Oğlunu bulmak için cihat kampına girdi

Ankara katliamı bombacılarından olduğu iddia edilen Ömer Deniz Dündar’ın babası oğlunu bulmak için gittiği Halep’te kendisini “El Nasır Muhacir” kampının komutanı olarak tanıtan bir Türk’le görüşmüş

Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan Dokumacılar Grubu soruşturmasının, Ankara katliamı bombacılarından biri olduğu belirtilen ve canlı bomba listesinde bulunan Ömer Deniz Dündar’ın ailesinin girişimleriyle başladığı ortaya çıktı.

Baba Mehmet Dündar 30 Eylül günü ifadesinde çocuklarının bir gün ablalarını arayarak, “Suriye’deyiz, iyiyiz, villada kalıyoruz” dediğini ifade etti. Dündar, Ersin Koç isimli bir kişi aracılığıyla oğlunu Suriye’den getirten Fethi Berk ile görüştüğünü, ismi Velid olan Suriyeli bir komşusuyla 17-18 Eylül tarihlerinde Gaziantep ve Kilis arasında bulunan Aydınlar köyünden Suriye’de Babliman olarak adlandırılan yere girdiğini kaydetti. Burada kendisini “muhalif komutan” olarak adlandıran birinin, kendisini kamplara götürdüğünü, ilk kampta Bingöllü olduğunu öğrendiği birinin oğullarının burada olmadığını, Halep’e gitmesini söylediğini aktaran Dündar, bir Türkmen’in kendisine, “Oğullarını ben getirdim. 15 kişiydiler, minibüs ile getirdim” dediğini anlattı. Baba Dündar  kampları 3 gün gezdiğini, 4. gün villa tipi bir yerde “El Nasır Muhacir” kampı olarak bilinen kampa gittiğini belirtti.

‘Kendileri geldi’
Dündar, “Kampın komutanı olduğunu beyan eden Batmanlı Türk şahıs, ‘Ben de Türkiyeliyim Çocuklarınla gurur duyman lazım. Buraya kendi istekleriyle cihat etmek için geldiler. Çocuklarını vermeyeceğim’ dedi” ifadesini kayıtlara geçirdi. Dündar, Batmanlı kişiye kimliği vererk oğullarıyla görüştüğünü ve sonra Türkiye’ye döndüğünü anlattı. Öte yandan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz hafta ifade ettiği, “Üzerinde durulan şüphelilerin hiçbirisi Türkiye’de bulunan şüpheliler değil. Suriye’deki kişiyi, Rakka’da; Tel Abyad’da mı takip edeceğiz. Sınır ötesinde bunlar” sözlerine karşın, adıyaman iddianamesinde şüpheli olarak gösterilen Mustafa Dokumacı, Mehmet İşbar ve Salih Küçüktaş’ın Suriye’deyken de telefonlarının dinlendiği, bu telefon görüşmelerinin iddianamede yer aldığı ortaya çıktı.
 
‘Anneni ara, beni tehdit ediyor’
Dokumacılar Grubu soruşturması iddianamesinde, kayıpların ailelerinin çocuklarının Suriye’ye gitmesine neden olan isimleri tek tek tespit ettiklerini, kimi yerlerde bütün ilçe halkının bu kişileri bildiğini, çocukların geri getirilmesi için bütün yöntemlerin denendiğini ortaya koydu. Zaman zaman şifreli konuşmaların yansıdığı ve Adıyaman’daki ailelerin tepkilerini içeren o tapelerden bazıları şöyle:
 
26 Eylül 2013:
Cihan Günay: Siz bu tarafa gelemiyonuz?
Mehmet İşbar: Nereye?
C.G: Çelikhan’a.
M.İ: Çelikhan’ın hepsi düşman kesilmiş
C.G: Orası öyle
M.İ: Zannediyorlar ben götürmüşüm, yok ben şey yapmışım, hepsi bizim ev gelmiş.
C.G: E, yani şey dediler, sanıyorlardı ki Hacı abi (Hacı Yusuf İşbar) işte bunları göndermiş. Ona yüklenmişlerdi ben de dedim bizim alakamız Muhammet abiyleydi.
M.İ: He.
C.G: Başka da dedim Hakan Siverek’te bu tür şeylerle uğraşıyordu.
M.İ: Neyse boşver. Fukara Hacı abimin nerede biri şeye gitmişse, Kahta’da, Samsat’ta herkes üzerine gelmiş.
C.G: Aileler gidip senin ismini vermiş Muhammet Hoca’nın. Ben gelirim inşallah en yakın zamanda bi defa yanına gelirim konuşuruz.
27 Eylül 2013:
Mehmet İşbar: Ne yapıyon bacanak uyudun mu?
Salih Küçüktaş: Yok gidiyorum işte.
M.İ: Öyle mi? Yani arabadan indiniz mi?
S.K: He geçmişim öbür tarafa.
M.İ: Maaşallah Allah mübarek etsin. Yük ne oldu
S.K: Yük II Allah gönderdi ya yardım ettiler.
M.İ: Öyle mi köle buldun. Allah sizi şehvetten korusun bizim için dua edin ha
4 ekim 2013:
Mehmet İşbar: Anneni bir ara, ikide bir beni tehdit ediyor. Senin çocuklarını oğluma bir şey olursa öldürürüm falan diyor.
(İşbar’ın Salih Küçüktaş ile yaptığı görüşme. Küçüktaş isimli şüphelinin görüşmedeki baz adresi Öncüpınar Sınır Kapısı olarak tespit edildi)
12 kasım 2013:
İbrahim Terzioğlu: Ne yapıyon Mehmet iyi misin?
Mehmet İşbar: Çok şükür, uğraşıyorum
İ.T: Siz Suriye’ye gittiğinizde hangi gruptaydınız?
M.İ: Hı hı (gülme) İbrahim yani bu telefonda söylenecek bir şeydir?
İ.T: İnan bi tane Suriyeli yanımda, amcamoğlunun yanında beraber gelmişler
M.İ: Vallahi beni yaktın İbrahim.
4 aralık 2013:
Mahmut Gazi Dündar: Açık açık mı konuşayım sıkıntı olur mu abi. Şey yok II I numara yok diyorum bende.
Salih Küçüktaş: Hıı tamam.
M.G.D: Onu nasıl yapacağım abi.
S.K: Ben sana mesaj atarım olmazsa olur mu. Sen kaçta binecen
M.G.D: Birlikte geçeriz o zaman
S.K: He birlikte
22 aralık 2013:
Serhat Çelebi: Askere gidecem.
Mehmet İşbar: La yok baba askere gidersen kafir olursun. Ha hı hı (gülme)
S.Ç: Valla gideceğim herhalde.
M.İ: Diyor ki gidecem la manyak mısın? Kendi ellerinle şeye verecen, tağuta (islam hükümlerinin geçerli olmaması) şey yapacan peşkeş çektirecen olur mu öyle Serhat sen şimdi o kadar okudun bunun için mi hı. Paralı yap,  çıkmıyor mu bedelli.