1
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şunu çok açık, net söylemem lazım, yani Suriye’ye barışı getirme noktasında artık en önemli adım, en önemli aktör birinci derecede Rusya Federasyonu’dur. Burada Rusya ve Türkiye beraber adım atmak suretiyle biz bu işi çözmeliyiz diye düşünüyorum." dedi.
"TÜRKİYE RUSYA İLİŞKİLERİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILACAK"
Erdoğan, Saint Petersburg'da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı görüşme öncesi Rus haber ajansı Tass ve devlet televizyonu Rossiya 24'e ortak röportaj verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ile yapacağı görüşmede gündeme gelecek konular ve Türk tarafının beklentileriyle ilgili soruya şöyle cevap verdi:
"Tabii talihsiz bir uçak düşürme olayından sonra 8 aylık bir süre geçti. 8 aylık bu süre içerisinde gerçi birçok münasebetlerimiz devam etti. Ancak bizim Türkiye-Rusya ilişkilerinde biliyorsunuz ekonomik alanda 100 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı, tabii bu aksamaya uğradı. Bazı dev projelerimiz bu arada aksamaya uğradı, Akkuyu Projesi gibi. Şimdi tabii bunları yeniden ele alma fırsatımız olacağı gibi inanıyorum ki Türkiye-Rusya ilişkilerinde yeni bir sayfa açılacak.
Bu yeni sayfanın içerisinde gerek siyasi, gerek askeri, gerek ekonomik, gerek ticari, gerek kültürel, bütün bu alanları kapsayan ve bölgesel iki önemli aktör olarak da yapacağımız birçok şeylerin olduğuna inanıyorum ve bu inançla da Rusya seyahatini gerçekleştireceğiz. Ve bu konuda hiç tereddüdüm yok, Sayın Putin’in de bu noktada hazırlıklarını buna göre yaptığını, ben de hazırlıklarımı buna göre yaptığımı televizyonunuz vasıtasıyla ifade etmek istiyorum. Yeniden bir doğuş olarak, iki ülke arasında adeta yeni bir başlangıç olarak, yeni bir sayfanın açılması olarak bu ziyareti görüyorum. Şimdiden gerek Sayın Vladimir’e, gerekse tüm Rus halkına şahsım ve Türk halkı adına kalbi selamlarımı gönderiyorum." Türk hava sahasını ihlal ettiği için düşürülen Rus uçağının pilotunu, Suriye'de öldüren kişinin cezalandırılıp cezalandırılmayacağına ilişkin soruyu Erdoğan, şu şekilde yanıtladı:
"Şimdi bu konuyla ilgili olarak zaten bunu gönderdiğim mektubumda da ifade etmiştim. Yani bu olayın bizler için talihsiz ve üzüntü verici bir olay olduğunu ifade etmiştim ve bu olayın bu noktada özellikle tabii Suriye tarafındaki faillerinin, failinin daha doğrusu yakalandığını ve yakalandıktan sonra da adalete teslim edildiğini ve bu sürecin de devam ettiğini söylemiştim.
Fakat bütün bunlarla ilgili pilotlara yönelik süreçte ayrıca araştırılması, burada yani kendilerinin angajman kuralları dışında herhangi bir şeyleri var mı, bunu araştırın demiştik. Fakat bu pilotun Suriye tarafında ölümüne neden olan veya öldüren kişi biliyorsunuz şu anda cezaevinde, o günden bugüne hala cezaevinde, bununla ilgili yargı süreci de devam ediyor, bunu da özellikle vurgulamak isterim."
"15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi ve sonrasındaki sürece ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti: "Tabii halkına ve devletine karşı böyle bir darbe girişiminde bulunanlara karşın bir defa onların hesap edemedikleri bir şey vardı. Öncelikle kendileri nasıl devlet kurumları içerisinde yer aldıysa, Silahlı Kuvvetler’de, polisimizin içerisinde, yargının içerisinde, onlara karşı olan vatanperver ve milletini seven askerimiz de var, polisimiz de var, yargıdaki hakimlerimiz, savcılarımız da var ama hepsinin ötesinde millet var. Onlar böyle bir milletin olduğunu düşünemediler.
Yani tankların önüne gerektiğinde yatabilecek bir milletin olduğunu düşünmediler. Uçaklardan gelecek bombalardan yılmayacak, helikopterlerden yapılacak saldırılar karşısında dimdik ayakta duracak bir milletin olabileceğini düşünmediler. Bizim şu anda 240 şehidimiz var ve bizim şu anda 2 bin 200’e yakın yaralımız var. Bu yaralıların bir kısmı yoğun bakımda, bir kısmı şu anda tedavilerini sürdürüyor. Ama hepsinde başka bir aşk var, vatan var, demokrasi var, öbür taraftan şehadet var, bununla beraber oraya yürüdüler. Ve gençler, kadınlar, yaşlılar hiç yılmadılar. Bakıyorsunuz 15 yaşında, 16 yaşında gençler burada şehit oldular.
" Darbe girişiminden 2 gün sonra Rusya Devlet Başkanı Putin'in kendisini arayarak destek mesajı verdiğini anımsatan Erdoğan, "Tabii bütün bu olaylarla birlikte özellikle hemen daha olayın ikinci günü sağolsun Sayın Vladimir beni aradılar ve konuyla ilgili darbeye karşı olduklarını, bu konuda bizlerin yanında yer aldıklarını bize hemen bildirdiler. Bu tabii bizlerle hemhal oluşunu, bizlere karşı böyle bir duruş sergilemiş olmalarını ben yine şahsım, milletim adına şükranla anıyorum. Kendilerine teşekkür ediyorum. Gerçekten ihanet edenlerin, devletine karşı darbe düzenleyen, halkına karşı darbe düzenleyenlerin tabii ki dünyada bütün siyasi liderler karşısında dikilmesi gerekir. Sayın Putin bunu hemen süratle yaptı, anında yaptı, ondan dolayı kendisine teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Rusya’nın FETÖ’nün darbe girişiminde bulunacağına dair Türk tarafına bilgi verdiği" yönündeki iddiaların sorulması üzerine Erdoğan, "Bunu ben şu anda sizden duyuyorum, yani böyle bir durum olmuş olsa bunun daha önceden bana bildirilmiş olması gerekir. Bunu ne istihbarat teşkilatım, ne de bir başka kanaldan almış değilim. Ama bunu söyleyenler kime söylemişler, nasıl söylemişler haberimiz yok. Öyle zannediyorum ki bunlar asılsız dedikodular ve asparagas haber bunlar diye değerlendiriyorum." şeklinde cevap verdi.
FETHULLAH GÜLEN'İN İADESİ
ABD’nin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in iadesini reddetmesi halinde iki ülke arasındaki ilişkilerin hangi yönde seyredeceğiyle ilgili olarak Erdoğan, varsayımlar üzerinden hareket etmenin doğru olmayacağını vurgulayarak şunları aktardı: "Tabii bunu varsayımlar üzerinden değerlendirirsek yanlış olur. Yani şu anda bir süreç devam ediyor. Daha önce ben Sayın (ABD Başkanı Barack) Obama’ya bu talebimi ilettim ve sizler bizden teröristleri istediğiniz zaman biz sizlere bu teröristleri teslim ettik, işte şimdi de FETÖ'nün başı sizde ve 99’dan beri ülkenizde yaşıyor. Ben de bu kişiyle belli süreler içerisinde maalesef tabii her türlü desteği biz onların ekiplerine verdik, yani nedir? Eğitimle ilgileniyorlar dedik. Nedir? Ülkenin geleceğiyle ilgili olumlu adımlar atıyorlar diye baktık. Ama netice bu şekilde devam etmedi, bu onların kamuflajıydı. Daha sonra baktık ki bu başka yere doğru gidiyor."
FETÖ'nün dersanelerinin kapatılmasıyla, örgütün parasal kaynaklarını ciddi manada kaybettiğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi: "Tabii ben işin başında bir şeyi hissetmiştim, o da şuydu, Bunların dershane faaliyetleri vardı ve bu dershane faaliyetlerinin olumlu olmadığını, olumsuz bir şekilde cereyan ettiğini, bunun bir parasal kaynak olarak düşünüldüğünü hep düşündüm. Arkadaşlarıma da bunu o zamanlar Başbakan olmam hasebiyle ifade ettim. Ama işi çok hafiften aldılar, 2010 itibariyle bu işe çok daha ciddi girdik ve 2010’da dershanelerin kapatılmasına yönelik adımlar atılınca o zaman bunlar ciddi manada sıçramaya başladılar.
Çünkü çok ciddi bir parasal kaynak ellerinden gidiyordu. Hakikaten bunu çok açık, net gördük. Zira dershaneler kapatıldı ve bunun yanında devlet hafta sonlarında telafi kursları adı altında kurslar açtı. Bu kurslar açılınca tabii hem benim vatandaşım bunlara gereksiz yere para ödemekten kurtuldu, çünkü bunların içinde fakir var, garip var, bu insanları bundan kurtarmış olduk. Hafta sonunda ücretsiz vermiş olduğumuz bu telafi kurslarıyla da vatandaşımızın oralara ödediği paralar cebinde kalmış oldu. Bu arada da öğretmenler de ek bir gelir elde ettiler."
Gülen'in, ABD'den iadesinin talep edildiğini aktaran Erdoğan, "Söyledikleri şey şu, 'Bizim hukukumuza göre bu kişinin terörist olduğunu belgeleyen veyahut da bunun belgelerini bize gönderin, inceleyelim, ondan sonra gereken adımı biz Amerika hukukuna göre atalım' diyorlar. Tabii bizim daha önce gönderdiğimiz belgeler var, şimdi de kendilerine 85 koli belge-bilgi gönderdik. Yakın zaman içerisinde de Adalet Bakanımızı, Dışişleri Bakanımızı, özel temsilcimi ve bu konuyla ilgilenen bazı hakim-savcı, bunları Amerika’ya göndereceğiz ve yerinde kendilerine bilgilendirme yapacaklar." diye konuştu.