Kurtuluşun yolu aşıyla bağışıklık

Salgının kırıcı etkisinden uzaklaşmak için aşılanmanın şart olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuztürk “Yaz başında toplum bağışıklığı için kriter olan yüzde 60-70'lik orana ulaşırsak konforlu yaşama kavuşuruz” dedi.

HABER MERKEZİ

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, Çinli SinoVac firmasının geliştirdiği aşı uygulamaları hakkında bilgi verdi. İnaktif yani ölü virüs aşılarının yan etkileri hakkında bilgi sahibi olduklarını belirten Oğuztürk, “İnaktif aşılar yapıldığında, uygulama yerinde hafif kızarıklık, hafif ateş veya halsizlik durumları ortaya çıkabilir. Ama bunun kısa bir süre sonra geçtiğini ve ciddi anlamda bir yan etkisinin olmadığını çok net bir şekilde ifade edebiliriz” diyerek şunları kaydetti:

YÜZDE 90 ETKİNLİK

“Kliniğimizde, kendi arkadaşlarımız da dahil bu aşıyı yaptıranlarda ciddi bir yan etki olmadı. Aşı geldiğinde ben de yaptıracağım. Etkinlik oranı olarak yüzde 90’lar gerçekten çok değerli rakamlar. Aşı çalışmalarında genel anlamda yüzde 70’in üzerindeki başarı oranı, o aşının toplum üzerinde başarı sağladığının ifadesidir. Bu anlamda vatandaşlarımıza, komplo teorilerine inanmadan, bilim insanlarının sözlerine riayet ederek aşıyı yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Yaz başında toplum bağışıklığı için kriter olan yüzde 60-70’lik oranda aşılamaya eriştiğimizde, daha konforlu bir yaşam düzeninin olduğu bir yaz dönemi geçireceğimizi düşünüyorum.” 

KOVİD GEÇİREN YAPTIRMAYACAK

Aşının ilk dozu yapıldıktan sonra bağışıklığın sağlanmaya başladığını belirten Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, asıl uyarılmanın 2’nci dozdan 10 gün sonra maksimum düzeye geldiğini belirterek şöyle konuştu: “Eğer bir kişide Kovid-19 geçirdikten sonra bağışıklık yanıtı oluşmuşsa, aşı olmasına gerek kalmayabilir. Hastalığı geçirdiniz, 6 ay sonra bağışıklık yanıtınız düşebilir. Bu durumda antikora bakılarak aşı olunabilir.”

AŞILARA ACİL KULLANIM ONAYI  

‘Beşeri Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği’ne’ ‘Acil Kullanım Onayı’ eklendi. Buna göre; halk sağlığını ciddi tehdit edici hastalıklarda kullanılacak ve güvenlilik, kalite ile ilgili kapsamlı verilerin henüz sağlanamadığı aşılar için acil kullanım onayı verilecek.  

HALKIN KAFASI HALA KARIŞIK 

NG Araştırma 9-13 Aralık tarihleri arasında, 81 ilden 15 yaş üzeri 2 bin 145 kişinin katılımıyla salgın araştırması gerçekleştirdi. İşte o sonuçlar: 

Salgın ne zaman kontrol altına alınır: “%3’ü 1 ay, %24.6’si 2-5 ay, %64’ü 6 aydan daha fazla“ yanıtı verdi.

Test sayıları yeterli mi: Her 5 kişiden 3’ü testi yeterli bulmadı. %24 evet, %61’i hayır, %16’sı kararsız.

Korunmak için önlem alıyor musunuz: %98’i önlem aldığını söyledi.

Yakınlarınızdan hastalığa yakalanan var mı?: %74’ü çevresinde koronavirüs tespit edilenler olduğunu belirtirken, %26’sı yakınlarından birisinin virüse yakalanmadığını ifade etti.

Aşı yaptıracak mısınız: Aşı yaptırmak isteyenlerin oranı %27, kararsızlar ise %46. “Yeni bir aşı olduğu için yan etkilerinden endişe ediyorum %55.” “Aşının üretildiği ülkeye/şirkete güvenmiyorum %20.” “Aşının koronavirüse karşı koruyucu olacağını düşünmüyorum %8.” “Gerekli tedbirleri aldığım için aşıya gerek duymuyorum %6.” “Eğer aşı ücretli olursa maddi durumumdan dolayı yaptırmayı düşünmüyorum %4.” “Kendimi koronavirüs için riskli grupta görmüyorum %4.”

Hangi ülkenin aşısına güveniyorsunuz: Pfizer-Biontech %27, Sinovac %8, AstraZeneca %5, Sputnik V %2, hiçbiri %26. 

SOĞUK ZİNCİR YERİNE MİKRO-KÜRECİK TEKNOLOJİSİ

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nesrin Özören ile ekibinin çalışmaları sonucunda ortaya çıkan ‘Mikro-Kürecik’ teknolojisinin dünya çapındaki patenti Vaccizone Firması’na lisanslandı. Mikro-Kürecik teknolojisi sayesinde aşılar 30 gün boyunca oda sıcaklığında bozulmadan ve soğuk zincir ihtiyacı olmadan korunabiliyor. Törende konuşan Prof. Dr. Özören şunları kaydetti: “Bu şirketim ve benim için hayallerimizin gerçekleşmesi anlamına geliyor. Bundan sonra patentli mikro-kürecik teknolojisi sayesinde başta koronavirüs olmak üzere, grip ve kanser tedavileri için geliştireceğimiz yeni yöntemlerden elde edilecek gelirler, firmamızın daha da gelişmesine olanak tanıyabilecek. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi de bu gelirden pay alacak.”