DR. SEVDA SARIKAYA / sevda.sarikaya@stargazete.com
Meloş nam-ı diğer Meliyabla (Meliha Ablanın kısaltılmışı), 15 yaşında kanser hastası bir köpek. Twitter'da rastladım hikayesine. Barınaktan Meloş'u sahiplenen Buğra Göz'le geliştirdikleri derin bağ beni çok etkiledi. Meliyabla'nın gözlerindeki derin anlam, Buğra Bey'e bakışı, kucağındaki sakinliği, tarif edilmez şekilde hissedilen aralarındaki bağın etrafa saçtığı sevgi ve huzur enerjisini sizlerle de paylaşmak istedim. Yavru ya da küçük yaşta ve sağlıklı hayvan sahiplenmek daha cazipken, Buğra Bey'in bu davranışının çok anlamlı ve örnek olması gerektiğini düşünüyorum.
Geçici yuvası olduğunuz Meloş'a daha sonra kalıcı yuva olmaya karar verdiniz. Kısaca Meloş'un hikayesinden bahseder misiniz?
Meloş'un bilinen hikayesi Patipark'ın melekleri tarafından barınaktan kurtarılması ile başlıyor. Buradan Patipark'ın yaşam alanına geçiyor ancak var olan birçok hastalığı sebebi ile bir kliniğe tedaviye gidiyor. Tedavisinin bitmesine yakın ilan açılıyor ancak kimse yaşı dolayısıyla ilgilenmiyor. Bu noktada ben kurtarıcısı Gülizar Hanım ile tekrar iletişime geçtim ve şu an bir çocuğa geçici yuva olabilecek durumda olduğumu söyledim. O da Meloş'un klinikteki zamanının dolduğunu ve alana dönmesinin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini söyledi. O gün iş çıkışı kendisini almaya gittim. Aldıktan sonra birkaç alanında uzman hekim ile görüştük ve kendisinin muhtemelen çok fazla çiftleştiğini, sokakta muhtemelen dayak yediğini ve istismara uğramış olduğunu söylediler. Bakışlarından ve aşamadığı insan çekincesinden de bunu anlamak çok zor değildi zaten.
İnsanlar genellikle sahiplenirken genç köpekleri tercih ediyorlar. Meloş'u sahiplenirken neler düşündünüz?
İnsanların genç köpek sahiplenme taleplerini yadırgamıyorum çünkü hayatlarının önemli bir kısmını geçirecekleri bir can istiyorlar. Bunun dışında tabii bir can yerine mal olarak görüp satın da alıyorlar. Ben Meloş'u veya herhangi bir çocuğu kurtarırken sadece bir cana yuva olmak ve ona iyi gelmek isteyerek yola çıkıyorum. Yaşlı olduğunu biliyordum ama hiç önemsemedim çünkü kendisini de gördüğüm an anladım ki Meloş'un sadece çok sevileceği ve iyi bakılması gereken bir yuvaya ihtiyacı vardı. Onu gördüğüm an tek isteğim bunları ona sunmak ve kalan ömrünü dilediği gibi sağlama isteğim oldu.
Henüz bir yıldır berabersiniz ama Meloş sizin gözünüzün içine bakıyor. İnanılmaz bir bağ var aranızda. Nasıl başardınız böyle bir bağ geliştirmeyi?
Meloş muhtemelen sevgi kavramından çok uzak kalmıştı. İlk eve geldiği süreçte tasma takmakta bile çok zorlanıyordum çünkü o kadar korkuyordu ki temastan. Hayatının on küsur yılında acı çeken bir çocuğun böyle davranması elbette doğal. Ben de onu fazla zorlamadan ve kendi izin verdiğince yaklaşmaya başladım öncelikle. Her gün biraz daha yakınlaştık ve yaklaşık iki ay sonra ofisten eve geldiğimde ilk kez kuyruk sallayarak beni kapıda karşıladı. O an yaşadığım duyguları inanın anlatamam. Meloş'un çok fazla insana güvenme isteği yok hala çok korkak bir çocuk. Ama bana bakışlarının ben de farkındayım. Belki minnet, belki de hak ettiği sevgiyi sonunda görmüş olmanın mutluluğu ile öyle bakıyor. Bu bağı kurmak zaman alsa da dünyada hiçbir canlıda bu denli bir bağ kurduğum için bu kadar huzurlu hissetmemiştim.
Siz daha önce de birçok köpeğe geçici yuva olmuşsunuz. Kaç yıldır bunu yapıyorsunuz, motivasyonunuzdan biraz bahseder misiniz?
Çok uzun yıllardır olmasa da elimden geldiğince önceliğim geçici yuva olmak. Benim asıl motivasyonum ne kadar çok çocuğu eve adapte edip yuvalandırırsam o kadar can kurtarmış olurum şeklinde. Aynı zamanda pandemi şartları dışında işimin sürekli seyahat gerektiriyor olması da bir etken.
Böyle bir cana yuva olmanın hayatınıza kattıkları nelerdir? Sizin kişisel gelişiminize katkıda bulunduğunu düşünüyor musunuz?
Meloş benim hayatımı temelden değiştirdi diyebilirim. Hayatıma önemli bir sorumluluk yükledi. Yaşlı bir köpek sahibi olmak hem bir yaşlı hem de bir çocukla uğraşmak gibi zaten. Hayatın daha düzenli hale gelmesi her köpek sahibinin karşılaştığı pozitif bir etkidir. Bunun dışında, Meloş gerçekten çok ayrı bir karakter. İlk günden bugüne bana kattığı en önemli şey sabır oldu... Gördüm ki sabrederek ilerlediğimizde hem Meloş hem de ben güvenmeyi öğrendik. İnsanlara karşı davranışlarım da Meloş ile çok değişti. Onun sayesinde empati yapabilmeyi, dinlemeyi öğrendim resmen. Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama Meloş beni daha iyi bir insan yaptı.
GEÇİCİ YUVA HAYAT KURTARIR
Bir cana daimi yuva olmak bazı kişiler için zor olsa da herkes geçici yuva olabilir sanırım. Bir cana geçici yuva olmak isteyenlere yapması gerekenlerle ilgili önerileriniz nelerdir?
Geçici yuva olmak çok önemli bir süreç. Her hayvan ayrı bir sorumluluk. Geçici yuva olmaktan insanlar korkabilir çünkü o bağı kurunca o çocuğu başkasına teslim etmek kolay değil. Bu noktada da yukarıda belirttiğim gibi ne kadar çok yuvalandırırsanız o kadar çok tatmin olursunuzu düşününce olay çözülüyor. Özellikle yoğun çalışma temposunda olup hayvan kurtarmak isteyen herkes geçici yuva olabilir. Geçici yuva olmak isteyenlerin ilk yapması gereken şey o çocuğa ne kadar geçici yuva olabileceğini öngörmektir. Bu sayede sürekli yer değiştirterek o çocuğu da yormamak gerekir. Sonra da sabır geliyor. Çünkü eve gelen hayvan muhtemelen sokaktan veya barınaktan gelecek. Evi bilmiyor veya unutmuş olabilir. O adaptasyonu sağlarken yaşanacak aksaklıklar mutlaka olacaktır. Daha sonra ilanlara bakmak yeterli zaten. Geçici yuva olmak isteyen bir adayı kimse geri çevirmek istemez çünkü aslında sahiplendirme sürecinin en önemli parçası bu. Son olarak geçici yuva hayat kurtarır diyerek konunun önemini bir kez daha vurgulayayım.
Meliyabla'nın gündelik yaşamını takip etmek isteyenler için Twitter adresi @GozMeliha Instagram adresi @tcmelosgoz.