Türkiye ve Yemen'in gündeme getirdiği Kudüs tasarısı, Birleşmiş Milletler'de ABD ve diğer ülkeler arasında bir savaşa yol açmıştı. Başkan Trump, Kudüs'ü İşgalci İsrail'in başkenti olarak tanıyan kararı yok sayacak oylamada ABD'nin istediği tercihi yapmayan ülkelere para yardımını keseceklerini ilan etmişti. 21 Aralık’ta saat 18.00 itibariyle oturum başladı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda ABD'nin Kudüs kararını geri almasını öngören bir tasarıyı oylandı. Bağlayıcı niteliği bulunmayan tasarı 128'e karşı, 9 oyla kabul edildi. 35 ülke ise çekimser kaldı. ABD ve İsrail dışında, Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Nauru, Mikronezya, Palau ve Togo, Donald Trump'ın Kudüs kararını destekleyen ülkeler oldu.
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, BM Genel Kurulunda kabul edilen Kudüs kararına "hayır" oyu veren, çekimser kalan ve oylamaya katılmayan ülke temsilcilerine resepsiyon davetinde bulunduğu bildirildi.
Haley'in, mektubunda söz konusu ülkelere "ABD ile olan dostluklarından dolayı bir teşekkür" olarak nitelediği resepsiyonun 3 Ocak Çarşamba günü yapılacağı belirtildi. Detaylara haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN KUDÜS TWEETİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye karşı BM'de kabul edilen Kudüs tasarısını ilişkin yaptığı açıklamada, "Kudüslü Muhammed kardeşim ile dünyaya mesajımız şudur: "Kudüs, kırmızı çizgimizdir." dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail askerleri tarafından gözaltına alınıp serbest bırakılan ve psikolojik destek için Türkiye'ye getirilen down sendromlu Filistinli Muhammed et-Tavil ve ailesini kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde down sendromlu Filistinli Muhammed et-Tavil, annesi Vecihe ve babası Halil İbrahim et-Tavil'i konuk eden Erdoğan, Filistinli aileyle bir süre sohbet etti.
Daha sonra, kabul sırasında Muhammed et-Tavil ile Rabia işareti yaparken çekilen fotoğrafı Twitter'dan paylaşan Erdoğan, paylaşımında, "Kudüslü Muhammed kardeşim ile dünyaya mesajımız şudur, Kudüs kırmızı çizgimizdir." ifadesine yer verdi.
KUDÜS SON DAKİKA HABERLERİ
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley'in, BM Genel Kurulunda kabul edilen Kudüs kararına "hayır" oyu veren, çekimser kalan ve oylamaya katılmayan ülke temsilcilerine resepsiyon davetinde bulunduğu bildirildi.
Haley'in, mektubunda söz konusu ülkelere "ABD ile olan dostluklarından dolayı bir teşekkür" olarak nitelediği resepsiyonun 3 Ocak Çarşamba günü yapılacağı belirtildi.
ABD ve İsrail'in yanı sıra Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Mikronezya, Nauru, Togo ve Palau tasarıya karşı oy kullanmıştı.
Genel Kurulda konuşan Haley karara sert tepki göstermiş ve üye ülkeleri ABD'nin kararına karşı oy kullanmamaları konusunda tehdit etmişti.
Haley, "ABD, Kudüs'e büyükelçiliğini taşıyacaktır. Bunu bizden ABD halkı istiyor ve doğru olan da budur. Hiçbir oylama bunu değiştirmeyecektir ama bu oylama Amerikalıların BM'ye nasıl baktığı ve bizim bize BM'de saygısızlık yapan ülkelere nasıl baktığımız konusunda bir fark yaratacaktır." demişti.
KUDÜS OYLAMASINDA HAYIR OYU VEREN ÜLKELER HANGİLERİ?
Bağlayıcı niteliği bulunmayan tasarı 128'e karşı, 9 oyla kabul edildi. 35 ülke ise çekimser kaldı.
ABD ve İsrail dışında, Guatemala, Honduras, Marshall Adaları, Nauru, Mikronezya, Palau ve Togo, Donald Trump'ın Kudüs kararını destekleyen ülkeler oldu.
ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, tasarıdan yana oy kullanacak ülkeleri mali yardımları kesmekle tehdit etmişti.
BM KUDÜS OYLAMASI ÇEKİMSER OY KULLANAN ÜLKELER
Avustralya, Antigua-Barbuda, Arjantin, Benin, Butan, Bosna Hersek, Kanada, Hırvatistan, Çekya, Dominikler, Ekvator Ginesi, Fiji, Litvanya, Lesoto, Meksika, Panama, Paraguay, Filipinler, Polonya, Romanya, Tuanda, Soloman adaları, Güney Sudan, Trinida Tobago, Tuvalu, Uganda ve Vanuatu ise oylamada çekimser kaldı.
KUDÜS OYLAMASI NEDEN ÖNEMLİ?
Pazartesi günü BM Güvenlik Konseyine sunulan tasarı, 15 üyeli konseyde sadece ABD’nin vetosu ile reddedilmiş, tasarının BM Genel Kuruluna taşınması kararı alınmıştı. BM Genel Kurulunda alınacak kararın bir bağlayıcılığı bulunmazken, karar ABD ve İsrail'i uluslararası alanda baskı altına almak için büyük bir önem taşıyor.