AKŞAM GAZETESİ
Marmara Denizi'nde artan müsilaj (deniz salyası) sorununa dikkat çekmek isteyen serbest dalış rekortmeni Şahika Ercümen, kirliliğin en yoğun olduğu güney bölgesinde farkındalık için umut dalışı yaptı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilciliği'nin 'Sudaki Yaşam Savunucusu' olan Ercümen'in dalışında hem yüzeyde hem de dipte kaydedilen görüntüler, durumun vahametini gözler önüne serdi.
'DENİZLERİMİZ ÖLÜYOR'
İlk defa müsilajla temasta bulunduğunu söyleyen Şahika Ercümen, "Kaygan, sabun köpüğü gibi. Elimle temizlemeye çalıştıkça onlar daha çok ve tekrar bir araya geliyor sanki yok etmesi mümkün olmayan bir organizma gibi suyun içinde ve tüm canlılığın üzerini kaplamış durumda" dedi.
Felaketin boyutuna vurgu yaparak acil önlem çağrısı yapan Ercümen, dalışta tanık olduğu manzarayı şöyle anlattı: "Resmen bir şehri sanki böyle hayalet bulutların sardığını düşünün. Suyun altı da aynen bu şekilde. Bu sadece görüntü olarak değil, tüm deniz canlarının da üzeri sarılmış, onların tüm yaşam fonksiyonlarını da bastırmış durumda. Suyun altı ve denizlerimiz can çekişiyor."
45 GÜNDE MARMARA'NIN TAMAMINI SARDI
Dalışa eşlik eden Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın 23 Ekim'de Erdek'te başladığını belirterek, "45 günde bütün Marmara'ya yayıldı. Yüzeyden itibaren 30 metre derinliğe kadar örümcek ağı gibi Marmara Denizi'nin altı örülmüş durumda" dedi. Marmara'ya dökülen atıkların sadece yüzde 30'unun arıtıldığını söyleyen Sarı, müsilajın deniz dibinde doğal filtre yapan sünger, pinalar ve mercanları da öldürdüğünü aktardı.