1
Önce Beşşar Esed rejimi, ardından da DEAŞ ve PYD'nin zulmünden kaçarak muhaliflerin kontrolündeki güvenli bölgelere ulaşan Suriyeliler, AA muhabirine, yaşadıklarını anlattı.
AA muhabirinin Cerablus'a yeni sığınan sivillerden edindiği bilgiye göre, koalisyon uçaklarının şemsiyesiyle Rakka'nın kuzeyinde Arap ve Türkmenleri zorla yerlerinden eden PYD, DEAŞ'tan kaçanlara hiçbir insani yardımda bulunmadığı gibi işgal ettiği bölgeden zorla çıkartıyor.
Terör örgütü PYD/PKK, Halep'in kuzeydoğusundaki Münbiç ilçesine ve kontrolündeki bölgelere yönelen ailelerden referansı ve kefili olmayanları buralara almıyor.
PYD/PKK, referansı olmayanlardan kimlik belgesi ve tapularını teslim edenlerin muhaliflerin kontrolündeki bölgelere geçişine izin veriyor. Bu belgeleri kendisine teslim etmeyen yaklaşık 300 kişiyi Münbiç'in doğusunda alıkoyan terör örgütü, bu kişileri aç, susuz şekilde güneşte bekletiyor.
Terör örgütü PYD/PKK, ayrıca Münbiç'te terk edilmiş evlerle ilgili sahte belgeler düzenleyerek bu evleri satıyor.
Cerablus'a ulaşabilen Araplardan Ahmed Hüseyin, aslen Halep'in Sahur semtinden olduğunu, Esed rejiminin saldırılarında evleri yıkıldığı için kenti terk ederek Rakka'ya yöneldiklerini belirtti. Koalisyonun hava saldırıları nedeniyle burayı da terk ederek, Rakka'nın PYD/PKK ile Suriye Demokratik Güçleri'nin kontrolündeki kuzeyine göç ettiklerini aktaran Hüseyin, şunları kaydetti:
"Örgüt burada kurduğu çadırkentte bizi 7-8 saat güneş altında bekletti. Güvenlik sorgusu yaptılar güya. PYD, referansımız olmadığı için kurduğu çadırkentte kalmamıza izin vermedi, örgüt bölgeyi terk etmemizi istedi."
PYD/PKK'nın kendilerini zorla yollara düşürdüğünü dile getiren Hüseyin, örgütün Rakka'nın kuzeyinde kurduğu çadırlara yerleştirdiği kişilerle ilgili detaylı bilgi topladığını aktardı.
Hüseyin "Rejimin, Halep'te halkı zorla tehcir etmesinden hiç ders çıkarmadık. Rejim, DEAŞ ve PYD bölgelerinde gördüğümüz kötü muameleyi başka hiçbir yerde görmedik. Burası güvenli olduğu için buraya geldik." diye konuştu.
Casim el-Hamd da Cerablus'a gelmeden önce Rakka yakınlarında DEAŞ kontrolünde bir köyde kaldıklarını bildirdi.
Koalisyona ait savaş uçaklarının bombalamasıyla 2 ay kadar kaldığı köyden kaçtığını dile getiren el-Hamd, kaçarken DEAŞ militanların açtığı ateşte kolundan yaralandığını söyledi.
DEAŞ'ın kendilerine çok zulmettiğini ifade eden el-Hamd, PYD bölgelerine vardıklarında da durumun farklı olmadığını gördüklerini belirtti.
El-Hamd, "PYD bölgelerine geçtiğimiz de bu defa onlar bizi sorgulamaya başladı. Kimlik kartlarımızı, şahsi belgelerimizi alarak bizi bölgeden kovdu. Şu an elimizde evlerimizle, topraklarımızla ilgili hiçbir belge yok, hepsini PYD aldı." dedi.
Bu iki terör örgütünün kendilerine çok kötü muamele ettiğini anlatan Hamd, bazen ölmeyi isteyecek hale geldiğini paylaştı.
Hamd, "Nereye gideceğimizi bilmez olduk. Çocuklar için yemek getirmemiz gerekiyordu, bunu dahi yapamıyorduk. PYD, Rakka ve Suluk ilçesi çevresindeki ekili tarım arazilerimizi ellerimizden aldı. Ekili arazilerimizi hasat etmeden bizi bölgeden çıkardılar. Herkes bize kötü davrandı." ifadelerini kullandı.
"ÖRGÜT, GİTTİĞİMİZ HİÇBİR YERDE BİZİ RAHAT BIRAKMADI"
Muhaliflerin kontrolündeki Cerablus'a gelen bir diğer Rakka sakini Halid Ebu Bilal de rejimin saldırılarından, DEAŞ baskısından, koalisyon uçaklarının bombardımanından ve PYD'nin zulmünden nasibini alanlardan.
Aslında Halep'in güneyinden olduğunu, ancak rejimin saldırılarından Rakka'ya kaçtıklarını dile getiren Ebu Bilal, koalisyona ait savaş uçaklarının Rakka çevresindeki evlerini bombalamasının ardından kentin batısındaki Meskene ilçesine sığındıklarını ifade etti.
Burada 2 yıl kaldığını ve tarımla uğraşarak kendi kendini geçindirdiğini anlatan Ebu Bilal, meskene ve çevresinin de hava saldırılarına maruz kalmasıyla orayı da terk etmek zorunda kaldıklarını aktardı.
Ebu Bilal, Cerablus'a geliş hikayesini şu ifadelerle paylaştı:
"Sonra Rakka'nın kuzeyine Selhabiyat köyüne gittik. Koalisyon uçakları burayı da bombaladı. PYD'liler, Tabka Barajı'nın çökeceğini ve Rakka'ya kadar her yerin sular altında kalacağı söylentisini yaydılar.
Koalisyon uçaklarının saldırısı ile barajla ilgili söylenti insanları korkuttu. Çok sayıda aileyle kuzeye, Rakka'nın Hatin köyüne geldik.
PYD, bizden önce Cubel Abyad, oradan da Tel Semin ve Ayn İsa'ya gitmemizi istedi. Örgüt, gittiğimiz hiçbir yerde bizi rahat bırakmadı, göçe zorladı.
Kubeş'ten Ayn İsa'ya kadar binlerce aracın yollarda olduğunu gördük. Herkes yerini yurdunu bırakarak güvenli bölgelere gidiyordu. Neredeyse 10 kilometrelik araç konvoyu vardı. Rakka'nın kuzeyindeki Kubeş ile Ayn İsa arası mahşeri andırıyordu.
PYD bölgelerinde çok kötü muamele gördük. PYD, 4-5 gün güvenlik sorgusuna tabii tutuktan sonra bizi bölgelerinden Münbiç tarafına gönderdi. PYD bölgesinde kalmanın şartı bir kefil ile bir referansın olması, eğer bunlar yoksa örgüt hemen bölgeyi terk etmenizi istiyor."
"ÇOK ŞÜKÜR MUHALİFLERİN KONTROLÜNDEKİ BÖLGELERE ULAŞTIK"
Tedmurlu Kasım Behaddin Muhammed de rejim, DEAŞ ve PYD zulmünden kaçarak muhaliflerin kontrolündeki Cerablus'a sığınan Araplardan.
Rejimin Tedmur'da 2011'de başlayan barışcıl gösterileri karşı gerçek mermi kullanarak bastırdığını anlatan Muhammed, bu süreçte tutuklanan yüzlerce göstericiden aradan geçen 6 yılda halen haber alamadıklarını söyledi.
Esed rejiminin halka baskı yaptığını ve 30-35 yaş arasındaki erkeklerin hepsini orduya aldığını ifade eden Muhammed, 2015'te ilçenin terör örgütü DEAŞ tarafından ele geçirilmesiyle yeni bir zulüm dönemi başladığını kaydetti.
Suriye rejiminin Tedmur'u bombalamaya başlamasıyla oradan kaçarak, Rakka'ya yakın bir köye gittiklerini aktaran Muhammed, bu defa da koalisyon bombardımanından PYD/PKK bölgelerine kaçmak zorunda kaldıklarını dile getirdi.
PYD'nin kontrol noktalarında kimliklerini elinden aldıklarını ifade eden Muhammed, önce Ayn İsa'da bir kampa gönderildiklerini, ardından da muhaliflerin kontrolündeki bölgelere gitmelerine izin verildiğini dile getirdi.
Muhammed, "Çok şükür muhaliflerin kontrolündeki bölgelere ulaştık. Türkiye’ye teşekkür ederiz burada birçok insanın güvenliğini sağladı." diye konuştu.