlığı hızlandırıyor.

Wifi ya da cep telefonu alzaymıra sebep olan protein miktarını genetik yatkınlığı olanda arttırıyorsa o zaman alzaymırın görülme yaşı da aşağıya iner mi?

Alzaymırın görülme yaşının aşağıya ineceğini söyleyen Onultan, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Avrupa sağlık birliği bu kanserojenlerde gurup 2 b'yi ele almış. Yani toplamda 4gurup var. 1. Grup kanserojen 2.grup muhtemel kanserojenler, 4 de kanserojen olmayanlar şeklinde gidiyor. Burada ise 2 b'yi yani muhtemelen tahrip etkisi var. Bir ısı yayarak veya frekans alarak ve özellikle de kulağımıza çok yakın tuttuğumuz elektronik cihaz bu. Onun için şunu öneriyorlar. Her ihtimale karşı genetik yatkınlığınız varsa ve böyle bir riske girmemek için mümkün olduğunca WİFİ oranını azaltmak ve kablolu kulaklıkları kullanılmasını öneriyorlar. "

PROTEİN BİRİKİMİNİ AZALTABİLECEĞİMİZ BİR ÇÖZÜMÜ VAR MIDIR?

Onultan, "Alzaymırın bir aşısı çıktı. Faz 2 çalışmasında şuan. Amerika'daki faz 2 çalışması tamamlandı. Herhalde 2 seneye kadar kullanıma geçecektir. Onun dışında kasım ayında birazda tartışmalı bir şekilde yine bir Amerika'da ki bir firma biogen firması, bir ruhsat aldı. Bu biriken proteinleri serum yoluyla ayda bir verilen serum ile bu beyinde biriken proteinleri ortadan kaldırıyor. Aynı Çaydanlıkta birikmiş bir kireç gibi ve hızlı bir şekilde onay aldığı için nöroloji camiasında da tartışmalara sebep oldu. Diğer bahsettiğim çalışmada ise olacak aşı hem olan proteini temizleyecek hem de yeni proteinlerin birikmesine önleyecek bir şekilde bir bağışıklık sistemi sağlamış olacak." dedi.

PEKİ, O AŞI GENETİK YATKINLIĞI OLAN KİŞİLERE Mİ YAPILMASI GEREKİYOR YOKSA YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDEKİ HERKESE Mİ YAPILABİLİR Mİ. BUNUN UYGULAMASI NASIL OLUR?

Bence genetik yatkınlığı olanlar saptanacak. Bazı testler var kanda baktığımız. Bunlar yaklaşık 20 30 sene öncesinde alzaymır riskimizi söylüyor. Bu risk grupları da öncelik onlardan başlamak gerekir. Ve yaygınlaşması gerekir. Bence önümüzde 10 yıl boyunca MRNA teknolojisi ile yaşamımızdaki tıbbi gerçekler değişiklik göstereceğini inanıyorum.

YAPILACAK TESTLER YÜZDE YÜZ KESİN SONUÇ VERİYOR MU?

Yüzde 95'lik bir test sonucu veriyor. Tabi biz bunun dışında bizim bazı görüntüleme tekniklerimiz var. Ama bu kanda bakılan test daha pratik, kolay ve ucuz pozitron emisyon tomografısi (PET) göre. Amapozitron emisyon tomografısi (PET) bunun yatkınlığını saptayabiliyoruz.