'Mevlana'nın Balkanlara en büyük etkisi İslam'ın yayılmasındadır'

Kalkandelen Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzeti, ''Bölgedeki tüm halklara aşk, edep, kültür ve estetikle bütün olan İslam getirildi. Hazreti Mevlana'nın Balkanlara en büyük etkisi İslam'ın yayılmasındadır.'' dedi.

Makedonya'daki Kalkandelen Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin İzeti, Hazreti Mevlana'nın Balkanlara en büyük etkisinin, İslam'ın yayılmasında görülebildiğini belirtti.

İzeti, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana'nın yaşadığı dönemin İslam ilmi ve maneviyatı açısından çok bereketli ve doğurgan bir dönem olduğuna işaret ederek o dönemde Endülüs ve Anadolu'da siyasi açıdan sıkıntılar bulunduğunu ancak manevi ve ilmi bakımdan İslam dünyasına büyük etki bırakacak kişilerin de bu dönemde yetiştiğini ifade etti.

Mevlana'nın asıl kaygısının Allah'a yaklaşmak olduğunu vurgulayan İzeti, öğretilerinin, düşüncelerinin, inançlarının temel meselesi ve mihenk noktasının Allah'a aşk ve yaklaşmak olduğunu kaydetti.

Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihi Ma Fih isimli eserlerinde Mevlana'nın birçok boyutu ele aldığını söyleyen İzeti, "Aslında Mesnevi bir çiçek bahçesi gibidir. Fıkıh var, akait var, felsefe, edebiyat, mecaz ve belagat var. Tabii ki bunları yoğuran şerbet de İslam tasavvufudur. Mevlana İslam tasavvufunun büyüklerinden birisidir ve öğretilerinin merkezinde tasavvufi anlayış vardır." diye konuştu.

Her ciddi düşünürün öğretilerinin merkezinde ne varsa Mevlana'nın da öğretilerinde olduğunu kaydeden İzeti, Hz. Mevlana'nın kitaplarında Allah'a nasıl ulaşılacağının işlediğini ifade etti.

İzeti, Mevlana'nın, öğretilerinde Hazreti Muhammed'e olan saygı ve sevgiyi de işlediğini belirterek "Peygamber Efendimizin şahsiyetinde temerküz eden Hakikat-i Muhammediye'yi anlatır. Çünkü Hakikat-i Muhammediye ve Peygamber Efendimizin fiziki şahsiyeti farklı şeylerdir. Hakikat-i Muhammediye bugüne kadar devam eden, Peygamber Efendimizin dönemindeki o toplumun anlayışını işler. Ashabların, tabiinin, evliyaların, ehlibeytin, yani bütün bunların kendi öğretilerinin merkezinde yer almaktadır." şeklinde konuştu.

MEVLANA'NIN BALKANLARA ETKİSİ

Mevlana'nın, insanın kendi içine dikey yürüyerek Allah'a varmayı hedeflediğini vurgulayan İzeti, eserlerinde kendine has metodolojisinin bulunduğunu söyledi.

İzeti, son dönemlerde Mevlana'nın, insanların modern anlayışında hoşuna gittiği tarafıyla incelendiğini, bunun da kendilerini rahatsız ettiğini kaydederek "Hazreti Mevlana sadece hoşgörüden bahseden, sadece aşktan bahseden bir şahıs değildir. Hazreti Mevlana beş vakit namaz kılan, zekatını veren, orucunu tutan, haccına giden, peygamber için eriyen bir şahsiyettir. Buna rağmen tabii ki içinde aşk boyutu da müsamaha boyutu da var." ifadelerini kullandı.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Mevlana'nın Balkanlarda da etkili olduğunu ifade eden İzeti, Osmanlı anlayışındaki İslam'ın Balkanlara tasavvuf şerbetiyle yoğrularak getirildiğini aktardı.

"Balkanlara İslam'ı sadece sufilerin getirdiği" yönündeki söylemlerin yanlış olduğunu savunan İzeti, bunun genel olarak tasavvuf anlayışı etrafında toplandığını ifade etti.

Bölgedeki tüm halklara aşk, edep, kültür ve estetikle bütün olan İslam'ın getirildiğini aktaran İzeti, "Hazreti Mevlana'nın Balkanlara en büyük etkisi İslam'ın yayılmasındadır." ifadelerini kullandı.

İzeti, Mevlevi dergahlarının Üsküp, Saraybosna, Elbasan, Belgrad, Niş gibi Balkan şehirlerinde mevcut olduğunu dile getirerek "Bütün bu bölgelerde Hazreti Mevlana'nın edebinden hisse alanlar, o edebi bu bölgelere de taşımışlardır." dedi.

Arnavut edebiyatçıların da Mevlana'nın edebi anlayışından etkilenerek birçok şiir yazdığını aktaran İzeti, şunları söyledi:

"Mesela Arnavut edebiyatının en güçlü şairlerinden biri Naim Fraşeri, Şemsettin Sami'nin ağabeyidir. Naim Fraşeri'nin Kaval (Fyelli) isminde bir şiiri var. Kaval şiiri tamamen Hazreti Mevlana'nın ilk 18 beytinde yer alan Ney'in aynısıdır. Yani orada insan-ı kamilden bahsedilir. İnsanın kendi asli vatanından ayrı kalmasındaki şikayetinden bahsedilir. Naim'in diğer eserlerinde de böyledir. Mesela aşk üzerine bir şiiri var. Yunanca yazdığı, ondan sonra Farsça yazdığı Tahayyülat diye bir eseri var. Mevlana'nın çok etkisi var. Osmanlı döneminde Arnavutça yazılan şiirlerde de Mevlana'nın çok etkisi vardır."

Balkanlarda Mesnevi'den kaynaklanan bir geleneğin de belli bir süre devam ettiğini söyleyen İzeti, Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya'da Mesnevi sohbetlerinin yapıldını anlattı.

"MEVLANA'NIN ÖĞRETİSİNİN MERKEZİNDE EVRENSEL İNSAN VAR"

Mevlana'nın öğretisi, inançları, talimi ve marifetinin merkezinde zamanın ve mekanın insanı bulunmadığını kaydeden İzeti, "Merkezde olan evrensel insandır, insan-ı kamildir veya felsefe diliyle söyleyeceksek primordial insandır. Başı-sonu olmayan bir insandır. Her zamanda kendi mevcudiyetini hissettirecek insandır. Bu sadece İslam dünyasına ait bir mesele değildir. Batı'da Nietzsche de üst insan anlayışını ön plana çıkartmaya çalışmıştır, fakat bizdeki 'üst süperman' manasında değil, bir süreç içerisinde kemale ulaşan insandır." değerlendirmesinde bulundu.

Mevlana'nın etkisinin Paolo Coelho, Umberto Eco ve Marquez'de de görüldüğüne dikkati çeken İzeti, 20. ve 21. asırları süsleyen birçok edebiyatçıda bu örneğin görüldüğünü söyledi.

İzeti, Mevlana'nın sanata da etkisi bulunduğunu aktararak, Madonna'nın da eski şarkılarının birisinde Mesnevi'den sözler kullandığını hatırlattı.

Mevlana'nın etkisinin farklı alanlarda görülebileceğini aktaran İzeti, şunları kaydetti:

"Bunları bugün sinematografide de görmekteyiz. Mesela 'Matrix' filminin konusuna baktığınız zaman ikinci boyuttan, ikinci bir alemden bahsediyor. Biz buna tasavvufta alem-i misal diyoruz. Yani bir imajinasyon aleminden, dünyasından bahsediyor. 'Yüzüklerin Efendisi'ne baktığınız zaman hiç reel olmayan, fiziki bir gerçekliği olmayan fakat insanın rüyasında olabilecek olaylardan bahsediyor. Bu da bu şekil edebiyattan etkilenmektedir."

Mevlana'nın hem Müslümanlar, hem de Müslüman olmayanlar için iyi bir ilham kaynağı olduğunu vurgulayan İzeti, dünya barışına en önemli katkının Mevlana'nın insanları anlayarak tarif ettiği doktrin ve anlayışın geliştirilmesiyle gerçekleştirilebileceğini, insanların Mevlana'dan öğrenmesi gereken çok şey bulunduğunu sözlerine ekledi.AA