HABER MERKEZİ
Siyaset yalnızca sandıkta değil, gündelik hayatta da ayrıştırıcı bir rol oynamaya devam ediyor. Prof. Dr. Behçet Yalın Özkara'nın YouTube kanalı AkademikLink üzerinden paylaştığı araştırma, kutuplaşmanın yalnızca ideolojik düzeyde değil, sosyal ilişkilerde de belirginleştiğini ortaya koydu. 11 bin 311 kişiyle yapılan ankette, farklı parti seçmenlerinin birbirleriyle kurabilecekleri olası samimi arkadaşlıklar sorgulandı.
Siyasi kimlikler arasında kurulan bariyerler, bireyler arasındaki güven ilişkisini zayıflatıyor. Araştırmanın ortaya koyduğu veriler, Türkiye'de siyasi kutuplaşmanın sadece siyasi alanda değil, insani ilişkilerde de ciddi bir duvar ördüğünü gözler önüne seriyor. Farklılıkları anlamaya değil, dışlamaya dayalı bu bakış açısı, toplumsal uzlaşının önündeki en büyük engellerden biri olarak öne çıkıyor.
Araştırma sonuçlarına göre, "CHP'ye oy veren biriyle samimi arkadaşlık kurabilirim" diyen AK Parti seçmeninin oranı yüzde 76,9 gibi yüksek bir düzeyde seyrederken, aynı soruya CHP seçmeninin verdiği olumlu yanıt oranı yalnızca yüzde 25,3'te kaldı. Yani her dört CHP seçmeninden sadece biri, bir AK Partiliyle yakın arkadaşlık kurabileceğini belirtti.
Araştırmanın diğer çarpıcı bölümü ise katılımcıların karşı tarafı nasıl tanımladığına dair sorularda ortaya çıktı. AK Partililer, CHP seçmenini daha çok "seküler", "cahil" ya da "Kemalist" gibi görece daha nötr ifadelerle tanımlarken, CHP'liler AK Partililere yönelik daha sert sıfatlar kullandı: "Cahil", "koyun", "çıkarcı" gibi tanımlar dikkat çekerken, olumsuz algının daha yoğun olduğu gözlendi.
Anketin yürütücüsü Prof. Dr. Özkara, ulaşılan verileri yorumlarken dikkat çekici bir tespitte bulundu: "AK Parti seçmeni karşı tarafla arkadaşlık kurmaya daha açıkken, CHP'ye oy veren kesim bu konuda belirgin bir mesafe koyuyor. Bu durum, kutuplaşma söylemini sahiplenenlerin aynı zamanda ayrışmayı derinleştirdiğini gösteriyor."