Narin Güran cinayetinde düğüm çözülüyor... Dava bugün devam edecek

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün saat 10.00'a ertelendi. Davanın ikinci duruşmasında amca Salim Güran, ağabey Enes Güran ve Nevzat Bahtiyar savunma yaptı.

AA

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün saat 10.00'da görülecek.

"ÇİNGENELER KAÇIRMIŞ DEDİLER"

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanık ağabey Enes Güran savunma yaptı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın dün başlayan ikinci duruşması verilen aranın ardından devam ediyor.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık ağabey Enes Güran, olay günü evde olduğunu belirterek, bunu inkar etmediğini söyledi.

Güran, "Olay günü saat konusunda verdiğim ifademde 16.30 dedim. Beni karakola aldılar ve suçluyorlar. Elim kolum bağlıydı, ne yaptığımı bilmiyordum. Ondan sonra olay gününü hatırlamaya çalıştım. Daha sonra yine ifade vermek istedim karakolda. Hatırladıklarımı ifademde vermek istedim. Gerekirse kafamı gövdemden koparın ama beni bacımla itham etmeyin. Ömrümün sonuna kadar cezaevinde kalayım ama vicdanım rahat. 'Çingeneler kaçırmış' dediler. Biz de arama çalışmalarına katıldık. Bir yerde olduğunu düşünüyorduk. Belki dilendiriyorlardır diye düşündük. Sağa sola baktık, kimseyi bulamadık." diye konuştu.

"ANNEM BENİ KORUSAYDI O SAATLERDE EVDE OLMADIĞIMI SÖYLERDİ"

"Kolumdaki izleri merak ettiler. Adli Tıp Kurumu raporu geldiğinde Narin'e ait olmadığı ortaya çıktı. Annemin de çene ve diş yapısıyla ilgili rapor hazırlandı. Onda da bir şey çıkmadı." diyen Güran, gözündeki morlukla ilgili yapılan kontrolde jandarmaya kolunu da göstererek, ısırdığını belirttiğini ileri sürdü.

Pantolonundaki lekelerin de sorulduğunu, onlara bunun kan olmadığını söylediğini ileri süren Güran, "Bir şey hatırladığınızda gelin bize söyleyin dediler. Söyleyince bu kez şüpheli olarak görülüyoruz. Herkes 'Annesi Enes'i koruyor' diyor. Annem beni korusaydı o saatlerde evde olmadığımı söylerdi." dedi.

"NEVZAT BAHTİYAR YAKALANDIĞI ZAMAN İSTESEYDİM İFADEMİ DEĞİŞTİRİRDİM"

"Nevzat Bahtiyar yakalandığı zaman isteseydim ifademi değiştirirdim, o zaman evde olmadığımı söylerdim. Belki şu an seyirci bölümünde otururdum. Ama şerefsiz olarak otururdum. Ben o saatlerde gerçekten evdeyim. HTS kayıtlarına saat 17.00 gibi okulun oralarda olduğumu söylüyorlar. Ben öyle bir şeye şahit olsaydım söylerdim. O saatlerde evde değildim. Kardeşim kayboldu, deli oldum. Ne yemek yiyor ne su içiyordum." diyen Güran, hep aramalarda yer aldığını öne sürdü.

Ertesi gün jandarmanın aramalara katılmalarını istemediğini iddia eden Güran, "Çünkü bizim kokumuzdan köpek kokuyu alamıyormuş. Kardeşim kaybolmuş ama aramalara katılmamız istenmedi." diye konuştu.

"KEŞKE KOLUMU ISIRMASAYDIM"

Güran, şu beyanlarda bulundu:

"Nevzat Bahtiyar tahliye edilsin istiyorlar. Suçunun olmadığını söylüyorlar. Kardeşimin cansız bedenine 3 taş bıraktı. Kızı nereye gömdüğünü biliyor ve bize gelip 'İnşallah bulursunuz' diyor. İnsanlar 'Güran ailesi' diyorlar. Keşke kolumu ısırmasaydım. Ölseydim daha iyiydi. Namusumu, şerefimi konuşmaya kimsenin hakkı yok. 14 sayfalık iddianamede hep 'Güran ailesi' deniliyor. Nevzat'ın sadece bir sayfada ismi geçiyor. Nevzat ile ilgili bazı konularda şahitlerim var. Onlarla birlikte ileride anlatacağım, hepiniz şok olacaksınız anlatacaklarıma."

Daha sonra Nevzat Bahtiyar'a dönerek, "Nevzat 'Fa' diyeyim sen anlarsın, kızından anlarsın. 7 sülalen de vardır içinde. Kızın..." diyen Güran'a, Bahtiyar da "Şerefsizlik yapma." dedi.

"KÖYDE GÜVENLİ OLDUĞUMU SANIYORDUM AMA DEĞİLMİŞİM"

Güran, şunları kaydetti:

"'Enes bir şey biliyor, konuşmuyor, görmüş' diyorlar ya keşke Enes bir şey bilseydi, hepsini öldürseydi. Yatağı kaldırıp, keleşi çıkarır sıkardım zor değildi. Salim Güran'ın da annemin de kafasına sıkardım. Adalet dediğin zaman somut delil olması lazım. Benim suçum yok. Herkesin günahı vardır ama bu konuyla ilgili ilgim yoktur. Suçsuzum, hiçbir suçu kabul etmiyorum. Keşke bu duruma gelmeseydik. Her şey ortaya çıktığı zaman anlayacaksınız siz de insanların nasıl yalancı olduğunu. O köye baktığınızda güzel bir yer olduğunu sanmayın. Köyde güvenli olduğumu sanıyordum ama değilmişim. Ben ve kardeşlerim güvende olmadığımızı gördük. Yaşlılar bilmez gençler bilir. Gecenin yarılarına kadar dışardaydık."

Kardeşi Narin'in mezarına 3 aydır gitmediğini belirten Güran, kardeşinin olay günü eve gelmediğini ileri sürdü.

Enes Güran, savunmasını şöyle tamamladı:

"Üzerime isnat edilen suçu kabul etmiyorum. Üzerime atılan iftiraları kabul etmiyorum. Suçsuzum. Somut delil olmadan beni yargılayamazsınız."

Duruşmada daha sonra Enes Güran'ın avukatı Mahir Akbilek'in savunmasına geçildi.

Bu arada, dün yaşanan gerginlik nedeniyle salondan çıkarılan sanık yakınları duruşmaya alındı.

"BUNU KAYBET, PARÇA PARÇA HALİNE GETİR"

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar savunma yaptı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın dün başlayan ikinci duruşması verilen aranın ardından devam ediyor.

Duruşmada tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar savunmasında, Narin'in cansız bedenini Salim Güran'ın kendisine verdiğini ileri sürerek, "Kendisi bana işaret etti, 'Bunu kaybet, parça parça haline getir.' dedi. Suçu üzerime yüklüyorlar. Salim'in avukatı bana yönelik hoş kelimeler kullanmadı. Neden bir insanı vahşice yukarıdan atayım? Biri beni görebilir." ifadelerini kullandı.

"AİLEMİN GÜVENCESİ OLMADIĞI İÇİN YALAN SÖYLEMEK ZORUNDA KALDIM"

Ailesinin bir güvencesi olmadığı ve bu nedenle korktuğu için sustuğunu öne süren Bahtiyar, "Cezaevinde ailem güvence altına alındıktan sonra söyledim. Tekli odada kalıyorum. Kartım ve hesabım yoktu. Odamda televizyon, radyo hiçbir şey yok. (Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ) Devletin beni neden yakalamadığını söylüyor. Ne konuştuğunu bilmiyorsun. Kimin gücü devlete yetiyor. Hiç kimse gazetecilere müdahale etmedi. Ben onları tanımıyorum, onlar da beni görmediler. Yakalandığım gün beni karakola götürdüler. Ailemin güvencesi olmadığı için mecburen yalan söylemek zorunda kaldım." dedi.

Salim Güran'ın araç satışı konusunda yalan söylediğini ileri süren Bahtiyar, "Aracı vadeli vermiştim. Adama 90 bin lirayı vadeli vermiştim. Adam satamayınca Salim'e, 'Kendine al.' dedim. Para konusu ve ev meselesi çıktı. 'Eve bakmayana kadar fiyat veremem.' dedim. Eve baktıktan sonra akşam onu aradım. 'Hakkı 170 bin liradır. Senin için en son 150 bin yaparım.' dedim. O da başka birinin 140 bin lira fiyat verdiğini söyledi. Ben de 'Beni o para kurtarmaz.' dedim. 200 bin lira fiyat verdiğim konusunda yalan söylüyor." beyanında bulundu.

Bahtiyar, savunmasını şöyle tamamladı:

"(Salim Güran) Ben sana ne dediysem onu söyle. Sen beni çağırdın. Narin'i bana teslim ettin. Şimdi inkar ediyorsun. Ben aldım, götürdüm, oraya bıraktım. Ben sadece Narin'in cansız bedenini taşıdım. İnkar etmiyorum. Cezam neyse razıyım. Onların da suçunu kabul etmesi lazım. Suçun hepsini benim üzerime atıyorlar. Kesinlikle kabul etmiyorum. Ben öldürmedim, neden üzerime alayım ki? İftira atamam. Ne biliyorsam onu söyledim."

Duruşmada daha sonra Bahtiyar'ın avukatı Ali Eryılmaz'ın savunmasına geçildi.

"KÖYE GELDİĞİMDE HERKES AĞLIYORDU"

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşmasında tutuklu sanık amca Salim Güran savunma yaptı.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davanın dün başlayan ikinci duruşması ikinci gününde devam ediyor.

Duruşmada savunma yapan tutuklu amca Salim Güran, olay günü sabah erken kalkıp tarlaya gittiğini, ardından merkez Bağlar ilçesinde bulunan ATM'den para çektiğini, iki oğlu ile çay ocağında oturduğunu söyledi.

Daha sonra aynı istikametten Tavşantepe Mahallesi'ne geldiklerini ifade eden Güran, bu sırada araca yakıt da aldıklarını belirtti.

Güran, eve geldiklerini, kahvaltı yaptıktan sonra "yukarı tarla"ya gittiğini anlatarak, şöyle konuştu:

"İşlerimi çok iyi takip ediyorum. Tarlada pamuğun kurtlandığı eğer müdahale etmezsem verim alamayacağım söylendi. Daha sonra elektrik arızası nedeniyle elektrikçi trafoya çıktı. Tekrar eve geldim. Evde fazla durmadım. Hüseyin amcayı görmeye gidecektim, oğlum benimle gelmek istemedi, ona gelmesini söyledim. Oradayken R.A. (15 yaşındaki işçisi) beni aradı, 'Burada şüpheli bir araç var' dedi. Köyün yolundan yukarı çıktım aracın olduğu yere gittim, direksiyon eğitimi verildiğini öğrendim. Daha sonra da tarlaya gittim, R.A. oradaydı. Narin kaybolduğu sırada kızım beni aradı, 'Narin kayıptır.' dedi. Köye geldiğimde herkes ağlıyordu. Bağırma sesleri vardı. Komutanı arayarak kardeşimin kızının kayıp olduğunu söyledim. Komutan ise ekip göndereceğini söyledi. Okulun anahtarını istediler kameraya bakmak için. Kameraya baktıklarında Narin patika yoldan geldikten sonra kameranın görüşünden çıkıp sonra kayboluyor. Daha sonra Narin'i aramaya başladık."

Görüntüye göre Narin patika yoldan çıktığı için bağ bahçe her tarafa baktıklarını, bölgede başıboş köpeklerin olduğunu, jandarma ekiplerince getirilen köpeklerin de arama çalışmalarında yer aldığını, kanalın etrafına bakıldığını söyleyen Güran, "O gece her tarafa bakıldı, bulunamadı. Ertesi gün yine herkes aramalara katıldı." ifadelerini kullandı.

Güran daha sonra Nevzat Bahtiyar'ı işaret ederek, "O da bizimle aramalara katıldı. Daha sonra dalgıç ekipleri geldi, aramalara katıldı. Şüphelendiğimiz her yere baktıktan sonra köye geldik." dedi.

"KOLLUK KUVVETLERİ HEP AİLEYİ SUÇLUYORDU"

Daha önce Nevzat Bahtiyar ile Narin'in babası Arif Güran arasında araç konusunda sorun yaşandığını ileri süren Güran, şu beyanda bulundu:

"Bu konudan sonra ise kardeşimin evinin sıvası için görüştük. Anlaşamayınca bu adamla (Nevzat Bahtiyar) biz yaklaşık 3 ay boyunca hiç görüşmedik. Kolluk kuvvetleri hep aileyi suçluyordu. Arama çalışmalarında köyde yer alan kuyuları da komutana söyledikten sonra baktık, kolluk demek ki benden şüpheleniyordu."

Narin'e ait DNA örneğinin aracında tespit edildiğini gözaltına alındıktan sonra öğrendiğini belirten Güran, şunları kaydetti:

"Çıkmasa şaşardım. Beni medyanın önüne attılar. Battaniye meselesi ve petrolden yakıt aldığımı söylediler. 'Ceset senin aracında battaniyeye sarılı.' dediler. 'Asla.' dedim. Islak mendil aldığımı söylediler. 'Araçtan inmedim.' dedim. Daha sonra beni tutukladılar. Hayatım boyunca cezaevi görmedim. Narin'in cesedi bulunduktan sonra 'Bari bırakın yeğenimin cenazesine gideyim.' dedim, bırakmadılar. Bir aileyi yok ettiler. Beni niye tutukladılar? Beni tutuklamasalardı bu zalim (Nevzat Bahtiyar'ı işaret ederek) zaten itiraf edecekti. 3 aydır bu adamla konuşmuyorum. 'Kabullenecek.' dediler. 'Kabullenmez.' dedim. Aracımda DNA çıktı diye sürekli aleyhimde ifade veriyor. Allah korusun aynı şey çocuklarımın başına gelse kardeşlerimin aracında aynı şey çıkar. Bu kadar kötülük neden bana yapılıyor?"

"BİR DNA YÜZÜNDEN BAŞIMA NELER GELDİ"

Salim Güran, savunmasını şöyle tamamladı:

"Gitmediğim yeri HTS daraltılmış baz neden gösteriyor? Akrabalarımızın çoğu tutuklandı. Nevzat'ın bir tane aile üyesi var mı, yok. Hem kızımızı hem ailemizi yok etti. Herkes şov peşinde. Narin'den küçük kızım var ve görüşüme geldi. Yengem (Yüksel Güran) çocukları için, yeğenlerim kız kardeşleri için ölüyor. Kızımızı öldürdünüz, namusumuzu lekelemeyin. Niye karını ve kızını söylemiyorsun? Bizim ailemizi neden söylüyorsun? Bizi yok etmeye çalışıyorlar. Kızımız gitti, bittik artık. Yeğenimin ölümüyle burada yargılanıyorum, bu benim ölümümdür. Bir DNA yüzünden başıma neler geldi. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum."

Duruşmada daha sonra Salim Güran'ın avukatı Onur Akdağ'ın savunmasına geçildi.

NARİN GÜRAN CİNAYETİ DAVASININ İKİNCİ DURUŞMASI

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu 4 sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davanın ikinci duruşması devam ediyor.

8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün başlayan davanın ikinci duruşmasının ikinci gününde tutuklu sanıklar Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nden cezaevi nakil araçlarıyla geniş güvenlik önlemi alınarak Diyarbakır Adliyesi'ne getirildi.

Diyarbakır Adliyesi önüne de güvenlik önlemleri kapsamında polis bariyerleri yerleştirildi. Duruşmaya katılanlar, adliye önü ve içerisinde 2 ayrı noktada yapılan aramadan sonra duruşma salonuna alındı.

Baba Arif Güran "müşteki", Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Diyarbakır Barosu avukatları da "müşteki kurum" sıfatıyla duruşma salonunda yerini aldı.

Duruşmada, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile Narin'in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi'ne sakladığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar ve avukatları hazır bulundu.

Kamerayla kayıt altına alınan duruşmada, tutuklu sanık amca Salim Güran savunma yapıyor.

OLAY

Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı.

Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti.

Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti.

İlk duruşmanın ardından cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.