1
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı Abdülhamit’in soyundan gelen vârisleri dedelerinden miras kaldığını öne sürdükleri onlarca değerli mülk ve arazi için başlattığı hukuk mücadelesi devam ederken, Hazreti Mevlana’nın 22’inci kuşaktan torunu ve Uluslararası Mevlana Vakfı Başkanı Faruk Hemdem Çelebi ile kuzeni Yusuf Genç de Halep ve Afrin’de dedelerinden kalan şahsi mülkler için harekete geçti. Mevlana Vakfı Başkanı Faruk Hemdem Çelebi, söz konusu arazilere, Suriye devleti tarafından el konulduğunu, bu arazilere ait tapu kayıtlarının ise 1994 yılında Suriye’deki resmi makamlara tasdik ettirildiğini belirterek, “20 Ocak’ta Maliye Bakanlığı’na müracaat ettik. Mağduriyetimizin bizim devletimiz tarafından karşılanmasını, vârislere tazminat ödenmesini talep ettik. Mart ayı sonuna kadar bakanlığın cevap vermesi gerekiyor. Olumsuz sonuç çıkarsa hakkımızı hukuki yollardan arayacağız” dedi.
Dedesi valiydi
Faruk Hemden Çelebi, arazi meselesi ve süreç hakkında Milliyet’e şunları anlattı:
“Annemin dedesi Cemil Paşa, Osmanlı döneminde Halep Valiliği yaptı. Şu an Halep’te Cemiliye diye bilinen mıntıkanın ismi dedemin adından geliyor. Bölgedeki 80 bin dönümlük arazi ailemiz adına kayıtlı. Suriye’den 1994’te aldığımız resmi tasdikli tapuların orijinalleri bizde. Suriye devleti yıllardır ailemize ait bu arazilere el koymuş durumda. 2013 yılında hazırladığımız dosyayı hükümet yetkililerine ilettik. O dönem başbakan olan Sayın Erdoğan ile yine o dönem Dışişleri Bakanımız Davutoğlu’na hazırladığımız dosyayı sunmuştuk. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri çok iyi hazırlanmış bir dosya olduğunu söylemişti. Suriyeli yetkililerle o dönem yapılan temaslar sırasında, söz konusu ülkenin hükümet yetkilileri araziler meselesi hakkında hazır olmadıklarını, çalışma yapmaları gerektiğini söylemişler. Karşılıklı heyet kurulmasına karşın Suriye tarafından kaynaklı hiçbir sonuç alamadık. Daha önce Mısır ile Türkiye arasında böyle bir konunun gündeme geldiğini ve iki ülke tarafından mağdur olanlara tazminatlar ödendiğini biliyoruz. 2013 görüşmelerinde Türk heyeti, ‘Türkiye’de tapusu olan mağdur Suriyelilere tazminat ödeyelim, siz de Suriye’de toprağı, tapusu olan Türk vatandaşlarına tazminat ödeyin’ teklifinde bulunmuş. Bu öneri Suriyeli yetkililerin işine gelmedi. Bizim arazilerimiz Suriye’de daha fazla. Kapalıçarşı, Amik Ovası ve Devlet Üretme Çiftliği’nde Suriyelilere ait, Osmanlı’dan kalma tapular olduğunu da biliyoruz.”
‘Maliye Bakanlığı’na müracaat ettik’
Faruk Hemdem Çelebi, “Türkiye’de 1062 sayılı Kanun yürürlükte. Devletimiz, vatandaş mağdur olduğunda nasıl ki ülke içerisinde koruyorsa, yurtdışında aynı korumayı göstermek zorunda. Maliye Bakanlığı’na geçtiğimiz 20 Ocak tarihinde müracaat ettik. Suriye’de muhatabımız yok. Mağduriyetimizi Maliye Bakanlığı’nın gidermesini talep ettik. Arazilerimizin tamamı üzerinde hak iddia etmiyoruz. Bizim yaptığımız hesaplamalara göre 32 milyon liralık tazminat alacağımız var. Biz bu paranın devlet kasasından çıkmasını da istemiyoruz. Türkiye yıllardır Suriyelilerden kalan arazileri işletip para alıyor. O paralardan ödeme yapılarak mağduriyetimiz giderilebilir. Diğer seçenek ise devlet büyüklerimiz, Suriyeli yetkililerle masaya oturup belli bir oranda anlaşıp tazminat hakkımızı Suriye’den talep edebilir. Yarın bir gün Suriye’de hükümet değişir, sulh olursa dedemizden kalan araziler masaya gelebilir. Şayet Maliye Bakanlığı’ndan olumsuz sonuç çıkarsa hakkımızı hukuk yoluyla ararız.”
Afrin ve çevresinde 82 bin hektar arazi
Faruk Hemdem Çelebi ile kuzeni Yusuf Genç, Afrin ve çevresindeki 82 bin hektarlık arazinin de gerçek sahibinin 2-3 kuşak önceki aile büyükleri olduğunu söyledi. Yusuf Genç şunları söyledi: “Babam Arif Genç Halep doğumlu. Babamın anne tarafından Afrin, Cinderes, Kurbe, Hekice, Molla Halil, Sıfriye, Aşkan gibi 12 köy ve kasabada 82 bin hektarlık kayıtlı, tescilli arazimiz var. Rahmetli babam 1973’te Şam’a gidip bu arazilerin tapu kayıtlarını tasdik ettirdi. Bu tapu kayıtları hem Türk Konsolosluğu’na, hem Türkiye Tapu Kadastro Müdürlüğü’ne tescil ettirildi. Dosyamız hazır. Hükümetimiz vakit bulur ve uygun görürse bir yasa ile yurtdışında arazisi olan mağdurların bu mağduriyetini giderecek adım atabilir. Biz hakkımız olan tazminatı önce Suriye Devleti’nden olmuyorsa da kendi devletimizden uygun gördükleri oran kadar talep ediyoruz. Suriye’de şu an için muhatabımız yok. Karşımızdaki bir terörist devlet. Dış politikada bizi sıkıştırmak isteyen güçlere karşı devletimiz Afrin’deki tapularımızı gündeme getirebilir.”
(Hürriyet)