1
Başkent’te özel bir hastanede 3 yıl önce sezaryen ile doğum yapan 38 yaşındaki Sibel Kol, karnında unutulan gazlı bezle yaşadı. Ankara'da yaşayan Sibel Kol, yaklaşık 3 yıl önce ikinci çocuğunun doğumunu yapmak üzere özel bir hastaneye yattı. Sezaryen yöntemiyle Aysima adı verilen bir kız çocuğu doğuran Kol, yaşadığı acılar nedeniyle gittiği doktorunun, 'ağrının normal olduğunu' söyleyip evine gönderdi.
Yaşadığı süreci anlatan Anne Sibel Kol, "8 ay boyunca kontrollere düzenli şekilde gittim. Hiç bir sıkıntı yoktu. 34 haftalıkken çocukta bazı sıkıntılar oluştu. Bu yüzden özel bir hastaneye geçtim. Orada çocuğumun çok iri olduğunu ve bu sebeple sezaryen ile doğum yapabileceğimi söylediler. Doktor ameliyat esnasında çok ilgiliydi. Fakat bir o kadar da dalga geçiyordu benimle. Bir süre sonra kendimce bir panik hissettim. İğne yaptılar ve uyudum. Doğumdan sonra çocuğumu yukarı çıkardılar. Çocuğumu 2 gün sonra görebildiğini” söyledi.
“PSİKOLOJİM BOZULMASI SONUCU ANTİDEPRESAN İLAÇLAR KULLANMAYA BAŞLADIM”
Doğumdan sonra ağrılarının geçmediğini anlatan Kol, “Sürekli rahatsızlanıyordum. Daha sonrasında hiç düzelemedim. İlk bir hafta çocuğumu kucağıma alamadım. 1 hafta sonra tekrar aynı doktora gittim. Bana 'Bunlar olağan şeyler. Kilolu bir bebek doğumu yaptın. Kesin çok büyük. Ağrıların olacak. Yağlanman çok fazla onun için bunları yaşayacaksın" dedi.
Ben daha sonra o hastaneye bir daha gitmek istemedim. Başka hastanelere gittim. Şuanda antidepresan ilacı kullanıyorum. Çocuğumu hala kucağıma alamıyorum" ifadelerini kullandı.
"DOKTOR BANA 'KANSER OLABİLİRSİN' DEDİ
Eşiyle aralarında çok ciddi problemler yaşadığını belirten Kol, şunları kaydetti:
"Onun beni görmesini ve bana dokunsun istemiyordum. Göbeğim hiç gitmedi. Dar şeyler giyemiyordum ve boşluklarım hep ağrıyordu. Çevremdekiler hep bana "Üşütüyorsun o yüzden oluyor ve kilolusun" diyorlardı. Hastanelere 3 yıl boyunca gitmedim değil, gittim ama sonuç bulamadım. Son gittiğim hastanede doktorum bana "Kanser olabilirsin" dedi.”
ÇOCUKLARI İLE VEDALAŞTI
Yaşananlar karşısında doktorlara güveninin kalmadığını söyleyen Kol, “Çocuklarımla vedalaşarak ameliyata girdim. Daha sonra farklı bir şeyin olduğunu öğrenince daha büyük yıkım yaşadım. Şuan çok kötüyüm. Kime güveneceğim ben. Doktorlara güvenmeyeceğiz de kime güveneceğiz. Vücudumda 2 tane bizim bildiğimiz gazlı bez çıktı. Vücudumu komple iltihap sarmış. Şuan hala onlarla savaşıyorum. Yaralarım iyileşmiyor. Ameliyatı gerçekleştiren doktorum bana sezaryen da bu bezlerin kaldığını söyledi. Zaten başka ameliyat geçirmedim. Hayatımda 2 kez ameliyat oldum. Birincisi sezaryen birde bu son gerçekleşen ameliyat" diye konuştu.
"NE KADAR BİR BEDEL DÜŞÜNÜYORSUNUZ?"
Avukatıyla beraber eşinin sezaryen olduğu hastane yönetimiyle görüşmeye gittiklerini ifade eden baba Kol, "Hasta hakları bölümüyle görüştük onlar bizimle pek ilgilenmedi. Daha sonra bizimle iletişime geçtiler. Gittim durumu anlattım. Orada eşimi suçlar tavırlar vardı. Madem öyle bir şey var 3 yıldır neredeydiniz tarzında tavır vardı. Biz başka hastanelere de gittik. Fakat bunlar 2 tane kocaman sargı bezinin unutulması gerçeğini kapatamaz. Eşimin çektiği acıları kapatamaz. Daha sonra hastanenin avukatı bize "Bizden beklentiniz ne?" diye sordu. Bizde kendilerine, hem maddi hem manevi zararlarımız var. Eşimin ruhsal durumu bozuldu ve tekrar ameliyat olmak zorunda kaldı ve bu sebeple beklentilerimizin olduğunu söyledim. Avukat bize, "Ne kadar bir bedel düşünüyorsunuz?" gibi bir soru sordu. Bende, eşime bir değer biçemem. O tekrar döndü ve bana "Siz yine de bir rakam söyleyin" dedi. Bende o zaman, 750 bin manevi ve 5 binde maddi zararım var dedim. Bunları karşılayın dedim. "Hastane yönetimi ile bunu görüşeceğiz. Size daha sonra haber vereceğiz" dediler. Aradan yaklaşık olarak 5 gün geçtikten sonra avukatım aracılığıyla bize geri dönüş sağladılar. "Biz bu tamponların bizim sezaryen ameliyatımızda olduğuna inanmıyoruz. İstediğiniz kanuni soruşturmayı başlatabilirsiniz" dediler." diye konuştu.
"EŞİME ÖLSEYDİ ÇOCUKLARIMA NASIL BAKACAKTIM”
Baba Kol, konuşmasının devamında şunları belirtti:
"Kanuni olarak hakkımızı sonunu kadar arayacağız. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil. Bir anne evlatlarını bu kadar sahipsiz bırakma zorunda kaldı. Bunlar acı şeyler. Allah göstermesin bu kadına bir şey olsaydı 2 tane kız çocuğuna ben nasıl bakacaktım. Eşimi nasıl geri getireceklerdi. Eşimin 4 sene içinde de düzeleceğine ben şahsen inanmıyorum. Ne ruhsal olarak nede bedensel olarak. Bizim 3. bir çocuk düşüncemiz vardı. Biz bu olaylardan sonra 3. çocuğu istemiyoruz. Yeter ki eşim normal hayatına dönsün."
Ayrıca, Kol ailesi, gerçekleşen bu ihmalsizliğin kendilerine mal edilmemesi için hukuki işlemleri en yakında zamanda başlatacaklarını belirtti.
(Hürriyet)