1
Marmara’yı 45 saniye sallayan o korkunç depremin üzerinden tam 18 yıl geçti.7.4 büyüklüğündeki yok edici felaket bundan tam 18 yıl önce, 17 Ağustos’un ilk saatlerinde yaşandı. Depremin merkez üssü Gölcük olsa da İzmit, Adapazarı ve İstanbul’da ağır tahribatlara yol açmıştı. On binlerce insanı uykularında yakalayan deprem tamı tamına 45 saniye sürdü. O korkunç deprem Marmara Bölgesini adeta beton yığınına dönüştürmüştü. Büyük depremi, 300’ü aşkın artçı deprem izledi. O gece resmi raporlara göre 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 23 bin 781 kişi yaralandı. 285 bin ev ile 42 bin iş yeri kullanılamaz hale geldi, on binler evsiz kaldı. Peki, şimdi yıllardır söylenen ikinci büyük Marmara depremi ne zaman yaşanacak? Bizi bekleyen tehlikeler neler? Bu soruların cevabını MAK yönetim kurulu başkanı Yard. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu yanıtladı…
17 Ağustos depreminin üzerinden 18 yıl geçti. Geçen bu süre içerisinde beklenen İstanbul depremi gerçekten olacak mı?
Kesinlikle olacak ve bunu herkes kabul ediyor. Denizdeki araştırmalar sonucu faylar belirlendi ve tarihsel depremlere bakıldığında büyük depremin olacağı artık kesinleşti. Ancak depremin tarihi belli değil. Marmara Denizi’nde üç yıldır mikro deprem aktivitesi var. Marmara’da 5. büyüklüğünde deprem bir kez yaşandı. Büyük depremler ise 17 Ağustos’tan beri olmuyor. Fay incelendiğinde çeşitli yerlerinde bindirmeler, kırılmalar görüyoruz bu da fayın sıkıştırıldığı ve gevşediği konusundaki iddiaları güçlendiriyor. Bunlar üç yıldır artıyor. Ancak bu belirtiler birkaç hafta içinde deprem olur anlamına gelmiyor.
Peki, senaryo gerçekleşti diyelim biz bu depreme hazır mıyız? Depremin olası sonuçları ne olur?
Hazır değiliz. Çünkü riskleri arttırdık. Mesela kentsel dönüşümle bir binayı yıkıyor tekrardan yapıyoruz fakat yan tarafındaki binaya dokunmuyoruz. Bu çok yanlış. Çünkü büyük deprem Marmara depremi gibi olmayacak yani bir değil birkaç depremle gerçekleşecek ve böylece faylardaki enerji bitecek. Çok uzak olduğunu sanmıyorum.
İSTANBUL’DAKİ TARİHİN EN BÜYÜĞÜ OLABİLİR!
Marmara’nın fay hattı yapısından ve Türkiye’nin deprem potansiyelinden bahseder misiniz?
Türkiye’nin dünyaca meşhur Kuzey Anadolu fayı, Amerika’daki San Andreas adlı faya benzerliği ile bilinir. Bu fay doğrultusunda konuşacak olursak ciddi depremler üretebilme özelliğine sahip ve 1939 yılında başlayan Erzincan depremiyle fay Batı’ya doğru hareket etmeye başladı. Akabinde Gölcük’te yaşanan depremle İzmit Körfez’ine kadar geldi. Şimdiyse bu depremin devamı olacak.
İstanbul'un tehlikeyi hafif bir depremle atlatma ihtimali var mı?
Yılda iki, iki buçuk metre batıya doğru kayıyoruz. Bu kaymalar sürtünme yaratıyor ve enerjinin birikmesine sebep oluyor. Anadolu fayı hareket ederken, Kuzey Anadolu fayı oluşuyor. Hatay kısmı başta olma üzere Doğu Anadolu fayını oluşturuyor. Bunlar Türkiye’nin en ciddi fayları. Mesela Doğu Anadolu fayından hiç ses yok. Biz sessiz olan faydan korkarız. Doğu Anadolu fayı hareketlenirse Doğu Anadolu’nun hali çok kötü olur. Bunların önüne geçmek için tek çözüm kentsel dönüşüm. İnsanları bilinçlendirmek de önemli. İnsanlara depremin ne olduğunu öğreteceksin korkması serbest. Ancak panik olmamaları soğukkanlı olmaları lazım. Çünkü Marmara depremi hiçbir depreme benzemeyecek! Gölcük depremi daha insaflı bir depremdi fayları yavaş kırdı, ivmesi düşük kaldı ama şu an biriken enerji 7 buçuğa yakın yani bu depremleri hafif atlatma şansımız yok.
TÜRKİYE’DEKİ RİSK JAPONYA’DAN FAZLA
Türkiye’de en güvenilir bölge diyebileceğimiz bir yer var mı?
Konya diyorduk ancak geçen aylarda orada da bir deprem yaşadı. Ne Japonya ne de Çin’de ne de başka bir ülkede bizdeki kadar tehdit edici fay var. Türkiye her tarafından sıkışan bir ülke. En çok hasar verici depremlere sahip. Bunu rakamlarla doğrulamakta mümkün. En güvenli böyle diyebileceğimiz bir yer yok maalesef.
Marmara’nın büyük deprem haritasına bakacak olursak tarih bize ne anlatıyor?
Çoğumuz 17 Ağustos’u büyük deprem olarak bilsek de, 1509 yılında yaşanan deprem en büyük depremdir. 7’nin üzerinde bir deprem olduğu tarihi bilgilerde mevcut. İstanbul’da ciddi hasarlara sebep olmuş.
MARMARA KIYILARI SULAR ALTINDA KALABİLİR
Büyük Marmara depremi sonrası Marmara bölgesinde tsunami olma riski nedir?
Tsunami olur ama bu Sumatra tsunamisi gibi olmaz. Seyzim dediğimiz su hareketleri olur. Bunlar tusunami benzeri hareketlerdir. Tsunami dalga hızı uçak hızına eşittir seyzim ise hafif su hareketleridir. Marmara’da yaşanacak olanda seyzimlerdir.
Halk tarafından çok karıştırılan depremin büyüklüğü ve şiddeti arasındaki fark nedir?
Depremin şiddeti depremin gücünü ifade eder. Örneğin Gölcük depremi İstanbul’da 7 şiddetinde hissedildi. Depremin etkisi yere göre değişir. Mesela İstanbul Avcılar 17 Ağustos’u 7.8 şiddetinde hissetti. Bakırköy 7, Anadolu’nun bazı kısımları 6, Karadeniz’de ise daha düşüktü. Ancak depremin büyüklüğü bir tanedir. Bu büyüklük kaynağındaki büyüklüğüdür. Marmara depreminde saha gözlemleriyle ölçüldü ve 7.4 şiddetinde olduğu söylendi. Büyük Marmara depremi zamanında, deprem istasyonlarımız olmadığı için şiddet net olarak ölçülemedi. Bu tür depremlerde uzak istasyonlardan ölçülen değerler depremin şiddetinin en doğru ölçüsüdür.
Artçı deprem ile deprem arasındaki fark nedir?
Artçı dediğimiz şey kırılmanın devamıdır. Artçılar rahat ettirir çünkü o depremler büyümez. Deprem dediğimiz şey ise farklı büyüklükte yaşananlardır.
Gölcük depremi insaflıydı, fayları yavaş kırdı, ivmesi düşük kaldı. İstanbul’daki öyle olmayacak. Şu an biriken enerji 7.5 büyüklüğünde depreme işaret ediyor.
BODRUM DEPREMİ EGE’Yİ 4.5 SANTİM KAYDIRDI
Bu aralar Ege Bölgesi’nde sık sık yaşanan depremler neyin habercisi?
Sonuncusu 6. 7 olarak ölçüldü. Bodrum’daki depremi teorik olarak anlatacak olursak; Arap levhası bizi kuzeye doğru itiyor, Kuzeyde de Avrasya (Avrupa, Asya) levhası mevcut. Arap levhası ilerliyor ancak Avrasya levhası kıpırdamıyor, kıpırdasa da çok az hareket ediyor. Hareket az olduğu için bu sefer de batıya doğru bir hareket başlıyor. Bu da Anadolu levhasını batıya doğru hareket etmeye zorluyor. Bu hareketler yaşanırken, Kuzey Anadolu fayı oluşuyor ve yırtılıyor. Bunun sonucu da daha sonra doğu Anadolu fayını oluşturuyor. Bu hareket devamlı bu şekilde ilerlerken Afrika levhası da aşağıdan bize doğru yaklaşıyor ve bizi sıkıştırıyor. Batıya doğru hareket eden ve güçlü bir fay olan Kuzey Anadolu fayı Gökçeada önlerine gelince Girit’e doğru dönmeye başlıyor. Anadolu bloğu yılda iki, iki buçuk santim yol alırken son ölçümlere bakıldığında yılda dört, dört buçuğa çıktığı gözlemleniyor. Yani rakamlar iki buçuk katına çıkıyor. Bu ne demek? Ege kıyılarının açılması demek. Ege’de şu sıralar yaşanan depremlerin kaynağı aslında bu.
YAŞADIĞIMIZ 2004’DEKİLERİN DEVAMI
Bu depremler 2004’de o bölgede yaşananların devamlarıdır. Akdeniz Gökova’da Afrika levhası altımıza dalmaya başlıyor. Dalma aşağıdan üst kısımlara doğru olduğu için Ege bölgesi hızlıca açılmaya devam ediyor. Açılmalar düşey hareketlerle oluyor. Çanakkale’de de daha düşük hareketler olduğu için açılma şiddeti Ege’deki gibi değil. Tehdit edici faylar İzmir yakınlarındakiler.
Ülkemizde depremleri haber verecek bir teknoloji geliştirildi mi?
Türkiye olarak böyle bir çalışmanın içindeyiz. DOHAD ve çeşitli belediyelerin destesiyle bir istasyon ağına sahibiz. İstasyonlar Marmara’nın kuzeyi Tuzla başta olmak üzere Yalova-Çınarcık, Bursa-Nilüfer ilçesinde yer alıyor. Bursa Nilüfer’deki istasyonumuz, 2007 yılında bir takım belirtiler gözlemlenerek kuruldu ve depremleri orada ölçüyoruz. Bu ağ sayesinde depremi önceden tespit etmeye çalışıyoruz.
Son olarak vatandaşların depremleri daha az can ve mal kaybı yaşayarak atlatmaları için neler yapılmalı?
Biz deprem sonralarında yardımını esirgemeyen bir ülkeyiz. Ancak sorun şu ki; öncelik hazırlıklarında yokuz. Risk azaltama olayımız yok. Yat kalk, cenin pozisyonuna gir böyle şeylerle depremin üstesinden gelemeyiz. Ben, Bakırköy MAK Derneği kurucusuyum. Her mahallede mahalle afet gönüllüleri (MAK) kurmamız gerekiyor. Benim söyleyeceğim şey, büyük Marmara depreminin olacağı ve bu depremden en az zararı görmek. İsviçrelilerin bize getirdiği MAK modeliyle verilecek eğitimle, insanlar yangınları söndürebilir, ilkyardım konusunda bilinçlendirilebilir. Bu eğitim sadece deprem için değil yangın, terör sel gibi olaylar için de verilmelidir. Ancak basit ve anlaşılır sade bir dille olması önemlidir.
KARINCALAR HABER VERİYOR
Depremi doğadaki hayvanların hareketliliğinden anlayabilir miyiz?
DOHAD (Doğa Hareketleri Araştırma Derneği) bu sistem üzerine kuruldu. Dernek kuşların, karıncaların, bulutların panik halindeki durumlarını gözlemleyerek artçı birçok depremin olacağını öncesinden bize göstermiştir. En güzel tepkiyi panik halinde olan karıncalar vermiştir.
Doğu’da yaşanan depremlerin tehlikesinin boyutları nedir?
Doğu için büyük endişelerim var. Kentler, köyler, ilçeler üfleseniz uçacak gibi. Doğunun geçmiş tarihlere bakacak olursak medeniyetler şehri olmasına rağmen örneğin Hatay beşik gibi sallanmış. Doğu Anadolu fayı bu şekilde gidiyor ve Karlıova’da kesiliyor. Bunun akabinde batıya doğru hareket başlıyor. Eğer o kırılma başlarsa orada da seri halde depremler yaşanacak. Bu civarda Atatürk barajı, Keban barajı gibi önemli barajlarımız var ve bu barajların sağında solunda diri faylar var. Bu diri fayların ne yapacağını kestiremediğimiz için bizi nelerin beklediğini bilemiyoruz.
MELEK AYDIN / STAR.COM.TR