Merkez Bankası'ndan enflasyonda düşüş mesajı: Sıkı para politikası sürecek

TCMB, 23 Temmuz'da yapılan Para Politikası Kurulu Toplantısı'nın özetini yayımladı. Metinde, ''Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana, beklentiler öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası sürdürülecek'' ifadesi kullanıldı.

AA

TCMB Para Politikası Kurulunun 23 Temmuz'daki toplantısına ilişkin özet yayınlandı.

Özette, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiği, işgücü piyasalarındaki sıkılığın zayıflamaya başladığı ve arz talep dengesindeki normalleşme eğiliminin sürdüğü bildirildi.

Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2 artarak 2023 yılındaki yüzde 1,8'in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceğinin tahmin edildiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdüreceğinin değerlendirildiği belirtilen özette, "Gelişmiş ülkelerin birinci çeyrek büyüme verileri iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanmayı desteklerken, öncü göstergeler söz konusu toparlanmanın daha çok hizmet sektörü kaynaklı olduğuna işaret etmektedir. ABD ekonomisi büyüme eğilimi, diğer gelişmiş ülkelerden olumlu ayrışmaya devam etmiştir. Enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak amacıyla faiz indirim süreçlerinin temkinli yürütülecek olması ve jeopolitik gelişmeler 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir." ifadesi kullanıldı.

Özette, küresel enflasyondaki düşüş devam ederken ABD'de açıklanan son enflasyon verilerinin hizmet sektöründeki fiyat katılığının zayıflamaya başladığına işaret ettiği, gelişmekte olan ülkelerde (GOÜ) faiz indirimlerinin parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürüldüğü, bazı gelişmiş ülke merkez bankalarının da faiz indirim süreçlerine başladığı belirtilerek, "Enflasyon görünümündeki iyileşmenin devamı ve hizmet enflasyonuna dair son gelişmeler faiz indirim beklentilerini güçlendirse de gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz indirimlerinde temkinli bir yaklaşım izleyecekleri değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, küresel belirsizliklerle birlikte risk iştahı ve GOÜ'lere yönelen portföy akımları son dönemde dalgalı bir seyir izlemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.

"MEVDUAT FAİZ ORANLARINDAKİ GERİLEME SINIRLANMIŞTIR"

PPK Özeti'nde, parasal ve finansal koşullara ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:

"Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirası varlıklara yönelimiyle piyasada oluşan likidite fazlasının mayıs ayında kur korumalı mevduat hesapları ile mevduat ve katılım fonu hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının belirgin olarak artırılmasıyla sterilize edilmesi neticesinde mevduat faiz oranlarındaki gerileme sınırlanmıştır. Türk lirası mevduat faizleri, 28 Haziran haftasından bu yana 20 baz puan gerileyerek 12 Temmuz itibarıyla yüzde 56,16 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 31 baz puan azalarak yüzde 60,76 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (kredili mevduat hesabı hariç) faizleri 334 baz puan artarak yüzde 77,90 olarak gerçekleşirken, konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,24 seviyesinde oluşmuştur. Büyük ölçüde kampanyaların durumuna göre şekillenen taşıt kredisi faizleri 12 Temmuz itibarıyla yüzde 54,07'ye yükselmiştir."

"PARASAL SIKILAŞTIRMANIN KREDİLER VE İÇ TALEP ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ YAKINDAN İZLENMEKTEDİR"

Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği belirtilen özette, kredi büyümesi ve kompozisyonu göz önünde bulundurularak makro finansal istikrarı ve parasal aktarım mekanizmasını destekleyecek şekilde yabancı para kredilere yönelik ek önlemler alındığı, Türk lirası kredilere yönelik düzenlemenin ise korunduğu ifade edildi.

Bu kapsamda, yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırının yüzde 1,5'e indirildiği, Türk lirası kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırının sabit tutulduğu bilgisi verildi.

Yatırım kredilerine sağlanan istisnanın kapsamı genişletilerek, uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarından sağlanan kaynaklar kapsamında kullandırılan yatırım kredilerinin Türk lirası ve yabancı para kredi büyüme sınırlarından muaf tutulmasına karar verildiği ifade edilen özette, atılan parasal ve miktarsal sıkılaşma adımlarının etkisiyle Türk lirası kredi büyümesinde bir süredir görülen yavaşlama eğiliminin devam ettiği, YP kredi büyümesindeki gerilemenin belirginleştiği bildirildi.

Bu kapsamda, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının 21 Haziran haftasından bu yana azalarak yüzde 2,91 seviyesinden son toplantı haftasından bakıldığında 12 Temmuz itibarıyla yüzde 1,68 seviyesine gerilediği belirtildi.

Özette, söz konusu azalmaya temelde bireysel kredi kartları bakiyesi büyüme oranındaki gerilemenin katkı sağladığı, aynı dönemde Türk lirası ticari kredilerin sınırlı ölçüde büyümeye devam ettiği ve 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının yüzde 1,46 olarak gerçekleştiği bilgisi verildi. Bu dönemde kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalamasının getirilen sınırlamaların etkisiyle yüzde 4,13'ten yüzde 1,61'e gerilediği ifade edildi.

"KUR KORUMALI MEVDUAT HESAPLARINDAKİ ÇÖZÜLMEYİ HIZLANDIRACAK NİTELİKTE POLİTİKA ADIMLARI ATILDI"

PPK özetinde, parasal aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla kur korumalı mevduat hesaplarındaki çözülmeyi hızlandıracak nitelikte politika adımları atıldığı belirtilerek, "Bu kapsamda, 22 Temmuz tarihi itibarıyla açılacak ve yenilenecek kur korumalı mevduat hesaplarında uygulanacak asgari faiz oranı politika faiz oranının yüzde 80'inden yüzde 70'ine düşürülmüş ve bankalarca verilen ek getiriler kaldırılmıştır. Ayrıca YUVAM hesaplarının kapsamı yalnızca yurt dışı kaynaklı dövizleri kapsayacak şekilde daraltılmış, TCMB tarafından söz konusu hesaplara ödenen ilave getiri düşürülmüş ve bankalara ödenen komisyonlar kaldırılmıştır." denildi.

"TCMB BRÜT ULUSLARARASI REZERVLERİ, 12 TEMMUZ İTİBARIYLA 153,8 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ"

TCMB brüt uluslararası rezervlerinin, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 10,89 milyar dolar artarak 12 Temmuz 2024 itibarıyla 153,8 milyar dolara yükseldiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi, önceki PPK toplantı haftasından bu yana yaklaşık 20 baz puan düşüşle 22 Temmuz 2024 itibarıyla 259 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 22 Temmuz itibarıyla yüzde 10,63 düzeyine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 23,81 seviyesine gerilemiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana Devlet İç Borçlanma Senetleri piyasasına 1,70 milyar dolar giriş, hisse senedi piyasasından ise 129 milyon dolar çıkış olmak üzere toplam 1,57 milyar dolar net portföy girişi gerçekleşmiştir."

TCMB Para Politikası Kurulunun 23 Temmuz'daki toplantısına ilişkin özet yayınlandı.

Özette, yakın döneme ilişkin göstergelerin yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşlamaya devam ettiğini teyit ettiği belirtildi.

Mayıs ayında perakende satış hacim endeksinin, aylık ve çeyreklik bazda düşüş kaydettiği anımsatılan özette, aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleştiği, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlendiği ifade edildi.

Özette, ilk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksinin, mayıs ayı itibarıyla çeyreklik bazda sınırlı azalış kaydettiği belirtilerek, ikinci çeyrekte imalat sanayi firmalarına yönelik anket verilerinin, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu gösterdiğini kaydedildi.

Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitlerin de iç talepte yavaşlamaya işaret ettiği aktarılan özette, şu ifadeler yer aldı:

"Diğer yandan, ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer alması, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırmaktadır. İkinci çeyrekte kartla yapılan harcamalar çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürmüştür. Temmuz ayının ilk haftası itibarıyla kartla yapılan harcamalar aylık bazda sınırlı azalırken çeyreklik olarak yataya yakın bir görünüm ima etmektedir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, haziran ayında azalmakla birlikte halen seviye olarak bir önceki yıl ortalamasının üzerinde kalmıştır. Bu çerçevede, daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir."

"ÖNCÜ GÖSTERGELER, İMALAT SANAYİ KAPASİTE KULLANIM ORANINDA TEMMUZ AYINDA BİR MİKTAR DÜŞÜŞE İŞARET ETMEKTEDİR"

Özette, mayısta sanayi üretim endeksinin, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,7 artarken, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda sınırlı gerilediği anımsatıldı.

Çeyreklik bazda sanayi üretiminin yüzde 3,4 azaldığı aktarılan özette, nisan ayında üretimdeki azalışta Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu gerçekleşen köprü günleri de rol oynarken mayıs ayında gerçekleşen telafi niteliğindeki artışın sınırlı olduğu belirtildi.

Özette, "Tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen sektörler dışlandığında ise, ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki düşüşün genel endeksin ima ettiğinden daha az olduğu değerlendirilmektedir. Öncü göstergeler, imalat sanayi kapasite kullanım oranında temmuz ayında bir miktar düşüşe işaret etmektedir." ifadeleri kullanıldı.

Mayıs ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdamın, çeyreklik bazda yüzde 0,9 artarak 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği kaydedilen özette, "Bu dönemde, iş gücüne katılım oranı 0,3 puan artarken, işsizlik oranı 0,3 puan gerileyerek yüzde 8,4 düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede, temel iş gücü göstergeleri, iş gücü piyasasının ikinci çeyrek itibarıyla gücünü koruduğunu göstermektedir. Anket göstergeleri ise, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir." denildi.

Özette, mayısta cari işlemler açığının aylık bazda 1,2 milyar doları olarak gerçekleştiği, yıllıklandırılmış olarak ise 6,5 milyar dolar düşüşle 25,2 milyar dolara gerilediği belirtilerek, söz konusu gerilemede, büyük ölçüde altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki düşüşün etkili olduğu ifade edildi.

Diğer yandan, enerji dış ticaret açığındaki iyileşmenin sınırlı olduğu, altın dış ticaret açığının ise önceki aya kıyasla azaldığı aktarılan özette, bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlasının bir önceki aya göre artış kaydettiği belirtildi.

"YURT DIŞI BORÇLANMA İMKANLARI, BİR ÖNCEKİ AYA KIYASLA BİR MİKTAR İYİLEŞTİ"

Özette, geçici dış ticaret verilerinin, haziranda mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta düşüşe, ithalatta ise artışa işaret ettiği ifade edilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Bu çerçevede, yıllıklandırılmış olarak cari dengede haziran ayında sınırlı bir bozulma gerçekleşebileceği, seyahat gelirlerinin yüksek olduğu takip eden yaz döneminde ise cari dengedeki iyileşme eğiliminin tekrar devreye gireceği öngörülmektedir. Altın ithalatı haziran ayında tarihsel ortalamalarına yaklaşırken, yıllıklandırılmış olarak 21 milyar dolar civarına gerilemiştir. Tüketim malları ithalatı mayıs ayının ardından haziran ayında da azalmakla birlikte mevsimsellikten arındırılmış olarak yüksek seyretmeye devam etmektedir."

Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verilerinin temmuz ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimlerin, ihracatta daha ılımlı olmak üzere hem ihracat hem de ithalatta azalış ima ettiği vurgulanan özette, tüketim malı ithalatının seyrinin, parasal sıkılaştırmanın iç talep üzerindeki etkilerinin değerlendirilebilmesi açısından, çeşitli diğer göstergeler ile beraber yakından takip edildiği bildirildi.

Özette, cari açığın finansmanı tarafında ise, bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranının, mayıs ayında yüzde 128 civarında gerçekleştiği belirtilerek, söz konusu oranın, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 100 olduğu, bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının bir önceki aya kıyasla bir miktar iyileştiğinin gözlendiği kaydedildi.