Lezzet festivaline 2.5 milyon ziyaretçi

Gaziantep, 4. kez gastronomi festivaline ev sahipliği yaptı. 70 ülkeden lezzet tutkunlarını, 300 ünlü ve Michelin yıldızlı şefi ağırlayan GastroAntep, 2.5 milyona yakın ziyaretçiyle rekor kırdı.

YELİZ COŞKUN

Bu yıl 4'üncüsü düzenlenen Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali (GastroAntep) önceki gün sona erdi. Güneşten, topraktan ve tarihten gelen yerel lezzetlerin dünyaya tanıtıldığı festivali, yurtiçi ve yurtdışından 2.5 milyona yakın kişi ziyaret etti. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla gerçekleşen festival, yaklaşık 70 ülkeden katılımcı, 20'si Michelin yıldızlı 300 ünlü şefi buluşturdu.

100. YILDA 100 COĞRAFİ İŞARET

Bu yılki teması 'Sürdürülebilirlik' olan festivalde, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılında tescillenen 100 coğrafi işaretli üründen 60'ının tescil belgelerinin teslimi için tören yapıldı. Festival etkinlikleri kapsamında, Rayiha Baharat Müzesi ve Peynir Müzesi törenle ziyaretçilerine kapılarını açtı. Rekor ziyaretçi sayısına ulaşan GastroAntep'te; paneller, Michelin yıldızlı şeflerle workshoplar, uzman konukların katıldığı söyleşiler düzenlendi. Festival, Gaziantep yemek kültürünü ve ürünlerini dünya gastronomisine tanıtarak, ürünlerin yurtdışı restoran menülerine entegre edilmesini sağlamayı başardı. Geçtiğimiz yıllarda GastroAntep'e katılıp daha sonra menüsüne Antep yemeği ekleyen dünyaca ünlü şefler oldu. Bunlar arasında İspanya'dan Elena Arzak, Dani Garcia, Oriol Castro, Andoni Luis Aduriz gibi dünyanın yıldız şefleri var.

YÖRESEL ÜRÜNLERİMİZ SINIRLARI AŞIYOR

Gaziantep'in gastronomi sektöründeki yerini yorumlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şunları söyledi: "Artık biz San Sebastian ile yarışıyoruz. Dünyanın en ünlü gastronomi şehrinde, festivalinde ne varsa bizim şehrimizde de festivalimizde de mevcut. Festival sayesinde yöresel ürünler sınırlarını aşarak, farklı ülkelerin tabakları, mutfakları ve sofralarına kadar ulaşabiliyor. Bu üretim sürdürülebilirliğini garanti altına alırken, tatların korunması, kültürün yaygınlaştırılması ve nesillere, farklı coğrafyalara aktarılması adına da imkanlar sunuyor."