'Menfez paşası' yalanlarıyla hayal gücünün sınırlarını zorladı'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) suikast timinde yer alan eski astsubay Zekeriya Kuzu, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Marmaris'e Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın emniyetini sağlamak için gittiğini, yakalandığı menfeze ise serinlemek için girdiğini söyleyerek, örgütün inkar stratejisinin en çarpıcı örneklerini sergiledi.

1

Hain darbe girişiminin ardından bağımsız mahkemeler önünde hesap  sorulan terör örgütü üyeleri, yargılama aşamasında örgütün yönlendirmesiyle inkar  taktiği uyguluyor.

İnkar taktiğini uygulayan FETÖ'cülerden biri de Cumhurbaşkanı  Erdoğan'a yönelik suikast girişiminin ardından kaçan ve menfezde yakalandığı için  "menfez paşası" olarak anılan eski başçavuş Zekeriya Kuzu.

FETÖ İLE BAĞLANTISINI SAVCILIKTA KABUL ETTİ

FETÖ'nün Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığındaki "üs imamı" olduğu  belirtilen Zekeriya Kuzu, yakalandıktan sonra Muğla Cumhuriyet Başsavcılığındaki  ifadesinde FETÖ ile Konya'da görev yaptığı 2005-2006 yıllarında tanıştığını,  burada kendisiyle ilgilenen "Yavuz" ismindeki kişiyle sohbetler yaptıklarını,  İzmir'e tayini çıktığında da Bornova'ya gelen bu kişinin kendisini "Öğretmen  Arif" olarak tanıtan başka bir kişiyle tanıştırdığını belirtti.

Israrla soy ismini öğrenmek istediği bu kişinin kendisine bu yönde  bilgi vermediğini, soru sorulmamasını rica ettiğini kaydeden Kuzu, "Arif ile  yaptığımız sohbetlerde Fetullah Gülen'in ismi geçtiği gibi kitaplarını da  okuyorduk. 2012 yılı temmuz ya da ağustos ayına kadar bu şekilde buluşmalarımız  devam etti. O dönemlerde bana tayininin çıktığını söyledi. Israrlarıma rağmen  nereye çıktığını söylemedi. Arif, bundan sonra görüşeceği kişi olarak 'Tahir'  isimli, yine öğretmen olduğunu söyleyen bir kişiyle tanıştırdı. Tanıştığım bu 3  kişinin de ortak özelliği telefon kullanmamalarıydı." beyanında bulundu.

İfadesini alan savcının sorusu üzerine "Paşa şeklinde bir lakabım  yoktu. Bu şekilde bana sadece 2. Ana Jet Üssü Komutanımız (Tümgeneral) Kubilay  Selçuk hitap eder." diyen Kuzu, sohbetlere katılan Yavuz, Arif ve Tahir'in üssün  içinde olup bitenlerden haberdar olduklarını, kendisine de zaman zaman bazı  istihbaratlar verdiklerini, buna göre görevlendirmeler yaptığını ifade etti.

KUZU'NUN YALANLARI

Zekeriya Kuzu, duruşmalarda, emniyet ve savcılıkta önceden verdiği  ifadeleri kabul etmedi. Tutarsız ifadeleriyle dikkati çeken Kuzu, duruşmalarda  önceki beyanlarıyla çelişen ifadeler kullandı.

Mahkemede her şeyi reddeden, emniyet ve savcılıkta söylediklerinin  yüzde 99'unu kurguladığını savunan Kuzu, daha önceki anlatımlarını "senaryo"  olarak niteleyen savunmasıyla dikkati çekti.

Sorgusunda "tehdit ve şantaja uğradığını", bu nedenle FETÖ'cü olduğu  yönünde ifade verdiğini öne sürüp, mahkemede, emniyette verdiği bütün ifadeleri  reddeden Kuzu, sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker olduğunu  iddia etse de MAK timindeki şüphelilerin mahkemedeki savunmaları kendisini  yalanladı.

SAVCILIKTA "DOLARLARI 'ARİF' DİYE BAHSETTİĞİM KİŞİ VERDİ" DEDİ

Cüzdanında bulunan 1 dolarlara ilişkin savcılıkta "Bu dolarları 'Arif'  diye bahsettiğim kişi verdi. Uzun bir süre önce (2008 veya 2010 yılı olabilir)  bir sohbetimiz sırasında Arif bana bir dolarlık banknot verdi. Bu parayı  Amerika'da bulunan Fetullah Gülen'in gönderdiğini, bereket olsun diye bu parayı  cüzdanımda taşımam gerektiğini söyledi. Ben de gırgır olsun diye 'Hocanın başka  işi yok mu para dağıtıyor' şeklinde cevap vermiştim. Bunun üzerine ben de aldığım  parayı cüzdanımda saklamaya başladım. Bu para halen Çiğli 2. Ana Jet Üssündeki  621099 plakalı askeri araçtaki cüzdanımda bulunur. Aramızda daha sonra bu parayla  ilgili bir sohbet geçmedi. Paranın seri numarasıyla ilgili de herhangi bir bilgim  bulunmamaktadır." şeklinde ifade veren Kuzu, mahkemede ise 1 doların G serisi  değil, B serisi olduğunu ve bu parayı yurt dışında okuyan oğlunun hatıra  maksadıyla kendine verdiğini iddia etti.

MAHKEMEDE "1 DOLARI BANA ARİF VERMEDİ" DEDİ

Mahkemede, FETÖ ile hiçbir bağlantısının olmadığını ileri süren Kuzu,  "Arif, oğlumun dershanedeki öğretmeniydi. 1 doları bana Arif vermedi. Yavuz,  Konya'daki bir komşumuzdu. Kapısında Zaman gazetesi görürdüm. Oradan aklıma  gelerek kurguladım. Arif'in atama yapılacak askerlerin belirlenmesinde etkili  olduğu yönündeki ifademi de kabul etmiyorum. Arif'in beni Tahir isimli kişiye  zimmetlemesi söz konusu değil, böyle bir şahıs yok. Genel kültürümden kaynaklanan  bir kurgulamaydı. FETÖ'ye üye değilim, hiçbir zaman olmadım. İfadelerimde  belirttiğim zaman ve şahısların yüzde 99'u hayali. Üzerimdeki baskı nedeniyle  böyle bir senaryo kurdum." dedi.

"MENFEZE SERİN OLDUĞU İÇİN GİRDİK"

Savcılık sorgusunda, kaçmaya çalıştığı sırada dinlenirlerken "İsmail  Yüzbaşı"nın (sanık İsmail Yiğit) kendilerine dönerek "Burada hizmet hareketinden  olmayan var mı?" diye sorduğunu, buna kendisi dahil orada bulunan 18 kişinin  itiraz etmediğini anlatan Kuzu, bu anlattıkları mahkemede kabul etmedi.

Marmaris Çetibeli bölgesinde bir menfez içinde yakalanması nedeniyle  "menfez paşası" olarak da anılan Kuzu, "Menfeze serin olduğu için girdik.  Dinlenip yola çıkarak teslim olacaktık. Üzerimizde 1,5 saat boyunca bizi  aradılar. Olay daha büyümesin diye kendimizi ifşa ettik." yalanlarıyla  duruşmaları izleyenleri şaşırttı.

Zekeriya Kuzu, ifadesinde Çiğli 2. Ana Jet Üssü'nün eski komutanı  Kubilay Selçuk'un kendisine "Paşa" diye hitap ettiğini de ifadesinde belirtmesine  karşın, mahkemede sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker  olduğunu aktardı.

Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ'nün "üs imamı" olarak da  bilinen Kuzu, "Marmaris görevi"ne yurt dışında bulunan 3 kişi dışındaki 13  MAK  personelinin katıldığını anlatarak, "Sıkıyönetim ilan edildiğini,  Cumhurbaşkanının emniyetini sağlamak  için gittiğimizi helikopterde öğrendik."  yalanını söyledi ancak bu beyanlarını mahkemede kendi ifadeleriyle yalanladı.

Zekeriya Kuzu, mahkemede, "15 Temmuz gecesi bir Skorsky, 14 civarında  özel kuvvet personeli indirdi. Onları arabamıza alarak malzemeliğe götürdük.  Liderleri, daha önceden tanımadığım Şükrü Binbaşı'ydı. Gökhan General, Şükrü  Binbaşı'ya 'Bu işin erbabı sizsiniz, bundan sonra biz size tabiyiz' dedi. Şükrü  Binbaşı, belirlenen makineli tüfekçilere hava fotoğrafı üzerinden görevlerini  anlatıyordu. 'O esnada Gökhan General'in uçuş ekibine bağırdığını duydum. Yüksek  sesle, emirleri Genelkurmay adına Hulusi Akar'dan aldığını, derhal kalkmaları  gerektiğini söylüyordu. Bu esnada kim olduğunu hatırlamıyorum ancak bizim ekipten  biri bana 'Cumhurbaşkanını almaya gidiyoruz' dedi. Ben de bu durumu içerisinde  bulunduğum helikopterin teknisyenine sordum. Kendisi bana baş parmağını  kaldırarak 'tamam' işareti yaptı." diye ifade vermişti. 

Kuzu, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadelerde FETÖ'ye üye olduğunu  söylediği 57 subay ve astsubay ismi vererek "güvenlik güçlerine yardımcı oluyor"  izlenimi vermesine karşılık, mahkemede bu isimlerin tamamıyla ilgili bilgi sahibi  olmadığını ileri sürdü.

Suikast girişiminin ardından kaçarken bir polisin cüzdanını gasbeden  Kuzu'nun "Ben ilerisini de düşünerek, bir polisin cüzdanını aldım, araç temininde  kolaylık sağlaması için bir polis kimliği ve telefonunu aldım" sözleri  iddianameye geçti. İddianamede, bu sözlerin sanıklar Şükrü Seymen ve İsmail Yiğit  tarafından da duyulduğu bilgisine yer verildi.

Sanık Kuzu, mahkemedeki ifadesinde ise "Hiçbir polis memurunun  parasını da cüzdanını da gasbetmediği" yönünde savunma yaptı.

4 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSE MAHKUM EDİLDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimi ve 2 polisin şehit edilmesine  ilişkin Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın en kilit sanıklarından  olan Kuzu, yargılama sonucu, "Anayasayı ihlal", "Cumhurbaşkanına suikast" ve 2  kez "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme" suçunu işlediği  gerekçesiyle 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi.

Kuzu, 4 kez ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "Cumhurbaşkanına  hakaret", "nitelikli kasten yaralama", "nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal",  "nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ve "nitelikli yağma" suçlarından  toplam 82,5 yıl hapisle cezalandırıldı.

MENFEZDE YAKALANMIŞTI

FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı gece Çiğli 2. Ana Jet Üs  Komutanlığından  Özel Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinden  askerlerin de içinde bulunduğu 3 helikopter havalanmış, Cumhurbaşkanı Recep  Tayyip Erdoğan'ın ayrılmasının ardından Marmaris'te kaldığı otele darbeci  askerlerce düzenlenen saldırıda 2 polis şehit edilmişti.

Saldırıdan sonra kaçan darbeci askerlerden MAK timinden Binbaşı Taner  Berber ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının "üs imamı" olduğu belirtilen  Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu ile Astsubay İlyas Yaşar, Astsubay Gökhan  Güçlü, Astsubay Üstçavuş Erkan Çıkat, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Faruk Göçmen   ve Astsubay Kıdemli Başçavuş Abdülhamit Gülerden, 25 Temmuz'da düzenlenen   operasyonda Marmaris-Muğla karayolu Çetibeli Mahallesi Gökçe Yokuşu mevkisinde  saklandıkları menfezde yakalanmıştı.

FETÖ'nün suikast timini yöneten ve darbe girişiminden sonra Türk  Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edilen Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'in de  aralarında bulunduğu darbeci 37 askerden 36'sı yakalanıp tutuklanırken, firari  eski Yüzbaşı Burkay Karatepe aranıyor.

(AA)